Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Aralık’ta yayınlanan son yönetmeliği çerçevesinde laboratuar incelemeleriyle taklit ve tağşiş (benzer başka ürün karıştırma) yapıldığı kesinleşen firmanın adı, ürün adı, markası gibi bilgilerinin Bakanlık resmi internet sitesinde kamuoyunun bilgisine sunulmasının ardından ilk skandal balda ortaya çıktı. Bu gelişmeleri yakından takip eden zeytinyağı sektörü ise kendilerinde sorunun çok daha büyük olduğunu ve daha etkin önlemler alınmasını istedi.
İSİM YAZMAK KESİN ÇÖZÜM DEĞİL
Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Ege Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi Başkanı Metin Ölken, uygulamanın yeni başladığını, pratikte nasıl karşılık bulacağını yaşayarak göreceklerini dile getirdi. Şimdiye kadar balda sadece iki firmanın açıklanmasının sistemin yavaş ilerlediğine işaret ettiğini kaydeden Ölken, zeytinyağında da benzer bir uygulamanın fayda getireceğini kaydederek, "Ancak isim yayınlamak kesin çözüm değil. Çünkü bunu yapan insanlar zaten vurgunu yapıp başka isimlerle ortaya çıkıyor" dedi.
EGE PİRİNASI ANTEP’TE ZEYTİNYAĞI OLUYOR
Para cezalarının da daha caydırıcı olması gerektiğini savunan Ölken şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu iş sırf balda değil. Bal zaten yıllardır konuşulan bir alandı. Geç kalınmış da olsa bir adım atılmasını önemsiyoruz. Bizim durumumuz baldan daha kötü. Beyaz tenekeden tutun, ambalajlı ürüne kadar pek çok taklit ve tağşiş sorunu hala dizboyu. Balda 1 ise zeytinyağında 5 sorun var. Örneğin Ege’den giden pirina (sabun yapımında kullanılan) Antep’te zeytinyağı diye satılıyor. Bu tür şeyleri önlemek lazım. Bu sahtekarlık işleri çözülmedikçe fiyatlar da dengeye giremeyecektir."
’BÜYÜK FİRMALARIN İŞİNE GELİYOR’
Zeytinyağındaki sahtekarlıktan bunu yapmayan büyük firmaların da kazanç elde ettiğine ve aslında sorunun çözümü için tam olarak irade konamadığına işaret eden Ölken, şunları söyledi:
"Bu sahtekarlığı yapmayacağını bildiğimiz markalar var. Onlar aslında bunun düzelmesini istemiyor. Çünkü tüketici, korkusundan ufak firmalardan mal almıyor. Bu yönüyle aslında büyük firmaların işine de geliyor ve böylece rekabet yanlış işliyor."
TAN: 117 ŞİKAYET İLETTİK
UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan ise Bakanlığın attığı adımların olumlu olduğuna dikkat çekerek, bugüne kadar kendilerine ulaşan 117 şikayeti Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’ne ilettiklerini, iletmeye de devam edeceklerini söyledi. Tan, bu konuda takiplerin sürdüğünü de ifade ederek "Zeytinyağı biraz daha kontrollü şekilde gidiyor. Üreticilerin yüzde 80- 90’ı beyaz listede olduğu için yapanların oranı daha düşük kalıyor" bilgisini verdi.
ÇETİN: HERKES SORUMLU
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, sadece imal eden değil büyük marketlerin ve reklam yapan basın kuruluşlarının da sorumluluğu paylaşması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Katkılı ürün ve taklitle vatandaşın bariz şekilde aldatılması, insanın içini acıtıyor. Bu konuda bir yasal düzenleme şart. Üç kişiyi ilan etmekle bu iş bitmez. O çok uluslu, tüketiciye raflarında güven veren hipermarketler ve marketlerden tutun da, bu ürünlerin reklamlarını yayınlayan kuruluşlara kadar herkesin elini taşın altına koyması, sorumluluğu alması gerekiyor. Deşifre edilmesi, duyurulması çok yerinde bir uygulama ancak kalıcı çözüm için bu önerilerimiz hayata geçirilmeli. Marketler gerekirse laboratuvarda test etmeli, sertifika istemelidir."
TEK KRİTER UCUZLUK OLMAMALI
Tüketiciye ucuz ürüne şüpheyle bakmaları tavsiyesinde bulunan Çetin, yaşadığı bir olayı şöyle örnek verdi:
"Geçtiğimiz günlerde büyük bir marketin zeytinyağı rafını inceledim. 1 kilogramlık iki ürün yan yana duruyordu. Birinin fiyatı 7.5 TL, diğerinin ise 15 TL idi. Bir kere 7.5 TL’ye satabilmeniz için ambalajı, işçilik ve nakliye maliyetini de düşünürseniz yağı üreticiden 2.5 TL’ye almanız lazım. Öyle bir fiyat da yok. Üreticiden en az 5- 5.5 TL’ye alıyorsunuz. O yüzden tek kriter ucuzluk olmamalı. Taklit ve tağşiş olduğunu anlamak için illa uzman olmak gerekmiyor."
ZEYTİNYAĞINDA TAĞŞİŞ NEDİR?
Genelde sızma zeytinyağlarına belli ölçüde (genellikle yüzde 10) kanola, mısır veya ayçiçek yağı gibi daha ucuz yağlar karıştırılarak elde edilen yağdır. Tağşiş, yüksek teknolojik analizlerle tespit edilse de, tüketici de donma derecelerindeki farklılıklara bakarak yağın taklit ve tağşiş olduğunu anlayabilir. Derin dondurucuya 15 dakika bırakılan numune zeytinyağının bir kısmı donar, bir kısmı donmazsa tağşiş söz konusudur.
Bunun dışında farklı niteliklere sahip zeytinyağlarının karıştırılıp nitelikli zeytinyağı gibi satılması da tağşişe girerken; son yıllarda yapılan ’kolon sızması’ da yeni bir zeytinyağı sahtekarlığı olarak biliniyor. Bu yöntemde de asidi yüksek, kötü koku ve görüntüye sahip yağlar, ısıl işlemden geçirilerek sızma yağ standartlarına getiriliyor ve sızma zeytinyağı olarak satılıyor.
KAYNAK:http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20257012.asp