Deniz Baykal'ın Radikal yazarı Murat Yetkin'e yaptığı açıklama...

CHP lideri Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi üyelerine yönelik izlemenin, tarihi bir karar aşamasında Mahkeme üyelerine şantaj yapmak için malzeme toplamayı mı amaçladığını sordu. Emniyet’in izleme yapılmadığı açıklamasını inandırıcı bulmadığını söyleyen Baykal, iktidarı suçladı ve bu konunun açıklık kazanması gerektiğini söyledi.
Uygulamaların altında AK Parti iktidarının telaş ve suçluluk duygusunun bulunduğunu öne süren Baykal, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın dünkü Radikal’de yer alan ve Mahkeme’nin kapatma ya da kapatmama dışında üçüncü bir yol bulması temennisini dile getirmesine de sert tepki gösterdi.
“Anayasa Mahkemesi’ne nasıl karar almasını söylemek bir siyasi organın başına düşer mi?”  diye soran Baykal, “Herkes haddini bilmeli.
Hiç olmazsa susabilmeli” diye konuştu.
CHP lideri Baykal’ın Radikal’in sorusu üzerine yaptığı açıklamalar şöyle:

 “Maalesef Anayasa Mahkemesi konusunda iktidar çevreleri bir hukuk devletinde sergilenmesi gereken tutumu ortaya koymuyor. Mahkeme üyeleriyle çok değişik temas, yönlendirme çabası, baskı ilişkisine girilmesi girişimleri Ankara’da dile getirilmekteydi.
Bu son olay (Paksüt olayı) iki yönüyle önemlidir.”
Emniyet inandırıcı değil

“Birincisi, çok önemli kurumlarda görevli saygın insanların izleme, gözetim altında tutulmaları doğal değildir. (‘Emniyet izlendiğini yalanladı’ hatırlatması üzerine, devamla) Aracın Emniyet’e ait olduğu ortaya çıktı. Mahkeme Başkanvekili de iddiasında ısrarlı; iki aydır izlendiği kuşkusunu dile getiriyor. Emniyet’e inanmayı isterdim. Emniyet inandırıcı olmak için aracı açmalıydı. Bu, bildiğimiz örtbas etme çabası.
İddianın reddedilmiş olması da vahim. Ret doğru çıkmazsa, olay doğruysa daha vahim. Bir süredir ortada bir polis devleti tablosu yaygınlaşıyor. Her alanda; izlemeler, çeşitli baskılar, suçlamalar, iddianame olmaksızın yaşanan gözaltılar... Tatsız bir tablo.”
Şantaj mı amaçlanıyor?

“İkincisi, Anayasa Mahkemesi tarihi bir karar alma aşamasında. Üyelerine yönelik bu takip neyi amaçlıyor? Ne yakalanmak isteniyor?
Üyelerin kişilik haklarına tecavüz edilerek, malzeme toplanarak şantaj mı yapılmak isteniyor? Bu konu açıklık kazanmalı. Emniyet’in açıklaması yeterli
değil. Sindirme, özel yaşama girme merakı, dosyalama, fişleme uygulamaları ve bunun Anayasa Mahkemesi üyelerine yönelik ortaya çıkması,
çok vahim bir manzara. Bunun altında iktidarın telaş, panik ve suçluluk duygusu var.”

Toptan’a sert tepki

 “Siyasetçilerin böyle bir noktada basiretlerini ve sorumluluklarını koruyarak, bu süreci herhangi bir biçimde etkileme çabasından uzak durmalarına şiddetle ihtiyaç var. Buna en fazla özen göstermesi gerekenler de en sorumlu noktalarda bulunanlar. Anayasa Mahkemesi’ni böyle bir tarihi karar öncesinde uyarmaya, akıl vermeye, ders vermeye kimsenin hakkı olmadığı bilinmeli. Herkes
haddini bilmeli. Herkes hukuka saygılı olmalı.”

Talihsiz değerlendirme

 “Böyle bir kritik dönemde sorumlular yanlış yapmamaya özen göstermeli. Bunu başarmanın, bunu gerçekleştirmenin en sağlam yolu olarak,
hiç olmazsa susabilmelidir. Anayasa Mahkemesi’ne nasıl karar almasını söylemek bir siyasi organın başına düşer mi? Talihsiz bir değerlendirme.”
Görülebildiği gibi, CHP lideri Baykal, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt’ün izlendiği iddialarındaki ısrarını ciddiye alıyor ve üzerine gidiyor. Emniyet’in yalanlamasının doğru çıkmayıp, olayın doğru çıkması ihtimalini tartışmaya
açması da bu izlenimi güçlendiriyor. Baykal’ın izleme iddiasını Anayasa Mahkemesi’nde süren AK Parti kapatma davasıyla ilişkilendirmesi ve bu kararı yönlendirmek amacıyla şantajın mı amaçlandığını sorması durumun ciddiyetini anlatıyor.
Baykal’ın yine kapatma davası çerçevesinde Meclis Başkanı Toptan’ın dünkü Radikal’de yer alan sözlerine alışılmadık ölçüde sert tepki vermesi de Ankara’daki gerilimin devam ettiğinin bir başka işareti. Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, AK Parti saflarındaki arayışın ve arayışın getirdiği dağınıklığın farkında görünüyor.

RADİKAL