Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı (KTBK) birliklerinde denetlemelerde bulunmak ve yıllık Plan Seminerine katılmak üzere KKTC'de bulunan Orgeneral Başbuğ, KTBK Karargahında, KTBK üst düzey personelinin de bulunduğu toplantında basın açıklaması yaptı.
Açıklamasında, Kıbrıs sorunu ve terörle mücadeleye değinen Orgeneral Başbuğ, şubat ayına Irak'ın kuzeyine yapılan askeri operasyonun başarısının altında “hesaplı risk” yattığını vurguladı.
“Operasyonun ne zaman, nereye, hangi birliklerle ve ne kadar süreli olarak icra edileceğinin aralık 2007'de belirlendiğine” işaret eden Orgeneral Başbuğ, operasyon birliklerinin, kışlalarından büyük bir gizlilik içerisinde 21 şubat günü “ileriye yanaştığını ve aynı gece de operasyonun icrasına başlandığını” kaydetti. Orgeneral Başbuğ, “bunu, ne bölücü terör örgütünün ne de medyanın tespit edebildiğini” vurguladı.
Operasyon hakkında detaylı bilgi veren Orgeneral Başbuğ, “Türk Silahlı Kuvvetleri, yurt içinde ve yurt dışında örgütün bulunduğu bütün bölgelerde terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar, operasyonlara büyük bir kararlılıkla devam edecektir” dedi.
KÜLTÜREL FARKLILIKLAR
Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel farklılıklara saygılı olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel alanda, bireysel kalmak ve ulus devlet yapısına zarar vermemek şartıyla kültürel zenginliklerin yaşanması ve yaşatılması için gerekli düzenlemeleri gerçekleştirdiğini ve bazı uygulamaların devam etiğini anlatan Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
“Bunun ötesinde, kimse Türkiye'den belirli bir etnik gruba kültürel alanın dışında, ulus devlet ve üniter devlet yapısını tehlikeye sokacak, siyasal alanda, grupsal düzenlemeler yapmasını isteyemez ve bekleyemez.
Kültürel alandaki düzenlemeler herhangi bir şekilde siyasal alana doğru götürülmeye ve ikincil kimlikler birinci kimliğe dönüştürülmeye çalışılırsa ve bu konular ülke gündemine kasıtlı olarak devamlı sokulursa korkarız ki ülke kutuplaşmaya ve ayrışmaya sürüklenebilir. Bu Türk toplumuna karşı yapılabilecek en büyük kötülüktür.”
Bölücü terör örgütünün 1984'ten beri bunu başaramadığını ve Türk toplumun mayasını bozman isteyenler olduğunu, buna karşı sağduyulu ve dengeli olunması gerektiğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, bazı marjinal grupların Türkiye'yi götürmek istedikleri noktanın bu olduğunu, tuzaklara düşmemek gerektiğini vurguladı.
Orgeneral Başbuğ, “bölücü terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleden sorumlu bir komutan olarak, bu endişesini paylaşmayı bir görev
bildiğini” belirtti.
“TEK ÇIKAR YOL”
TSK'nın, yurt içinde ve yurt dışında terör örgütü bulunduğu bütün bölgelerde etkisiz hale getirilinceye kadar, operasyonlara büyük bir kararlılıkla devam edeceğini bildiren Orgeneral Başbuğ, şöyle konuştu:
“Sınır ötesi operasyon dışında, güvenlik kuvvetleri 2008 yılı içerisinde, yurt içinde icra etmiş olduğu operasyonlar neticesinde 51 teröristi etkisiz hale getirmiştir. Yine aynı dönemde 46 terörist sağ olarak ele geçirilirken, 41 terörist de kendiliğinden teslim olmuştur.
Özellikle bu operasyonlarla örgütün Şırnak'ın Küpeli, Bestler, Dereler ve Tunceli, Bingöl bölgelerinde bulunan unsurlarına çok büyük darbeler vurulmuştur.
Örgüte mensup teröristler ve destekleyicileri için tek çıkar yol vardır, o yol da Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olmak ve yüce Türk adaletinin karşısına çıkmaktır.”
"KIBRIS MİLLİ VE ORTAK SORUN"
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kııbrıs sorununun, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin güvenliklerini ilgilendiren milli ve ortak bir sorun olduğunu vurgulayarak, “Kıbrıs sorunun çözümünde, iki kesimlilik ile Garanti ve İttifak Antlaşmalarının delinmeden ve sulandırılmadan korunması şarttır. İki kesimliliğin delinmesi, Kıbrıs Türk halkının geleceğinin ipotek altına alınmasıdır” dedi.
Orgeneral Başbuğ, Kııbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) karargahında yaptığı basın açıklamasında, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin bakış açısından Kıbrıs 'ın öneminin iki temel esasa dayandığına” vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Bunlardan birincisi, Türkiye Cumhuriyeti'ne Garanti Antlaşması ile yüklenen Kıbrıs Türk halkına sağlamak zorunda olduğumuz güvenlik sorumluluğudur.
İkincisiyse ittifak antlaşmasında açıkça ifade edildiği gibi, Kıbrıs 'ın, Türkiye'nin güvenliği açısından taşıdığı stratejik rolün önemidir. Bu iki temel, süreklilik arz etmektedir. Çünkü Kıbrıs'ta ve Doğu Akdeniz'deki istikrar ve denge ancak bu sayede sağlanmaktadır.
Buradan açıkça görüleceği gibi,Kıbrıs sorunu, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin güvenliklerini ilgilendiren milli ve ortak bir sorundur.”
ADİL VE KALICI ÇÖZÜM
Kıbrıs sorununa, BM çerçevesinde, kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasının istenilen bir husus olduğunu kaydeden Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi:
“Gerçekten Kıbrıs sorununa kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüm bulunması isteniyorsa ilk önce, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin 1959-1960 antlaşmalarına dayalı '1960 Kıbrıs Cumhuriyeti' olmadığının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bir gerçek olduğunun ve ilgili tarafların eşit ve egemen şekilde ortaya konulacak 'ortak iradesi' olmaksızın soruna çözüm bulunamayacağının, herkes tarafından kabul edilmesi gerekir.”
GÜVEN ORTAMI
Mehmet Akif Ersoy'un “hiç ibret alınsa tekerrür mü ederdi tarih” sözüne atıf yapan Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
“Aralık 1963'te başlayan Rum saldırıları, 1964'te Erenköy, 1967'de Boğazköy ve Geçitkale saldırıları ile devam etmiş, 1974 yılına kadar geçen sürede Kıbrıs 'ta kan ve gerginlik hakim olmuştur. Bunca yaşanılandan sonra,Kıbrıs Türk halkının, haklı nedenlerle Kıbrıs Rum tarafına karşı güven duyamaması, üzerinde durulması gereken önemli bir husustur. Kapsamlı bir çözümün bile hemen iki taraf arasında güven ortamı yaratabileceğini düşünmek zordur.”
“KKTC İYİ NİYETİNE KARŞILIK GÖRMEDİ”
KKTC'nin bugüne kadar iyi niyeti, barışçı ve uzlaşıcı yaklaşımlarının Güney Kıbrıs Rum yönetimi tarafından herhangi bir karşılık görmediğine işaret eden Orgeneral Başbuğ, “KKTC uzlaşmadan ve çözümden yana tavır almasına rağmen Avrupa Birliği izolasyonları ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durum da güveni sarsmaktadır” dedi.
Orgeneral Başbuğ, mutlu barış harekatının sadece Kıbrıs Türk halkı için değil, Kıbrıs Rum halkı için de barış ortamı sağladığını, binlerce yabancı uyruklu şahsın, Türk ordusunun varlığıyla kendisini güvende hissederek KKTC'de yaşadığını anlattı.
Bu nedenle KTBK'nın adadaki varlığının, 1974 yılından bugüne kadar Kıbrıs 'ta yaşanan huzur ve güvenin sağlayıcısı ve teminatı olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi:
“Kıbrıs sorununun çözümünde, iki kesimlilikle garanti ve ittifak antlaşmalarının delinmeden ve sulandırılmadan korunması şarttır. İki kesimliliğin delinmesi, Kıbrıs Türk halkının geleceğinin ipotek altına alınmasıdır.
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı ve birliklerinde yapmış olduğum denetlemeler sonucunda, birliklerimizin üstün bir moral, eğitim, öz güven ve disiplin içinde, kararlı ve her an göreve hazır bir şekilde; başta Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve savunulması olmak üzere, kendilerine verilebilecek bütün görevleri mükemmel şekilde yerine getirebileceklerini görmekten büyük bir mutluluk duydum.”
“KİMSE YANLIŞ HESAP YAPMASIN”
Orgeneral İlker Başbuğ, KKTC halkının, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı duyduğu değişmeyen güven ve sevgisinin, güçlerini perçinlediğini ifade ederek, KKTC halkının, Türk ordusunun terörle mücadele verdiği desteğe Türk Silahlı Kuvvetleri adına teşekkür etti.
Kıbrıs Türkünün yeni nesillere geçmişi iyi öğretmesi gerektiğini, bu hususun geleceğin teminatı olduğunu vurgulayan Başbuğ, KKTC'nin, kim ne derse desin bir gerçek olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
“Anavatanından güç alan mücahit Kıbrıs Türkü de, dünyada hiçbir topluma reva görülmeyen zulüm ve haksızlıklara, gelecek nesillere örnek teşkil etmesi ve ders alınması gereken müstesna bir fedakarlık ve azimle direnmiş ve var oluş mücadelesini bir devlet kurarak taçlandırmıştır.
Bunun bazıları tarafından iyi okunması ve anlaşılmasında sonsuz yararlar vardır. Kimse yanlış hesap yapmasın.”