Milliyet Gazetesi Yazarı Can Dündar, Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz'le 6 ay önce yaptığı sohbetin ayrıntılarını yazarken, dikkat çekici ifadelere yer verdi. Yazdığı bir yazı nedeniyle Beşiktaş Cumhuriyet Savcılığı'na çağrıldığını belirten Dündar, kendisini davet eden savcının gelmemesi nedeniyle Öz'le görüştüğünü ve 2.5 saat odasında kaldığı Öz'le ağırlıklı olarak Ergenekon soruşturmasıyla ilgili "sohbet ettiğini" kaydetti. Dündar, yazısında, "Veli Küçük’ün gözaltına alınmasından, Emniyet’in tavrına, 'AKP içine yerleştirilen casus'tan,'iddianame açıklanınca kopacak kıyamet'e kadar uzandı sohbet" ifadelerine yer verdi.
Dündar, dün gazetede yayınlanan yazısında, savcı Öz'le yaptığı dikkat çekici bir sohbeti anlattı. "Soruşturmanın selameti için yazıyı yazmak için 6 ay beklediğini" belirten Dündar, geçen süreçte, 'çetenin kanıtı bombalar'ın imha edildiğine, kimlerin ne zaman gözaltına alınacağının Hükümet yanlısı gazetelerde önceden açıklandığına, açıklanmamış iddianamenin belgelerinin kitap halinde yayımlandığına ve iddiaların iddianameden önce gazetelerde çarşaf çarşaf yer aldığına" dikkat çekti. Dündar, Öz'le sohbetine giden yolu ve içeriğini şöyle anlattı:
"Davet edildim"
"Ocak sonu 'İkinci Öz' başlıklı bir yazı yazmıştım. 'Ergenekon sorgulaması'nın başına Zekeriya Öz getirilince soyadlarının aynı olmasından yola çıkarak, 30 yıl önce benzer bir davayla Doğan Öz’ün uğraştığını hatırlatmıştım. 'Şiddet eylemlerini kışkırtan bir örgütün devlet aygıtını kendi amacına uygun bir şekilde dönüştürmeye çalıştığını' söyleyen bu aydın savcı, Kontgerilla’yı keşfettikten 2 ay sonra öldürülmüştü. 30 yıl kaybeden Türkiye’nin önünde yeni bir şans vardı şimdi.Yazı yayınlandıktan 1 ay kadar sonra savcılığa davet edildim. 26 Şubat günü, Beşiktaş’taki Cumhuriyet savcılığına ifade vermeye gittim.
Savcı gelmeyince...
Üst kattaki odada iki masa vardı; masalardan birinde oturan nazik bir savcı, beni davet eden savcının o gün gelemediğini belirtti; 'İfadenizi Zekeriya Bey alacak' dedi. 'Ergenekon Davası'nın ünlü savcısı Zekeriya Öz’le böylece tanıştım. Tanıştığımızda Savcı Öz, oturduğu koltukta dosya okuyordu. Dosyanın içinde 'İkinci Öz' yazım olduğunu fark ettim. Memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle doğrudan lafa girdi: 'Beni hedef göstermişsiniz' dedi. 'Tersine' dedim; '…geçmişteki deneyimler ışığında ve bu davanın selameti açısından iyi korunmanız gerektiğini düşünüyorum. Bunun Türkiye için bir umut olabileceğini yazdım.' Yazının niyeti konusunda aynı görüşte değildi.
Amaç farklı
Ama ilginçtir; oraya bu konu için davet edilmediğimi söyledi. Asıl davet gerekçesi, bugün soruşturduğu çetenin adını taşıyan bir kitaba 10 yıl önce imza atmış olmamdı. Celal Kazdağlı ile birlikte yaptığımız “Ergenekon” araştırmasıyla ilgili bilgi almak istiyordu. 'Ne biliyorsak, hepsini kitapta yazdığımızı' söyledim.
"AKP'nin içindeki casus"
Laf açıldıkça, bir savcı ile bir avukatın da tanıklık ettiği bizim 'ifade', 'derin' bir sohbete dönüştü. Ben az konuştum; 2,5 saat süren bu sohbetin yaklaşık 2 saatinde Savcı Öz, Ergenekon soruşturmasının ayrıntılarını anlattı. O gün için 125 klasörü bulmuş bu davanın en hummalı safhasında bana 2,5 saatini ayırabilmesine şaşarak ve gözümü 2,5 saat boyunca sürekli çektiği tespihinden ayıramayarak anlattıklarını dinledim. Veli Küçük’ün gözaltına alınmasından Emniyet’in tavrına, “AKP içine yerleştirilen casus”tan yabancı istihbarat örgütlerinin ajanı olarak fişlenen gazetecilere, bayrak mitinglerinin ardındaki isimlerden Danıştay saldırısının tahkikatına, Sabancı cinayetinden Dink suikastına, örgütün TV kanalı açma ve kimyasal silah üretme projesinden, mafya içindeki bağlantılarına,üs haline getirilmiş kiliseden, “iddianame açıklanınca kopacak kıyamet”e kadar uzandı sohbet…Savcı Öz’ün anlattıkları sayesinde 6 ay sonra ancak bugün ortaya çıkacak bazı mahrem bilgilere, o gün sahip olma şansına kavuştum."
"Küçük yazdırtmış"
Dündar, yazısının devamında da sohbetin bir yerinde “tanık”lıktan “zanlı"lığa doğru evrildiğini hissettiğini belirtirken, Öz'ün, tutuklulardan birisinin "O kitabı Can Dündar’a, Veli Küçük yazdırtmış" dediğini kendisine aktardığını kaydetti.
(Radikal)