CHP Merkez Yönetim Kurulu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Parti Sözcüsü Koç, MYK devam ederken basın toplantısı düzenledi ve geçen hafta ”Oslo görüşmelerine” ilişkin Başbakan Erdoğan’a sorular yönelttiğini hatırlattı. Aradan 5 gün geçmiş olmasına rağmen tatmin edici yanıtlar alamadıklarını söyleyen Koç, Erdoğan’ın Bosna-Hersek gezisinden dönerken uçakta gazetecilerin konuya ilişkin sorularına verdiği yanıtların da ”itiraf niteliğinde” olduğunu ileri sürdü. Başbakan Erdoğan’ın ”Oslo görüşmeleri”ne ilişkin uçakta verdiği yanıtta, ”Benim gönderdiğim istihbarat teşkilatının başındaki müsteşarımın veya onun yardımcısının altında imzası var mı yok mu? Bunu ispat edemeyen namerttir” dediğini ifade eden Koç, şöyle konuştu:
”Ben de kendisine şunu soruyorum: Senin PKK ile yaptığın mutabakat protokolünü hakem devlet, iki taraf adına imzalayıp muhafazasına aldı mı almadı mı? Bu mutabakat metni taraflar arasında arabuluculuk yapan hakem devlet temsilcileri tarafından, yani İngiltere tarafından taraflar adına imza altına alınmış ve aslı hakem devlet merkezinde arşive alınmıştır. Sen iradeni İngiltere’ye teslim etmişsin, senin adına imza attığı resmi protokolle belirlenmiş. ’Benim altında imzam var mı yok mu?’ diye soruyorsun.”
Metinde tarafların 9 madde üzerinde mutabakata vardığı belirtilerek, bu maddeler şöyle sıralandı;
- Taraflar, süregelen Oslo ve İmralı süreci bağlamında, Kürt sorununun çözümü konusundaki kararlılıklarını koruduklarını bir kez daha belirtmişlerdir.
- Taraflar, bu güne kadar Oslo ve İmralı süreçlerinde vurgulanan Kürt sorununun kalıcı çözümüne yönelik temasların sürdürülmesi ve yürütülecek çalışmaların Anayasal ve yasal çerçevede sonuçlandırılmasının esas alınmasının gerekliliği konusunda varılan mutabakatları teyit ederler.
- Taraflar, 10 Mayıs 2011 de İmralı’da yapılan görüşmede Sayın Öcalan tarafından sunulan, ’Türkiye’de Temel Toplumsal Sorunların Demokratik Çözüm İlkeleri Taslağı’, ’Türkiye’de Devlet ve Toplum İlişkilerinde Adil Barış İlkeleri Taslağı’ ve ’Kürt Sorununun Demokratik Çözüm ve Adil Barışı İçin Eylem Planı Öneri Taslağı’ adı altındaki taslaklar konusunda, en geç haziranın ilk haftasına kadar görüş ve önerilerini sunarlar. Kürt tarafı, sözü edilen taslakları memnuniyetle karşılar, prensip ve ilkesel olarak kabul eder.
- Taraflar, aynı süre içinde yukarıda adı geçen taslaklarda zikredilen Anayasa Konseyi, Barış Konseyi, Hakikat ve Adalet Komisyonu için isim düzeyinde çalışma yaparlar ve netleştirdikleri isim önerilerini sunarlar.
- Türk tarafı, seçimlerden sonra en kısa zamanda örgütü temsilen iki kişinin sayın Öcalan’ı ziyaret etmesi, yukarıda adı geçen konsey ve komisyonlar kurulduktan sonra, birer alt komisyonlarının da sayın Öcalan’la ilişkilendirilmesini taahhüt eder.
- Kürt halkının siyasi ve legal temsilcileri, basın yayın organları ve çalışanlarına yönelik uygulanan baskı, tutuklama ve çalışmalarını engelleme vb. yönelimlere son verilmesi ve KCK adı altında gerçekleşen siyasi operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması, sürecin yumuşatılması ve çözüm yönünde ilerlemesi için önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede Türk tarafı ilk adım olarak Nevruz ve sonrasında tutuklanan Kürt siyasetçileri bırakmayı taahhüt eder.
- Taraflar, seçimlerin güvenli bir ortamda geçmesi ve ortamın normalleşmesi için, en üst düzeyde kamuoyuna açık çağrı yapacaklardır.
- Kürt sorununun nihai çözümünün, ancak çatışmasızlık zemininde gerçekleşebileceğinden hareketle tüm askeri, siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması ve uygun tedbirlerin karşılıklı geliştirilmesi esastır. Bu çerçevede taraflar, 15 Hazirana 2011’e kadar her türlü operasyon ve askeri eylemlerini durdururlar.
- Taraflar, müzakereleri derinleştirmek üzere hazırlıklarını yaparak 2011 Hazira ayının ikinci yarısında bir araya gelmeyi kararlaştırmışlardır.”
BAŞBAKAN ERDOĞAN HAKAN FİDAN’I SORUMLULUKTAN KAÇMAK İÇİN KORUDU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısında AKP ile PKK terör örgütü arasında imzalandığı öne sürülen mutabakat metnini göstererek, Başbakan Erdoğan’ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı yasalara karşı korumaya alarak kendi sorumluluğundan kaçtığını söyledi. Koç, "Hakan Fidan’ı neden korumaya alıp, neden özel yasa çıkarttığınızı çok iyi anlıyoruz. Bu işin tepesinde sorumluluğun sizde olduğunu ve yargı sürecinin size uzanacağını çok iyi görüyorsunuz" diye konuştu.
CHP’li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan’a geçen hafta Çarşamba günü MYK toplantısı sonrasında beş soru sorduğunu hatırlatarak, Oslo görüşmelerini gündeme getirerek Başbakan Erdoğan’ın işine gelmeyen, sıkıntıları olan, karın ağrıları olan bir konuyu gündeme getirdiklerini savundu.
"HAKAN FİDAN PKK’YA ANA DİLDE EĞİTİM SÖZÜ VERDİ"
Başbakan Erdoğan’ın ’Bunlar 3-5 koyun güdemezler’ sözüne atıfta bulunan Koç, "Burada koyundan da keçiden de bahsetmiyoruz. Seni de sorumluluk içinde ciddiyete çağırıyoruz" diyerek şunlar söyledi;
" Başbakan uçakta gazetecilere ne itiraf ediyor? ’Benim gönderdiğim istihbarat teşkilatının başındaki müsteşarımın veya yardımcısının altında imzası var mı yok mu?’ diyor. Ben de kendisine şunu soruyorum; Senin PKK ile yaptığın mutabakat protokolünü hakem devlet iki taraf adına imzalayıp muhafazasına aldı mı almadı mı? Bu mutabakat metni burada: AKP- PKK mutabakat metni. MİT müsteşarı Hakan Fidan ana dilde eğitimle ilgili PKK’ya ’Nasıl olsa orası özerk bölge olacak. Öğretmen tayini dahil, eğitim hizmetleri belediyelere valilere devredilecek’ diye söz verdi mi? Bu cümleler Oslo tutanaklarında aynen yer almıştır. Bu sözün arkasında siz var mısınız? Siz yoksanız basına yaptığınız son açıklamada ’Benim bilgim olmadan böyle bir şeyi bu adam yapacak, ben onu orada tutacağım. Öyle şey olur mu ya?’ dediniz. Şimdi bu sözlerden sonra Hakan Fidan’ı neden korumaya alıp, neden özel yasa çıkarttığınızı çok iyi anlıyoruz. Bu işin tepesinde sorumluluğun sizde olduğunu ve yargı sürecinin size uzanacağını çok iyi görüyorsunuz."
"SEN HANGİ TAYYİP BEY’SİN BAŞBAKAN"
CHP’li Haluk Koç, "PKK- AKP işbirliğinin milletimizin önüne tüm çıplaklığı ile koyacağız. Sahte milliyetçilerden bu millet çok çekti. Başbakan panikte" diyerek, Başbakan Erdoğan’ın 2 farklı profil çizdiğini savundu.
Başbakan Erdoğan’ı ’perdenin önünde’ farklı ’perdenin arkasında’ farklı davrandığını öne süren Hüaluk Koç, şöyle dedi:
"Perdenin önünde bağıran, çağıran aşağılayan sorumluluklarını yerine getirmeyen, her kurumu azarlayan, tehdit eden, gerektiğinde söven, milleti kamplara bölen, kabaran öfke seline karşı riya dolu sahte milliyetçi söylemle milletin gazını alan bir Başbakan fotoğrafı. Perdenin arkasında ise; Anayasa suçu işleyerek, ABD’nin oyun kuruculuğunda üstlendiği terör örgütüyle müzakere ve mutabakat arayan, teslimiyetçi ve tavizci bir Başbakan kimliği. Sen hangi Tayyip Bey’sin Başbakan?"