Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'in Avrupa'da bazı ülkelerde gizli gözaltı merkezleri bulundurduğu yönündeki iddialar, Avrupa Birliği'nde kaygı yaratmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde, AB dönem başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'a bir mektup yazarak, konu hakkında açıklama istemişti.
Geçtiğimiz günlerde, AB dönem başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'a bir mektup yazarak, konu hakkında açıklama istemişti.
Konu, bugün de Avrupa Parlamentosu'nda, Hak ve Özgürlükler Komisyonu'nun gündeminde.
Toplantıya katılacak olan İngiliz milletvekili Sarah Ludford konuyla ilgili olarak soruşturma açılması gerektiğini söyledi.
"Condoleezza Rice'ın sözcüsü Amerika Birleşik Devletleri'nin hiçbir yasayı ihlal etmediğini söylediğinden, gönderilen mektubun tam olarak ne işe yarayacağını kestiremiyorum" diyen Ludford sözlerini "Ancak AB hükümetleri tarafından soruşturmaların açılmasını ve tüm Avrupa hükümetlerinde CIA uçuşları ya da Varolduğu iddia edilen merkezler hakkında derinlemesine bir soruşturmaya destek vermek için toplu bir işbirliği içinde hareket edilmesini istiyorum" diye sürdürdü.
Türkiye'de bir durak mı?
İlk olarak Washington Post gazetesinde çıkan iddialarda, CIA'in terör zanlılarını gözaltında tutmak için gizli merkezleri bulunduğu ve bu merkezlerin işkence amaçlı kullanıldığı öne sürülmüştü.
Ayrıca CIA uçaklarının bazı ülkelerin hava sahalarını ve havaalanlarını da terör zanlılarının nakledilmesi amacıyla kullandığı ifade edilmişti.
Bu ülkeler arasında Türkiye'nin de adı geçmiş, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Bakü'den kalkan CIA'e ait bir uçağın 15 Kasım tarihinde Sabiha Gökçen Havaalanı'nı kullandığını açıklamıştı.
Yıldırım, söz konusu uçağın teknik nedenlerle iniş izni isteğini ve yakıt ikmali yaptıktan sonra alandan ayrıldığını söylemişti.
Ancak dün iddialarla ilgili bir eylem yapan Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu'ndan Tayfun Mater, BBC Türkçe Servisi'nin sorularını yanıtlarken konunun hâlâ karanlıkta kalan yönleri olduğunu söylüyor.
BBC Türkçe: Yaptığınız eylemin gerekçeleri ve bu eylemi dayandırdığınız bilgiler neler?
Tayfun Mater: Bakanın söylediğine göre yakıt ikmali için gelen ama üç saat değil 27 saat kalan bir uçakla karşı karşıyayız. Uçağın izi daha sonradan tespit edilip geriye dönünce bu ortaya çıkmış oluyor. Uçaktan çıkan CIA mensuplarının Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan bir El Kaide militanıyla görüşme yaptıkları yolunda ciddi iddialar var. Bu tutuklunun avukatı bunu iddia ediyor. Şimdi bu konu çalkalanıyor Ankara'da özellikle. Bakü'ye soruluyor uçakta kim vardı kim yoktu diye. Böylece Türkiye açısından çok sakıncalı bir durum ortaya çıkmış oluyor. Biz zaten tahmin ediyorduk ama ağırlıklı olarak İncirlik Üssü'nün kullanıldığını düşünüyoruz. Özellikle, Pakistan'dan, Afganistan'dan Güney Asya'dan getirilen tutukluların orada bir değiş tokuşla başka uçaklara nakledilerek Avrupa'ya ve Amerika'ya götürüldüklerini düşünüyoruz.
BBC Türkçe: Bu iddialarla ilgili soruşturma başlatılması yolunda bir talebiniz var mı?
Tayfun Mater: Tabii, bunu hükümet nezdinde bildiriyoruz ve Bilgi Edinme Kanunu'na göre de açıklama talep ediyoruz. Bu konuyla ilgili ciddi bir soruşturma yapılmasını talep ediyoruz ve derinlemesine araştırılırsa Türkiye'de bu konuda çok ciddi sonuçlar çıkacağını da biliyoruz.
BBC Türkçe: Nedir söz ettiğiniz bu ciddi sonuçlar?
Tayfun Mater: Devletin çeşitli kurumlarının, hatta bazılarının da birbirinden haberi olmadan bu işlerin yürütüldüğünü düşünüyoruz. Yani Avrupa'nın baskısı, bizim bu baskılarımız olmasa, Sabiha gökçen Havaalanı'na inen o uçaktan kimsenin haberi olmayacaktı. Bu Kasım'ın 15'inde olan bir olay. Eylül'de Ekim'de ne oldu? Bu ve benzeri uçaklar kaç kere indi, ne yaptı bu konuların ciddi şekilde araştırılması gerekiyor. Hangi devlet kurumlarının bu işin içine bulaştığının da ortaya çıkarılması gerekiyor. Yani, askerî kurumlardan, istihbarat kurumlarından, hükümete bağlı kurumlardan hangisi buna izin veriyor ve İncirlik Üssü bu konuda nasıl kullanılıyor açıklanması gerekiyor.
Hayalet tutuklular
Bu arada İnsan Hakları İzleme Örgütü - Human Rights Watch, Amerika Birleşik Devletleri'nin ülke dışındaki bazı gizli merkezlerde en az 26 kişiyi gözaltında tuttuğunu öne sürdü.
Örgüt, 'hayalet tutuklular' olarak adlandırdığı bu kişilerin isimlerinin bulunduğu bir liste de yayımladı.
Bu kişilerin 11 Eylül saldırıları, Kenya ve Tanzanya'daki Amerikan elçiliklerinin bombalanması ve Bali'deki bombalı saldırılar gibi eylemlere karıştığından şüphelenildiği; ancak hiçbirinin yargı önüne çıkarılmadığı belirtildi.
Ayrıca gözaltında tutulan bu şüphelilere işkence uygulandığından da endişe ediliyor.