Karar duruşması dün İstanbul 25’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tarafları avukatları temsil etti. Duruşmada söz alan Ahmet Hakan’ın avukatı “Dava dilekçemizi tekrar ediyoruz. Davanın kabulüne karar verilsin” dedi.
Duruşmada söz alan Cem Küçük’ün avukatları mahkemenin karar vermeden önce ceza davasının sonucunun beklenmesini talep ettiler. Ancak 25’inci Asliye Ceza Mahkemesi, ceza davasının sonuçlanmasını beklemeye gerek olmadığına karar verdi. Mahkeme savunmaların ardından kararını açıkladı. Mahkeme, Cem Küçük’ün, yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte yazar Ahmet Hakan’a 5 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti. Cem Küçük, mahkemenin kararını 15 gün içerisinde temyize götürebilir.
Cem Küçük'ün ceza almasına neden olan yazısı şöyle:
Türk medya tarihinin gördüğü en yalancı ve düzenbaz adam Ahmet Hakan Coşkun’un ve kardeşi Abdullah’ın geçmişinin yolsuzluk ve hırsızlık örnekleriyle dolu olduğu medyada ve bizim İslami camiada herkesin malumudur. Ben bu malumu ilan edince bu coşkun şahıs bana dava açmış. İşte şimdi tam istediğimi yaptın Ahmet Hakan. Yaptığınız hırsızlıkların tüm belgelerini mahkemeye kendi elimle teslim edeceğim. Bundan böyle ailecek hırsızlık siciliniz konusunda Türk mahkemeleri konuşacak ve yolsuzluklarınızın bedelini hukuk sana ödetecek. Tıpkı kankan Akif Beki’nin hırsız dediği Levent Gültekin’e ödeteceği gibi.
Patronun Aydın Doğan’ın hakimleri ve savcıları satın alma uzmanı olduğunu Halis Toprak söylüyor. Belki de yine patronuna güveniyorsun ama bu davanın takipçisi benim. Asla şerefli hakimlerimizi ve savcılarımızı satın alamazsınız. Devletin istihbarat arşivinde, tozlu raflarda bulunan tüm yolsuzluklarınız ortaya serilecek. Zaten sen ve kardeşin Abdullah Topel Coşkun’un kirli sicili UYAP kayıtlarında da mevcut. Ki o sicil yaptıklarınızın 10’da 1’i bile değil. Ahmet Hakan’ın kardeşinin avukat Cesim Parlak’ın 200 bin lirasını dolandırdığı yargı kayıtlarında mevcuttur. Aynı şekilde Coşkun’un işadamı Halim Aydın’ın 4 milyon 380 bin lirasını hayali şirketler aracılığıyla çaldığı da gerçektir.
Akit gazetesi 11 Aralık 2014’te bu hırsızlık olayını Silivri İcra Müdürlüğü belgeleriyle yazmıştı. Ben o zaman senin zavallı haline merhamet edip kardeşinle yaptığınız soygunun detaylarını yazmadım. Çünkü rahmetli babanıza yaşattıklarınızdan utandım. Cesim Parlak ve Halim Aydın’ın paralarını hortumladığınız için rahmetli imam babanızın iki evine birden haciz geldi. İmam olan babanızın evlerine oğullarının yaptığı hırsızlıklar yüzünden Silivri İcra Müdürlüğü el koydu. Bir imam için bundan daha utanç verici bir olay olamaz. Ama sen tarihin gördüğü en utanmaz adam olduğun için bir zerre üzülmezsin. Babanın manevi şahsiyetini de paçavra ettiniz. Rahmetli babanın kemiklerini sızlatmak ve babanın utanacağı hırsızlıklara bulaşmak senin materyalist kafanı hiç etkilemez. Sen böyle ar damarı çatlamış bir tipsin.
Cesim Parlak ve Halim Aydın’ı dolandırmanız dışında geçmişte yaptığınız hırsızların haddi hesabı yok. 2 Ocak 2009’da TRT’ye imzalattığınız büyük soygunun hesabı hala size sorulmadı. One Ajans vurgunu olarak kayıtlara geçen büyük soygunun içinde kimler yoktu ki. Bu soygun işini genel koordinatör gibi yöneten bizzat Ahmet Hakan’dı. One Ajans’ta Mükremin Atmaca ve Abdullah Topel Coşkun işin yürütücüsü iki adamdı. Ahmet Hakan’ın yengesi Özlem Coşkun da bu işin içindeydi. Mükremin Atmaca bir yandan İslami kesimin içinde ilişkiler kurmuş, bir yandan da Erkan Mumcu’nun çantacılığını yapmış ve bu tür alengirli işleri Erkan Mumcu’nun yanında öğrenmiş bir adamdı.
Bizim camiada özel sohbetlerde herkes Mükremin Atmaca deyince Levent Gültekin için kullanılan cümleleri sarf eder. Dönemin TRT’sinin ikinci adamı Zeynel Koç da Erkan Mumcu’nun çok yakınıydı. Ahmet Hakan ve Abdullah Topel Coşkun da İbrahim Şahin’le kankaydı. Tüm bu girift ve yoz ilişkiler ağı sayesinde 2 Ocak 2009’da o büyük vurgun yapıldı. Devletin yani milletin paraları hortumlandı. Bu soygunun hemen ardından Ahmet Hakan 5 Ocak 2009’da İbrahim Şahin’le ilgili “Yıldızı parlayan bürokrat” başlıklı basın tarihine utançla geçecek bir yazı yazdı. Dönemin TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i yıkayıp yağlayan bu yazı soyguna yol vermesi karşılığında Şahin’e verilmiş basın rüşvetiydi. Ahmet Hakan’ın başında olduğu yolsuzluk çetesi tam anlamıyla açıktaydı. O dönem de basında bu yolsuzluklar yazıldı ve Mali Şube One Ajans soygunu konusunda detaylı dosya hazırladı fakat dosyayı işleme sokmadı. Mali Şube’yi yöneten Fethullahçı çete ile Ahmet Hakan’ın başında olduğu One Ajans çetesi arasında ne tür pazarlıklar oldu? Bunlar da teker teker ortaya çıkacak...
Sonrasında ise dönemin İçişleri Bakanı olan ve One Ajans çetesiyle girift ilişkileri olan İdris Naim Şahin dosyanın tamamen imha edilmesini istedi. Bugün biliyoruz ki İdris Naim Şahin diğer yandan da Fethullahçı çetenin gebe bıraktığı yok hükmünde bir bakandı. Bütün bu yoz ilişkilerin odağında olan ve 2012 yılında evlenen Mükremin Atmaca’nın iki nikah şahidi kimdi dersiniz? Yaptığı yolsuzluğun üstünü örten İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Atmaca’nın girift ilişkiler üstadı Erkan Mumcu... Düşünün her gün her ortamda Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine küfreden meczup Erkan Mumcu ve Ahmet Hakan aynı dönemde hem TRT’den trilyonlarca TL hortumluyordu hem de AK Parti’den siyasetçilerle ve Mükremin Atmaca aracılığıyla kimi sözde muhafazakâr gazetecilerle kanka vaziyetteydi. Ama artık bu dönem bitti. One Ajans dosyası da yeniden açılıyor ve sorumlu olan herkes yapılanın bedelini ödeyecek. Mali Şube’deki o dosya da imha edilemedi. Haberiniz olsun...