Cuma hutbesinde okunan boşanmanın toplumu derinden tehdit eden ve nice felaketlere sebep olan çok önemli bir sosyal sorun olduğu, büyük umutla kurulan, güzel duygularla beslenen, vaatlerle oluşturulan kutsal birlikteliği sudan veya büyütülen değersiz nedenlerle yok edildiği ifade edildi. Boşanmanın, sonuçları çok acı ve çoğunlukla dönüşü olmayan bir iş olduğu, boşanmanın aynı çatı altında evliliğin devamının mümkün olmadığı durumda bir çıkış yolu olduğu ifade edildi. Hayati bir zaruret olmaması halinde boşanmanın tarafları, çocukları, ilgili aileleri ve hem de bütün toplumu rahatsız eden, onarılması güç tahribatlara sebep olduğu ifade edilen hutbede "Bundan dolayıdır ki Peygamber efendimiz: ‘Yüce Allah’ın en sevmediği helal boşanmadır’ ifadesiyle dinimizin boşanmaya karşı tavrını beyan etmişlerdir" denildi.
Günümüzde boşanmaların ekonomik sorunlar, şiddetli geçimsizlik, eşlerin birbirini ihmal etmesi, aşırı yaş farkı, aldatmalar, ihanetler, inanç ve ideoloji farklılıkları, ailelerin evli çiftlere gereksiz müdahalesi, küçük yaşta yaptırılan zoraki evlilikler, psikolojik sorunlar, uyuşturucu, alkol ve kumar bağımlılığından kaynaklandığı vurgulanan hutbede şöyle denildi:
"BARDAĞIN DOLU TARAFI GÖRÜLMEYE ÇALIŞILMALI"
"Toplumumuzda sıkça görülen boşanma sebeplerinden birisi de evliliğe dışarıdan müdahale eden bazı kimselerin kadını kocasına karşı kışkırtmalarıdır. Peygamber ‘Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir’ buyurarak, karı kocanın arasını bozmanın, onların huzurunu kaçıracak söz ve eylemlerde bulunmanın, Müslüman’a yakışmayacağını belirtmişlerdir. Bu kışkırtmaların bir sonucu olarak kadının meşru bir sebep yokken kocasından boşanmaya kalkışması dinimizde asla tasvip görmez. Nitekim Hz. Peygamber ‘Her hangi bir kadın, geçerli bir sebebi olmaksızın kocasından boşanma talep ederse, cennetin kokusu ona haram olur’ diye buyurmuştur. Bütün bunların tersi de mümkündür. Erkek de karısına karşı kışkırtılabilir. Her hangi meşru bir sebep yok iken karısını boşamaya kalkabilir. O takdirde aynı vebali o erkek de yüklenmiş olur. Boşanma, sonuçları itibariyle çok ciddi bir iş olduğu için, bu kararın aceleye getirilmemesi gerekir. Karı-koca birbirlerinde mütemadiyen eksiklik arayarak değil, bardağın dolu tarafını görmek gibi, iyi ve hoş yönlerini görerek mutluluğu burada aramaya çalışmalıdırlar. Allah (c.c) ayet-i celilesinde bu hususu şöyle belirtmektedir: "Eşlerinizle iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, sizin hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur. Peygamber efendimiz de ‘Mümin, mümin hanımına karşı kötü duygular beslemesin; çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da diğer huylarından hoşlanabilir’ buyurarak eşlerin mümkün mertebe geçinmelerini, birbirlerinin iyi yönlerini görmeye gayret göstermelerini tavsiye etmiştir."
Hutbenin sonunda boşanmaların, ayrılan ortaya çıkardığı sorunlar hatırlatılırken, parçalanmış ailelerin çocuklarında genellikle uyum ve davranış bozuklukları görüldüğü, bazen eğitimlerinin yarım kaldığı, sokak ve suç ortamına itildiği vurgulandı. Hutbede, "Boşanma kararı sadece eşleri birbirinden ayırmaz; geride topluma sorun üreten bireyler bırakır. Eşler ayrılmadan evvel bir kez daha düşünmeli, çözüm olarak gördükleri yol felaket olmamalıdır. Sorun üretip uğraşmak yerine problemin ortaya çıkmasını engellemek daha akılcı ve daha iyi yoldur" denildi.