Hrant Dink cinayeti soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Trabzon Emniyet görevlilerinin, ‘görevlerini ihmal’ ve ‘suçun önlenmesinde memuriyet görevlerini gereği gibi yerine getirmedikleri’ iddiasıyla, bu görevliler hakkında soruşturma yapılmak üzere, belgeleri Trabzon Cumhuriyet Savcılığı’na göndermişti. Savcılık 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun gereği, müfettiş görevlendirilmesi için belgeleri Trabzon Valiliği’ne göndermiş, bunun üzerine de İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri soruşturmayla görevlendirilmişti.

MÜFETTİŞLERE GÖRE ‘KUSUR YOK’

Müfettişlerin hazırladıkları ön inceleme raporundaki saptamada, “İddianın aksine, Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin suçların önlenmesi hakkındaki memuriyet görevlerini gereği gibi yerine getirdikleri, üzerlerine atılacak herhangi bir kusur bulunmadığı, öte yandan Fırat (Hrant) Dink’in öldürüleceği konusunda 17 kez ihbar yapıldığı iddiasının doğru olmadığı.” ifadeleri yer aldı.

Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu bu ön inceleme raporuna dayanarak haklarında soruşturma yürütülen “Ramazan Akyürek, Reşat Altay, polisler Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, M.Z. ve Mehmet Ayhan hakkında soruşturma izni verilmemesine” karar verdi.

Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu da müfettişlerin hazırladığı rapor doğrultusunda, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Trabzon Eski Emniyet Müdürü Reşat Altay, Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, M.Z. ve Mehmet Ayhan hakkında soruşturma izni verilmemesine karar vermişti.

İşte o telefon konuşması

HRANT Dink cinayetinin işlendiği 19 Ocak 2007 günü saat 16.44'de yapılan telefon görüşmesinin kaydı şöyle:
Erhan Tuncel: Alo
M.Z.: Reis nasılsın?
Erhan Tuncel: Valla iyidir.
M.Z.: Me- se- ne’ye açık mısın? Müsait misin?
Erhan Tuncel: Abi me- se- ne’ye müsait değilim de.. İşyerine geçecem birazdan.
M.Z.: Hee... me-se-ne’den görüşmemiz lazım ya.
Erhan Tuncel: Biraz önce de aradılar da.
M.Z.: Hımmm.
Erhan Tuncel: Bi numaralar var da... onlara ulaşamadım...
M.Z.: Belki bizimkiler aramıştır... Biliyorsun ya konuyu..
Erhan Tuncel: Yok yeni söylediler de. Yeni haberim oldu..
M.Z.: Hee hee hee.. İnanıyım mı lan..
Erhan Tuncel: Heee. Valla bizle alakası yok abi.
M.Z.: Ulan oğlum herkesi s.... de bizi s... leme
Erhan Tuncel: (gülerek) Yok abi bizle alakası yok abi..
M.Z.: I- hhı..
Erhan Tuncel: Biz çalışıyoruz, işimizde gücümüzdeyiz abi... Tamam, bi onlarla görüşeyim de. Seninle görüşürüz abi. tamam..?
M.Z.: Kardeşşş...
Erhan Tuncel: Hı
M.Z.: Bi acil görüşmemiz lazım seninle. yani ordan (MSN) görüşmemiz lazım.
Erhan Tuncel: İnternetten mi?
M.Z.: He.he
Erhan Tuncel: İyi tamam. Bi onbeş dakika sonra gelirim, tamam mı? On onbeş dakka değil de bi yarım saat falan. Çünkü fotokopi çektirip öyle çıkıcam. tamam abi..?
M.Z.: İyi sen bilirsin... Yani konuyla uzaktan yakından bir ilgin yok diyorsun..
Erhan Tuncel: Yok abi.. Gerçekten yok.. Bizimkilerin de yok yani.. Gerçi ben görüşmüyordum. 20- 25 gündür aramız bozuktu da.. Sanımıyorum yani.. Çünkü gördüm de..
M.Z.: Şeyyy. McDonald's nerede?
Erhan Tuncel: O işte, şeydeydi... burda... Trabzon’da
M.Z.: Öyle mi...
Erhan Tuncel: Hı- hı. yani onlarla da alakası yoktur.. Gerçi aram bozuktu da...
M.Z.: Niye?
Erhan Tuncel: Yav öyle ara bozuk değildi de. Şeyden dolayı... Bu Gümüşhane mevzusu oldu.. Onların bir tane şeyi var... Kemal Pir diye PKK’nın kurucularından biri var.
M.Z.: Hıı.
Erhan Tuncel: Onu söyleyince dedi ki yok falan Gümüşhane’den.. İspatlarım falan filan. İnternette şey yapınca biraz soğukluk oldu yani. Yalnız sanmıyorum onların olacağını.
M.Z.: Konuştuğumuz konu var ya.. Kaç defa konuştuk da.. O zamanda söyledik da.. Biliyosun.. İster istemez o tarafa doğal olarak yüklenme olacak şimdi..
Erhan Tuncel: Yooo. Yüklensinler bi şey çıkacağını zannetmiyorum istedikleri gibi.. Çünkü şu an çıkış olmadı burdan yani.. Zannetmiyorum da... Ama bi hataları olmuşsa da gider bakarım yani.. Ama zannetmiyorum yani...
M.Z.: O çocuk vardı da bir tane..
Erhan Tuncel: He. O burdaydı yani bi çıkış olmadı..
M.Z.: O düşündüğü çocuk.. Neydi onun adı.
Erhan Tuncel: Zeynel diye bi çocuk vardı da.. Sonra bi tane daha çıktı da.. Zannetmiyorum.. Çünkü eğer onun dediği şekil.. Benim bildiğim şöyle yani, paylaşmak istediğim şey şöyle olur.. Yani vurulma şekli belliydi, vurulacak şekil belliydi, eğer öyleyse bunlarla alakalıdır da zannetmiyorum..
M.Z.: Ne oğlum, direk kafaya sıkmışlar..
Erhan Tuncel: Öldü mü?
M.Z.: Tabi canım. Tek farklılık. Kaçmayacaktı ama bu kaçtı.
Erhan Tuncel: Yakalandı mı peki.
M.Z.: Yok canım
Erhan Tuncel: Hımmm... Zannetmiyom abi bunların olduğunu ya.
M.Z.: Valla bilmiyorum.
Erhan Tuncel: Yani şeyden değil de. Bizim yani devlete karşı boynumuz kıldan incedir yani.. Paylaşırız. Zannetmiyom yani.
M.Z.: Kardeş şimdi konuştuğumuzla o. Birbirinden farklı yani.
Erhan Tuncel: Konuştuğumuz farklı da herkesin hedefinde vardı..
M.Z.: Biliyorum ben. Sen şimdi benle muallaklı konuşuyon. Koyum .... na gebermişse gebermiş. Onu kim gebertti diye sorgulamıyorum. O konuda samimiyetimden şüphe duyuyorsan o ayrı bi şey.
Erhan Tuncel: Yok abi yok kesinlikle. Eğer bizle alakalıysa araştırırım ederim getirir uygun bir şekilde size de teslim ederim yani.
M.Z.: Ulan oğlum niye getiriyorsun. Getirmenin ne gereği var.
Erhan Tuncel: Eğer bizle alakalıysa.... Ben internette konuşuyordum. Beni aradılar.. 3 saat kaldım internette anladın mı. Çünkü sınavlar var yani final zamanı..
M.Z.: Hı.. iyi tamam kardeş. Paylaşayım dedim. Nedir ne değildir diye.
Erhan Tuncel: Tamam abi Allah razı olsun.. Sizin aklınızla düşünmeniz daha sağlıklı..
M.Z.: Yoo sen şeyli bakıyorsun şimdi. Benim ona moralim bozuldu ortak..
Erhan Tuncel: ... Bayağı da sizinkilerle görüşmüyordum.. Biraz burukluk vardı. biraz önce aradılar işte..
M.Z.: İyi tamam biz değerlendirelim dedik.
Erhan Tuncel: Bizimle alakalı olduğunu zannetmiyorum da.. Ama yapanın da eline koluna sağlık..
M.Z.: Öyle tabi canım orası öyle.
Erhan Tuncel: İyi tamam abi görüşürüz.
M.Z.: Görüşürüz...