Erdoğan,Marmara Üniversitesi'nin eğitim yılının açılış törenine katıldı. Tören esnasında öğrenciyken hocası olan Orhan Oğuz'la karşılaşan Erdoğan, hocasının elini öptü ve bir süre sohbet etti.
ÖĞRENCİLERDEN PROTESTO
Türkiye Gençlik Birliği’ne üye yaklaşık 100 kişilik grup, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı yolsuzlukla suçlayarak üniversiteyi terk etmeye çağırdı. Grup, “Üniversiteler bizimdir, hortumcular dışarı” şeklinde sloganlar attı.
Haberin devamı
Çevik Kuvvet polisleri, göstericilerin etrafında güvenlik çemberi oluşturdu. Eylem, yaklaşık 15 dakika sürdü ve grup marş söylerek olay yerinden ayrıldı.
Başbakan Erdoğan, geçen hafta da İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) açılışı sırasında protesto edilmişti.
BAŞBAKAN'IN KONUŞMASININ SATIRBAŞLARI
Dışardaki öğrenci protestosundan haberdar olmayan Erdoğan Marmara Üniversitesi'nde şu mesajları verdi:
- 2002 yılında iktidara geldiğimizde eğitim alanında iç açıcı olmayan bir manzarayla karşılaştık.Okul imkanı olmayan yüz binlerce çocuğumuz vardı. İmkan olsa bile okula gönderilmeyen çocuğumuz 780 bin kız çocuğumuz var.
- Hemen kız çocuklarımızın okula gönderilmesi için kampanya başlattık ve 300 bin kız çocuğumuzu okula kazandırdık.
- 6 yıl içinde 123 bin yeni dersliği Türkiye’ye kazandırdık. 8 veya daha fazla dersliği olan bütün okullarımıza bilişim sınıfları kurduk.
- Biz geldiğimizde okullaşma oranı yüzde 27’ydi. Şimdi ise yüzde 36. Bizden öncekileri eleştirmek için istemiyorum. Bizden sonra bu koltuklara oturdukları bizi hayırla ansınlar, bizim yatırımlarımızı, bizim reformlarımızı daha ileri noktalara taşısınlar, hükümet olarak da bu sorumluluğun bilincinde eğitimi öğretimi birinci sırada yarınlara taşıma gayretiyle bu süreci işleteceğiz.
- Ülkemizde her şeyi devletten bekleme anlayışı en büyük yanlışımız olmuştur. Aslında devlet düzenleyen denetleyen koordine eden bir anlayışla bu işi ele alsaydı çok daha ileri mesaflerde olacaktır. Bunu biz eğitimde sağlıkta bunu devreye soktuk.
- Sağlıkta dedik ki bu iş sadece devletle yürümez. Devlet yatırımdaki o gecikmeden kaybettiğini mevcuttan gidermek suretiyle hem kaliteyi yakalayacağız hem de kuyruklardan kurtulacağız. İş bitti mi? Hayır bitmedi. Çünkü daha eksikler var. Ama inanıyorum bu bu eksikliklerimizi de gidereceğiz.
- Benim vatandaşım kendi ilinde sorununu çözebiliyor. Başka şehre gitmiyor. Bunlar kolay olmadı. Doktor hemşire ebe noktasında açık oluşmaya başladı. Biz üniversitelerden talepte bulunuyoruz.
- Hastane yok diyemezsin. Çünkü hastanelerin hepsini üniversitelerin emrine vermeye hazırız dedik. Şimdi bir sağlıklı dönem başladı.
- Hepimiz 780 bin kilometrekarelik Türkiye içiniz. Ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Birbirimizin önüne duvar çekmenin ne önemi var. Dayanışma içerisinde olmaya mecburuz.
'MAZERET KABUL ETMİYORUZ'
- Eğitim de de bir koordinasyonun olması lazım. Devlet vakıf özel sektör. MEB olarak bir yasa çıkarmaya gayret ettik hizmet alımıyla öğrenci okutalım dedik. Yasaklandı. Olmaz. E neden olmasın? Bu kadar yatırımlar var özel okullar var. Doluluk oranlarını yüzde yüze çıkarabiliriz. O yatırımı yapmaktan kurtulmuş oluruz.
- 'İstemezük' dediler ve engellediler. Benim anlamadığım bir yaklaşım tarzı. Bizim bunu aşmamız lazım. Burada kalitenin artması söz konusu. Ulaşılamayan bir çok ile hele hele büyük şehirlerde bunu çözmüş olacağız. Bu sıkıntıları da halledeceğiz.
- Eğitimde sağlıkta hiçbir mazereti kabul etmiyoruz. Hiçbir vatandaşım okul yoktu da okuyamadım böyle bir mazeret istemiyoruz.
- Göreve geldiğimiz andan itibaren tüm öğrencilere kitaplarını verdik. Hiç ayrım yok hepsine veriyoruz. Hatırlayın biz öğrencilik yıllarımızda teksir notlarımızı bile üst sınıflardan satın alamazdık. Bu acıları tattık. Yeni kuşak bunları yaşasın istemiyoruz.