Ahmet Hakan analizinde, 28 Şubat'ın "Hepi topu “yumuşak” bir darbe" olduğu ifadesi ile okuyucuları şok etti. İşlerinden atılan, eğitim hakları ellerinden alınan, itibarları, kariyerleri yok edilen, fiziksel ve psikolojik sağlıklarından olan onca insanın unutulmaz acıları, yitik zamanları, kaybedilmiş gelecekleri, telafisi imkansız yaşanmışlıkları için Ahmet Hakan, "Tam 15 yıldır... “Tarihin görüp göreceği en büyük zulme uğradık” diye ağlayıp duruyorlar." şeklinde bir cümle kullanmaktan da çekinmedi.
Darbe hikayelerinin tekrar gündeme geldiği ve yürekleri dağladığı şu günlerde Ahmet Hakan, 28 Şubat mağdurları ile 12 Eylül mağdurlarını kıyaslayarak, darbeleri yarıştırmayı tercih etti.
İşte Ahmet Hakan'ın yazısının ilgili bölümleri:
28 Şubat’ta hepi topu “yumuşak” bir darbeye maruz kaldılar:
İktidardan ince bir katakulli ile düşürüldüler.
Birkaç aylık hapis cezasına çarptırıldılar.
Haksız yere askeriyeden atıldılar.
Bazı bürokratlarının yükselişine engel olundu.
Tank geçişiyle gözleri korkutuldu.
Zaten var olan türban yasağı daha da ağırlaştı.
Sonuç?
Tam 15 yıldır...
“Tarihin görüp göreceği en büyük zulme uğradık” diye ağlayıp duruyorlar.
* * *
Buna mukabil solcular, 12 Eylül’de çok esaslı bir darbeye maruz kaldılar:
Aralarından bazılarının yaşları küçültülüp idam edildi.
Mamak’larda, Metris’lerde bin türlü işkenceye maruz kaldılar.
Yıllarca sürgünlerde yaşadılar.
Bitmeyen davalarda inim inim inletildiler.
Bağlı bulundukları ideoloji, bir daha kafayı kaldıramayacak denli büyük bir darbe yedi.
İşlerini kaybettiler, aileleri parçalandı, perişan oldular.
Fakat gelin görün ki...
Bir türlü “mağduruz da mağduruz” türküleri çığırmasını beceremediler.
Hatta yazdıkları mektupları ağlayarak okumak suretiyle onların mağduriyetinin tadını bile Tayyip Erdoğan çıkardı.