Maliyet enflasyonu, yeterli talep olmadığı için Tüketici fiyatlarına yansıtılamıyor. Bu da ÜFE ve TÜFE enflasyon oranlarının arasının giderek artması sonucunu beraberinde getiriyor.
Bu bir yandan reel sektörde üretici firmaların zorluk yaşamasına, diğer yandan tüketici enflasyonu açısından bir birikimin oluşmasına yol açıyor.
Ezber bozan bir enflasyonla yüz yüzeyiz. Şubat ayında ÜFE üretici fiyatlarıyla aylık 1.72 artış yaşanırken, TÜFE'de ise artış sadece yüzde 0.73 seviyesinde kalmış durumda.
Yıllık bazda baktığımızda ÜFE yüzde 10.87 seviyesine yükselirken, TÜFE' yüzde 4.16 seviyesinde kalmış durumda.
Bu ne anlama geliyor?
Döviz kuru ve enerji fiyatlarındaki hızlı yükselişler, özellikle dış kaynaklı olarak maliyet enflasyonunu artırırken, piyasada yeterli talep olmadığı için bunu üreticiler ürünlerinin fiyatlarına yansıtamıyorlar.
Bunun sonucunda üreticiler maliyet enflasyonunu sineye çekip, şimdilik kendi içlerinde biriktiriyorlar. Görülen Kuzey Afrika'da gelişen olayların etkisiyle enerji fiyatlarının artışı ve dövizin yükselişi bir süre daha dışsal etki olarak devam edebilecek.
Bu da tüketiciliğe yansıtılamayan maliyet enflasyonunun reel sektör üzerine yüklenmesi sonucunu beraberinde getirecek.
Bu gelişme üretici firmalarının dayanma gücüne bağlı olarak sürecek. Maliyet enflasyonunu taşımakta zorlanan firmalar, ya bunu ürün fiyatlarına yansıtmaya çalışacaklar. Ya da ciddi bir zararı sineye çekmek zorunda kalacaklar.
Bu ezber bozan durum, yani bir yandan maliyet enflasyonu artarken, diğer yandan üreticilerin, piyasada canlanma olmaması nedeniyle bunu tüketiciye yansıtamamaları bugüne kadar pek bildiğimiz bir durum değil.
Bu nedenle tüketici enflasyonunun yüzde 4.16 ile son 40 yılın en düşük seviyesinde olması tek yönlü bir sevindirici sonuç olarak görülemez.
Çünkü, bilinmesi gerekir ki maliyet enflasyonunda ortaya çıkan birikim, kısa vadede reel sektörü olumsuz etkileyecek olsa da, bu bir yerde talebin canlanması ile Tüketici fiyatlarına yansıtılacak bir gizli birikimi içinde taşıyacaktır.
Ezber bozmayan enflasyon, maliyetlerdeki artışın, tüketici fiyatlarına yansıması sonucunu beraberinde getirirdi.
Maliyet enflasyonunun üretici fiyatlarına yansıtılamaması, bir yandan üreticilerin zarara uğraması sonucunu getirirken, bir yandan da ileride tüketici fiyatlarına yansıtılabilecek bir birikime neden olur. Bugün yaşamakta olduğumuz durum budur.
Önümüzdeki dönemde ne gelişme olabilir?
2010 yılı enflasyon rakamlarına baktığımızda Mart ve Nisan aylarında düşük bir Tüfe oranının ardından Mayıs-Temmuz döneminde tüketici enflasyonun negatif olduğunu görüyoruz.
Bu da önümüzdeki dönemde tüketici fiyatlarının geçen yıla göre düşük tutulmasının pek mümkün olamayacağını ve maliyet enflasyonunun tüketici fiyatlarına yansıması sonucunu getireceği tahmininin doğru olabileceğini gösteriyor.
Yılsonu enflasyonunun bu seviyelerde tutulamayacağı ve tüketici enflasyonunun yüzde 7'ler seviyesinde olacağını belirten uzmanlar, ezber bozan yapının zaman içersinde normalleşebileceğini belirtiyorlar.
Aksine bir durumun birçok üretici firmanın sistem dışına çıkmasına yol açabileceğini de öne sürüyorlar.4 MART 2011
Dünya Gazetesi