Evrensel'in Ekonomi Editörü Bülent Falakaoğlu'nun yazısı aynen şöyle:
Kasım ayında enflasyon bir önceki aya göre yüzde 1.49 oranında arttı.
Yılbaşından bu yana birikerek gelen enflasyon düzeyi 11.16’ya ulaştı. Artık tek hanelik hayali bitti. Çünkü aralık ayında fiyatların hiç artmaması bile yetmez, yüksek oranda düşmesi gerekir ki, tek hane yakalanabilsin. Üretim enflasyonunun yükseldiği bir dönemde bu durum olası değil!
Sabit gelirliye ağır yük
Enflasyon rakamlarının ayrıntısına bakıldığında işçi, memur, emekli, sabit ve dar gelirli için hayatın çok daha pahalı olduğu görülüyor. Bu kesimlerin enflasyonu diyebileceğimiz temel tüketim maddelerinde fiyatlar uçuyor.
Emekçilerin ana harcama kalemleri olan gıda, ulaşım, sağlık, eğitim, kira gibi kalemlerde enflasyon oranı oldukça yüksek.
Örneğin gıda enflasyonu yüzde 16’ya dayandı. Gıda fiyatlarındaki artış ortalama yüzde 15.78 oldu. Bu oran yüzde 13’e dayanan oranıyla AKP iktidarının zirvesini gören genel enflasyonun oldukça üzerinde. Mutfak el yakıyor!
Ulaşımda durum çok daha vahim. Ulaştırma geçen yılın kasım ayına göre yüzde 18.56 oranında artış gösterdi.
Birçok mal ve hizmetlerde fiyatlar yüzde 13.39 oranında arttı.
Aylık olarak da cepler yandı. Kasım ayında fiyatı düşen ürün grubu yok. Ama geçen aya göre fahiş zam gören ürün çok. İşte birkaç örnek!
Domates 45.29
Kabak 23.33
Patlıcan 14.30
Salatalık 13.42
Yumurta 12.77
Hırka 9.44
Bot 8.72
Kazak 8.05
Aylık olarak yükselen fiyatlara havaların soğumasıyla birlikte ısınma maliyeti de eklendi. Açık ve net; Türkiye’de hayat pahalı, emekçiler için bu kış zor geçecek.
Ücretler ve maaşlar ne olacak?
2018 ocakta yapılacak yüzde 4’lük memur maaşı zammı daha şimdiden uçup gitti. Ağır hayat pahalılığı tablosu ortadayken, hükümetin asgari ücretliden fedakarlık beklentisi kabul edilebilir mi?
Metal patronlarının yüzde 3’lük teklifi akıl dışı değil mi?
‘Düşecek’ masalıyla emekçilerin oyalanması da kabul edilebilir değil.
Kur artışının etkili olacağı ve enflasyonun 2017 yılını yüksek kapatacağı kesinleşti. Kurlardaki artışın önümüzdeki aylarda enflasyona etkisi olacak.
Yurt içi üretici enflasyonu yüzde 17.50 düzeyinde. Yani üretici enflasyonu genel enflasyonun yaklaşık 5 puan üzerinde.
Firmalar bu üretim maliyetinin bir kısmını kendileri üstlense de, bir kısmını düşük ücret politikası ile çalışanına yüklese de bir kısmını fiyatlara yansıtacak.
Açıklanan enflasyon karşısındaki tepkisine bakmadan önce, AKP Hükümetinin tutumuna ilişkin birkaç hatırlatma yapalım.
Mart 2017 Maliye Bakanı Naci Ağbal...
“Dolar kurunun fiyatların değişimine etkisi yavaş yavaş kaybolacaktır. Merkez Bankasının yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8’dir”.
“Gıda Komitemiz çalışmalarını sürdürüyor, gıda fiyatları aşağı doğru inecektir”.
7 Eylül il başkanları toplantısı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan...
“Hızla toparlanma sürecindeyiz. Enflasyon tek haneyi görecek”.
Şimdi bugüne dönelim!
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek...
Aralık ayından itibaren kalıcı bir düşüş başlayacak.
Sebze fiyatlarındaki dönemsel faktörlerden kaynaklanan geçici bir etki var. Gıda Komitesi bu tarz oynaklıklara kalıcı çözüm üretmeyi amaçlıyor.
Yine “Enflasyon azalacak gıda fiyatları düşecek” savunması.
İyi de...
Fiyatlar düşsün diye kırmızı et, hububat, canlı hayvanın gümrük ithalatının önü açıldı. Ülke çiftçisi cezalandırıldı ama sonuç yok!
Bir de...
Çekirdek enflasyon ve kurlar yüksek seyrederken, üretici enflasyonu yüzde 18’e dayanmışken nasıl düşecek acaba, bu enflasyon?
Üç kere değişti yine tutmadı
AKP Hükümeti 2017 başında enflasyon hedefini yüzde 6.5 ilan etmişti. Ekim ayında orta vadeli programda hedefin tutmadığını itiraf ederek, hedefi yüzde 9.5’e yükseltti.
Ekim sonunda Merkez Bankası bu rakamın da tutmayacağını öngörerek, biraz daha artırıp yüzde 9.8 tahmininde bulundu.
Sonuç fiyasko!
Yılbaşından bu yana birikerek gelen enflasyon düzeyi 11.16’ya ulaştı. Artık tek hane hayal oldu.