HaberTürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, "60 yaşına yaklaştım. Türkiye’nin en ağır ekonomik krizli dönemlerini gördüm, yaşadım. Gazetelerin, 'Zam yağmuru' başlıklarıyla çıktığı, zamların radyolardan televizyonlardan halka duyurulduğu günleri hatırlarım. Çalıştığım gazetelerde böyle başlıklar attığım dönemler oldu. Yemin ediyorum böyle bir şey görmedim. Artık ipin ucu kaçtı." düşüncesini dile getirdi.
Altaylı yazısında, "Gözüm otomobilin harcama göstergesine takıldı. Mümkün olduğunca az yakma gayreti içine girdim deli gibi bir takıntı ile. Pazarda durum felaket. Kapya biber 35 TL. Sivri biber 40. Dolmalık 35. Domates en pahalısı 40 en ucuzu 25. Bir ara elimi uzatıp çektiğim taze fasulye 80. Hadi onun mevsimi değil. Kabak da 35. Pazı demeti 8 TL. Bir yemek için en az 4 demet lazım. 32 TL. Kereviz 15. Çengelköy hıyarı 50. Maydanozun demeti 6 TL. O da eski demetlerin yarısı kadar. Demek ki eski demetler 12 TL. Dere otu 7. Patlıcan 50. Armut 30. Elma 25. Yanlış anlamayın. Semt pazarı." ifadesini kullandı.
Altaylı şunları kaydetti:
"Sonra kasaba uğradım. Fiyatlar yüksek haliyle ama kasap dertli. “Fatih Bey, pahalı mahalı demeyin dipfrizi doldurun. Kredi alın. Ete yatırın diyeceğim ayıp olacak ama durum felaket. Yakında bunu da bulamayacağız. Et yok et. Celep fiyat veremiyor bize. Yarın kaç para olacak belli değil. Olacak mı olmayacak mı o da belli değil. Lokanta müşterilerimiz var. Adamlar mönüye fiyat yazamıyorlar. Maliyet çıkaramıyorlar. Çıraklık dahil 40 küsur yıllık kasabım, darbe gördüm, post modern "darbe gördüm, muhtıra gördüm böyle bir şey görmedim” diyor. Yağdaki durumu zaten biliyorsunuz. Zeytinlikler yok edilince zaten yağ mağ da bulamayacağız. Ve iktidarımız tüm bunlarla mücadele ediyor. Nasıl mı! Sosyal medyada zamlardan şikayet edenleri gözaltına alarak."