Haziran ve Temmuz toplantısında yapılan 150 baz puanlık faiz artışı 1980'lerin başından bu yana en sert sıkılaşma hamlesi olarak kaydedildi.
ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini 75 baz puan artışla yüzde 2,25-2,50 seviyesine çıkardı.
Karar oybirliği ile alındı. Karar metninde Fed'in enflasyon risklerine karşı yüksek derecede dikkatli olduğu mesajı yenilendi. Enflasyonla ilgili Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) yüzde 2'lik hedefe dönme konusunda güçlü bir taahhüdü olduğu ifade edildi.
Metinde harcamalar ve üretimin ücret artışlarına rağmen daha yumuşadığına vurgu yapıldı.
Bloomberg anketine katılan 85 ekonomistin çoğunluğu yüzde 1,50-yüzde 1,75 olan faiz bandında 75 baz puanlık faiz artışı öngörüyordu.
Fed’in izlediği enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim fiyat endeksi (PCE) mayıs ayında yüzde 6,3 ile yüzde 2 enflasyon hedefinin oldukça üzerinde artmıştı.
Manşet enflasyon 40 yılın zirve seviyelerinde
Manşet tüketici enflasyonu verisi de haziranda yüzde 9,1’e yükselmişti. Vadeli piyasalarda Fed’in yıl sonunda kadar faizleri yaklaşık yüzde 3,5’e yükselteceği, 2023’ün ikinci yarısında ise düşürmeye başlayacağı fiyatlanıyor.
Bloomberg’in anketine katılan ekonomistlerin gelecek 12 ayda bir resesyon beklentisi de haziran ayındaki yüzde 30 seviyesinden yüzde 47,5’e yükseldi. 18-22 Temmuz arasında yapılan MLIV Pulse anketine katılanların yüzde 51,8’i de Fed’in ekonomiyi resesyona sokmadan enflasyonu düşürme ihtimalini “düşük” olarak değerlendirdi.
Bank of America ABD Başekonomisti Michael Gapen 2022’nin ikinci yarısından itibaren başlayacak ılımlı bir resesyon öngördü.
Eski ABD Hazine Bakanı Lawrence Summers “yumuşak inişin çok mümkün görünmediğini” söylerken, mevcut Hazine Bakanı Janet Yellen ise istihdam artışında bir yavaşlama olduğunu ancak resesyon emareleri görmediğini kaydetti.
Öte yandan Fed yetkilileri şu ana kadar bir resesyondan kaçınmanın mümkün olduğunu ve yumuşak inişin sağlanabileceğini savundular. Powell da daha önceki açıklamalarında fiyat istikrarını sağlamada başarısız olmanın, ABD ekonomisini resesyona sokmaktan “daha büyük bir hata” olacağını belirtmişti.