MUSTAFA MUTLU
Değişmez bir siyaset kuralı vardır: İktidardakiler kan kaybetmeye başlayınca hırçınlaşırlar, çirkinleşirler ve saldırganlaşırlar... İlk seçildiklerinde verdikleri kardeşlik mesajlarını unuturlar, herkesle kavga etmeye başlarlar...
AKP’liler de bu sürece girdi...
Genel Başkan Erdoğan’dan tutun da belediye başkanlarına kadar herkes, müthiş bir hezeyan içinde... Önlerine gelene hakaret ediyorlar!
Son örnek; Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi...
Kadın Kolları’nın düzenlediği toplantıda kürsüye çıkmış ve “Bize hırsız diyemezler, namussuz diyemezler, emanete hıyanet ettiniz diyemezler. İşte bu yüzden gerici diyorlar. Olsun be... Biz onlara ‘çüş’ demek için gerideyiz” demiş...
Böylece aklı sıra partisini eleştiren halkı ve muhalefeti “eşek” yerine koymuş...
Bu sözler, aslında bu beyefendinin düzeyini gösteriyor ve insanın “Sizin gibi seviyesizler tarafından yönetilmeyi hak
etmek için ne günah işledik” diyesi geliyor...
Yazıklar olsun!
***
Peki; Nihat Zeybekçi’nin “Bize hırsız diyemezler” diye başlayan sözleri ne kadar doğru?
Bakanlıklarda, Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nde, büyükşehir belediyelerinde olanları hepimiz biliyoruz...
Nihat Zeybekçi’ye ise, o sözlerin çok daha ağırı da söylendi!
Kendi şirketine ait bir tarlayı ticaret alanı haline getirip, büyük rant sağlamakla suçlandı...
Hem de “eşek” yerine koyduğu muhalefet tarafından değil...
Bizzat kendi partisinin İl Genel Meclisi Üyesi İsmail Yarımca tarafından!
Haydi bunu hatırlamıyor;
peki MHP İl Başkanı Feridun Ünsal’ın daha üç gün önce kendisine yönelttiği ağır suçlamalardan da mı haberi olmadı?
Ya eşi Ayşe Zeybekçi’nin yaptığını nasıl buluyor Denizli Belediye Başkanı?
Hanımefendi, eşi seçime girerken türbanlı...
Başkan olunca resmi törenlerde türbansız...
Ve Başbakan, Denizli’ye geldiğinde yeniden türbanlı!
Bu mudur onun “dürüstlük” anlayışı?
***
Ağzından çıkanı kulağın duysun Nihat Zeybekçi...
Bugün “eşek” yerine koyduğun halk, günü gelir seni de öyle bir “teper” ki, neye uğradığına şaşar kalırsın!
*****
SOPA!
Allah’ın sopası yok ya... Adamı böyle rezil eder!
Denizli Belediye Başkanı’nın AKP’yi gerici bulanları “eşek” yerine koyup, “Bize hırsız diyemezler, namussuz diyemezler” demesinin üzerinden 24 saat bile geçmemişti ki; “kara haber” Mersin’den geldi!
Dorukkent Belediyesi’nin AKP’li Başkanı Şükrü Kartal, rüşvet, yolsuzluk, uyuşturucu ticareti ve zimmetten tutuklandı...
Muhalefete “çüş” diyen Denizli Belediye Başkanı, acaba bu partidaşına ne diyecek?
*****
GÜNÜN SORUSU
Sınır ötesi operasyon bitti... Ya türban operasyonu...
Onun bitmesi için de ABD Başkanı’nın Washington’dan görüş bildirmesi mi bekleniyor?
*****
Tahammülsüz Başbakan!
Önümde 22 Mart 1994 tarihli Hürriyet Gazetesi duruyor. Manşetin hemen yanında, üç sütuna kocaman bir fotoğrafla verilmiş haber; hâlâ kendisini okutuyor...
Fotoğraf, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i Atatürk Havalimanı’nda bir helikopterden inerken gösteriyor. Çiller, rüzgârın azizliğine uğramış ve eteği beline kadar sıyrılmış...
Bu haberi tekrar okuduktan sonra Atatürk Havalimanı’ndan en çok geçen yolculardan biri olan Demirel’le ilgili bir anı da canlandı hafızamda:
O günlerde Demirel’in gözünde sorun vardı. Bu yüzden flaşla fotoğrafının çekilmesi sakıncalıydı. Ama o, bu durumda bile VIP Salonu’ndaki gazetecileri engellemiyor, sadece “Flaş kullanmazsanız iyi olur çocuklar” diye ricada bulunuyordu... Eski liderlerden Ecevit zaten VIP’i kullanmıyordu bile... Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ve Necmettin Erbakan ise gazetecilerin aprona kadar girmelerine izin veriyordu...
Bugün ise durum çok farklı:
Atatürk Havalimanı’nın VIP Salonu, “Başbakan’ın geçtiği dakikalar”da basına yasak!
Neden?
Hiiiiçççç; Başbakan’ın canı öyle istemiş!
***
Maliye Bakanı “Yallah” der; Başbakan, VIP salonuna aldırmaz... İyi de hiç düşünmüyorlar mı?
Olmaz ama... Ya bir gün bu ülkenin gazetecileri “sizi izlemiyoruz arkadaş” derse...
O zaman ne yapacaklar?