Medyaspot (Ankara)
HDP, Varlık Vergisi nedeniyle oluşan hak ihlallerinin araştırılması ve adaletin sağlanarak Türkiye halklarının birlikte, adilce yaşama iradesinin ve umudunun tekrar canlanabilmesi için bir Meclis Araştırması açılmasını talep etti. Meclis Başkanlığı'na sunulan araştırma önergesi şöyle:
Vatandaşlarımızdan bir defaya mahsus servet vergisi alınmasını düzenleyen Varlık Vergisi Kanunu, 11 Kasım 1942 tarihinde TBMM’de 350 milletvekilinin oybirliğiyle kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Milli Korunma Kanunu’nun yerini alacak Varlık Vergisi Kanunu, Başbakan Şükrü Saraçoğlu hükümetinin Türk burjuvazisi oluşturma yolundaki bir icraatı ve devletin Türkiye halklarını Türkleştirme politikalarının bir basamağıydı.
Varlık Vergisi mükelleflerinin %87’si, nüfusun %3’ünü oluşturan Hristiyan ve Musevi azınlıklardan oluşmaktaydı. Bu yurttaşlardan Müslümanlardan misliyle farklı olarak, %50 oranında vergi alınmaktaydı. Varlık Vergisi kapsamında 315.000.000 TL vergi toplandığı, toplanan verginin 280.000.000 TL’sinin ise Hristiyan yurttaşlara ödetildiği bilinmektedir.
İkinci Dünya Savaşı’nın yokluk yıllarında Varlık Vergisi’yle, Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımız bir yıkım daha yaşadı. Yıkıcı vergiyi ödeyemeyen vatandaşlar arasında; Türkiye’yi terk etmek zorunda kalanlar, vergiyi ödemek için mallarını yok pahasına haraç-mezat satanlar, işlerini, tüm varlıklarını, hatta hayatlarını kaybedenler oldu. Vergiyi ödeyebilecek güce sahip olmayan Hristiyanlar ve Museviler, 27 Ocak 1943 tarihinden itibaren Eskişehir’in Sivrihisar ve Erzurum’un Aşkale ilçelerindeki çalışma kamplarına gönderilmek üzere bazı merkezlerde toplandılar. Dedem dâhil 1229 kişi Aşkale’deki kamplara gönderilerek, mükellef tutuldukları Varlık Vergisi’ni ağır iklim şartlarında ve büyük baskılar altında bedenen çalışarak ödemek zorunda bırakıldı. Çalışmak için gönderilenler arasından 21 kişi yaşamını kaybetti. Sorumlu tutuldukları vergiyi çalışarak ödeme kuralı ise sadece Hristiyan ve Museviler için getirilmişti.
Vergilendirilen gruplar arasında en fazla vergi yükünün azınlıklara yüklenmiş olması, onların Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman “eşit yurttaş” olarak görülmediğinin en büyük işaretlerinden biridir. Bu acı ve adaletsiz durum, kendisini 13 yıl sonra 6-7 Eylül 1955 tarihinde tekrar göstermiştir. Türkiye’de tutunmaya çalışan son azınlıklar da, bu iki vahim olay ile yaşadıkları topraklarda eşit yurttaş olma umudunu yitirmiştir. 1927 yılında Hristiyan ve Musevi azınlıkların oranı, toplam nüfus içinde % 2,78 iken, günümüzde yaklaşık % 0,8 seviyesine inmiştir.
Sonuç olarak, birçok ölüme, yoksulluğa ve en önemlisi azınlıklar için Türkiye’de eşit yurttaşlığa dair umudun yok olmasına neden olan icraatlardan biri olan Varlık Vergisi, günümüzde hala tüm yönleriyle araştırılmamış, azınlıkların bu uygulama sonucunda yaşadığı mağduriyetler ve ortaya çıkan adaletsizlikle yüzleşilmemiştir. Bu bağlamda, Varlık Vergisi
nedeniyle oluşan hak ihlallerinin araştırılması ve adaletin sağlanarak Türkiye halklarının birlikte, adilce yaşama iradesinin ve umudunun tekrar canlanabilmesi için bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.