Düzenden nemalanan ve düzenin getirdiği şekilde hayat bulan ve varlıklarını devam ettirip insanları kendi hukuk anlayışlarına göre davranmaya zorlayanlara karşı hukukçuların hemde bir ülkenin en üst düzeyddeki hukukçuların aldığı akrar hukuksuz. Peki hukuk nasıl olmalı onlara göre, kendilerinden yana olmalı ve yaptıklarına göz yumulmalı. cumhuriyetin ve devletin altı oyulmalı. İnsanlar din ticareti üzerinden sövüşlenmeli bunlara göz yumulmaması ve gelecekte ellerindeki elde ettikleri çıkarların gideceğini gören yobaz kafalar Anayasa mahkemesi önünde gösteri yaptı. Polis ses çıkartamdı. oysa başbakana konvoyunda tek laf söyleyenlerin bile bu ülkede nasıl derdest edilerek götürüldüğünü ormanda dövüldüğünü çok iyi biliyor.

İşte bu yobazların ellerinden gideceğini gördükleri nama düzeninin bozulmaması için yine dini ve yüce allahı alet ederek ortalığı velveleye verdikleri anayasa mahkemesinin önünde söyledikleri.Kimdir bunlar ne iş yapanlar, şimdiye kadar bu ülke için ne yapmışlardır.Ne üretmişlerdir. Hiç bilinmeyen ve ne yaptıkları anlaşılmayan bu insanlar saf inançlı kesimi kazıklamaktan başka hir bir şey yapmadılar.

İlmî ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV) üyeleri, Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde başörtüsü serbestliği getiren Anayasa değişikliği hükümlerini iptal etmesini protesto etti.
Vakıf üyesi kadın ve erkeklerden oluşan grubun; güvenlik dolayısı ile Anayasa Mahkemesi'nin hemen çaprazında bulunan Anayasa Parkı'nda toplanmalarına izin verildi. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı eylemde grup adına basın açıklamasını İLKAV Başkanı Mehmet Pamak okudu. Anayasa Mahkemesi'nin son kararının daha önceki kimi kararları gibi yetkisini aşan, hukuk dışı, keyfî ve ideolojik bir karar olduğunu savunan Pamak, "İnsan hak ve özgürlüklerini yok etme sonucu doğuran bu kararla, halkımızın İslami kimlik ve değerleri
yeni bir baskının altına sokulmuştur. Eğitim özgürlüğünü genişleten Anayasa değişikliğini, yetkisini aşarak iptal etmek suretiyle başörtülü kızlarımızın üniversite eğitimi almalarını engellemek amacı güden bu karar hukuk, adalet ve insan hakları zaviyesinden utandırıcıdır" dedi.
Kararı "cübbeli darbe" olarak nitelendiren Pamak, şunları söyledi:
"Bu gibi hukuk dışı kararlar tuzun koktuğunun göstergesidir. Şurası iyi bilinmelidir ki hiçbir sistem adaletsizlik ve zulümle ayakta kalamaz. Başörtüsü Allah'ın ayeti Kur'an'ın emridir. Allah'ın emrini kaldırmaya gücü yetecek hiçbir otorite yoktur. Ne pahasına olursa olsun başörtümüze, İslami kimlik ve değerlerimize bağlılığımızı, Kur'an'ı hayatımıza hakim kılmayı sürdüreceğiz. Tağutları reddetmek imani sorumluluğumuzdur. Hiçbir güç, hiçbir mahkeme kararı, biz Müslümanları İslam hayatımıza hakim kılmak
konusunda kulluk sorumluluğumuzu yerine getirme çabasından alıkoyamaz ve buna asla güç yetiremez."
İptal kararına destek veren üyelerin istifa etmesini istediklerini ancak etmeyeceklerini bildiklerini söyleyen Pamak, "Bundan dolayı hukuksuz karara onay vermeyip, insan haklarının tarafında yer alan iki üyeyi, erdemli bir tavır sergileyerek böylesine ideolojik tarafgirlikle malül üyelerin çoğunlukta olduğu bir mahkemede görev yapmaktansa halkın yanında yer almayı tercih ederek istifa etmeye çağırıyoruz" diye konuştu.
Sıkı güvenlik tedbirinin alındığı eylemde basın açıklamasının ardından grup adına başörtülü 3 bayan ve 3 erkekten oluşan temsilciler, üzerinde "Anayasa Mahkemesi kararı İslami değerlere yönelik bir baskıdır. Başörtüsü Allah'ın emridir. Bu emri ortadan kaldıracak hiçbir gücü tanımıyoruz. Başörtüsü onurumuzdur, koruyacağız" yazılı siyah başörtüsü bulunan çelengi Anayasa Mahkemesi'nin korkuluklarına bıraktı. Eylemde, 'Zulme karşı direneceğiz', 'Yargıçlar istifa', 'Cübbeli darbeye direneceğiz' sloganları atan ve tekbir getiren grup, daha sonra olaysız şekilde dağıldı.