Ersoy Dede "Hamdolsun biz kazandığımızla yetiniyoruz, bazı arkadaşlarımız kirada oturuyor, ama bazı Hürriyet yazarları Bodrum'daki yalılarından asgari ücretten pahalı şaraplarından bahsediyor" dedi.
İşte Ersoy Dede'nin bugünün yazısından "Yandaş medyanın rezidansları" başlıklı o bölüm:
Hikmet Genç isyan ediyordu Twitter’da.. “…. ‘Sen oturduğun rezidansın hesabını ver, bunları yazmak için kaç para alıyorsun’ diyen dümbüklere sesleniyorum… Dairem yok.. Daire alacak param da yok… Kirada oturuyorum…”
Benim hakkımda Ekşi Sözlük’te bir başlık vardı bir vakitler.. Sonra kaldırmışlar galiba, geçenlerde yine baktım, bulamadım.. “.. Sadece bu yazı için ekstra 100 bin Lira almıştır..” diye yazmışlardı benim için.. O zamanlar yazı başına 40 lira aldığım gazetenin patronuna gittim ve ‘okuru haksız çıkarmayalım’ dedim.. ‘Şu ekstra 100 bin Lirayı yatır artık’ dedim.. Olmadı..
Normal şartlar altında hükümete yakın medyanın çok para kazandığı gibi bir inanış var. Anlıyorum.. Bu sanıyorum eski alışkanlıklar yüzünden böyle.. Misal 28 Şubat günlerinde postal medyasına villalar dağıtılmış. Evlerde koalisyon pazarlıkları yürüten yazarlar yalılara, yatlara sahip olmuşlar.. Sanılıyor ki bu hep böyle. Bugün de Beştepe’ye yakın yazarların çok para kazandığını düşünüyorlar.. Ben arz edeyim, bir kaç isim dışında öyle çok çok paralar kazanan kimse yok bu ‘yandaş’ medyalarda.
Fakat size bir şey söyleyeyim mi, herkes mutlu. Şükretmesini, hamdetmesini öğretmiş olmalılar bu insanlara ki, ‘yatım yok’ yahut, ‘uçakta birinci sınıf gidemiyorum’ veya ‘çocuklar Amerika’da okuyamıyor’ diye hayıflanan kimseye rastlamadım bizim buralarda.
Gel gör ki, CHP medyasının ana konuları bunlar. Yurtdışına gönderdikleri çocukları, rutubetini önleyemedikleri yalıları, Bodrum’daki marinanın artan kirası.. Enteresandır yalnız, iki Hürriyet yazarı hem de açıktan (köşelerinden) Ege sahilindeki evlerinden ya da bir asgari ücretten pahalı şaraplarından söz ederken kimseyi rahatsız etmiyor.. Acaba parayı bir kesime yakıştıramama hali mi var ki?..