Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “Demokratikleşme Paketi”nde basın ve ifade özgürlüğü ile herhangi bir düzenlemenin getirilmemiş olmasını eleştirdi.
Sertel, Başbakan Erdoğan’ın “Q, W, X harflerinin kullanımını serbest bırakıyoruz, bir nevi klavyelere özgürlük getiriyoruz” sözüne vurgu yaparak, “Mesele klavyelerin değil gazetecilerin özgür olmasıdır. Bu harflerin kullanımının serbest bırakılmasından ziyade o harfler kullanılarak yazılan haberlerin, yapılan yorumların cezalandırılmaması çok daha önemlidir” dedi.
Demokrasinin en temel göstergelerinden birinin basın ve ifade özgürlüğü olduğunu hatırlatan TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, ülkemize uluslararası arenada ve demokratikleşme anlamında ciddi sıkıntılar yaratan basın ve ifade özgürlüğü ile tutuklu gazeteciler sorununun pakette yer almamasının düzenlemelerin inandırıcılığına gölge düşürdüğünü söyledi.
Evrensel, Birgün, Özgür Gündem, Aydınlık, Sözcü, Sol ve Yeniçağ gazeteleri ile Halk TV, Hayat TV, İMC TV’nin de toplantıya davet edilmemesinin iktidarın basın ve ifade özgürlüğüne bakışını göstermesi açısından “manidar” olduğuna dikkat çeken Atilla Sertel, sözde demokratikleşme paketinin bu haliyle “eksik “ doğduğunu dile getirdi.
“KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL”
TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, şöyle devam etti:
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanan demokratikleşme paketi, gazeteciler olarak beklentimizi karşılamadı. Basın ve ifade özgürlüğünün önünde bu kadar engel varken, yazdıkları nedeniyle çok sayıda meslektaşımız cezaevlerine atılmışken, basına yönelik 10 bin civarında ceza davası açılmışken, pakette bu konularla ilgili herhangi bir düzenleme olmaması kabul edilebilir değildir. Mesele başörtüsünü kamuda serbest bırakmaksa zaten uzun süredir bu konuda sorun yaşanmıyordu. Mesele TCK’ya göre yasaklı olan ‘Q, W, X’ harflerinin kullanımının serbest bırakılması değil, gazetecilerin özgür olmasıdır. Doğu ve batıda görev yapan meslektaşlarımız içerisinde o harflerin de kullanıldığı yazıları nedeniyle tutuklanıyorsa, tutuklanmaya devam edilecekse bu durumda hiç harf hiçbir gazeteci özgür değildir. Demokrasinin en temel göstergelerinden olan basın ve ifade özgürlüğünün bu pakette yer almaması, üstelik demokratikleşme toplantısında antidemokratik bir uygulama sergileyerek bazı muhalif gazete ve televizyonların alınmaması demokrasiye gölge düşürdüğü gibi paketin inandırıcılığını da ortadan kaldırmıştır. Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak tek beklentimiz demokrasinin gereklerinin yerine getirilmesi, meslektaşlarımızın özgür, bağımsız ortamda gazetecilik yapabilmesidir. Kamuoyunun beklentisinin de bu yönde olduğunu bir kez daha önemle hatırlatmayı görev biliyoruz.”