Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,2555
EURO
37,8294
IMKB
8.904,000
ALTIN
2.929,350
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
KUDDUSİ OKKIR, YAŞADIKLARINI YAZMIŞ
KUDDUSİ OKKIR, YAŞADIKLARINI YAZMIŞ
 
Kuddisi Okkır'ın eşi Sabriye Hanım Ergenekon öncesi hayatı ve hastalık sürecini anlattı.
 
15.7.2008 - 02:15
Hikayeyi hepiniz biliyorsunuz: İşadamı Kuddusi Okkır, Ergenekon soruşturması kapsamında örgütün kasası olduğu iddiasıyla cezaevine girer. Yaklaşık bir yıl kalır.
Girerken yapılı ve sağlıklıdır. Tahliyesinde ise onu kimseler tanıyamaz. Bir deri bir kemik kalmıştır ve sedyededir. Beş gün sonra da vefat eder.

Sonrasını da biliyorsunuz: Cenazesi Yalova’ya taşınır, sessiz sedasız kaldırılır. Cumaya gelen cemaat bile gitmemiştir cenaze namazına.

Peki Okkır bir yıl içinde nasıl bu hale gelmiştir? Ölüm döşeğinde yanı başında bekleyen eşi hastalığı sürecinde nerede beklemiştir? Kimdir Okkır ailesi? Ve ‘Ergenekon öncesi’ nasıl bir hayatları vardır?..

Bu soruların cevabını okuyacaksınız bu röportajda. Geçtiğimiz cuma günü Sabriye Okkır, İstanbul Caddebostan’da, ‘eski hayatında çok sevdiği’ küçük bir cafede anlattı, artık kendisinin bile inanmak istemediği öyküsünü. Ayakta durmak için kuvvetli ilaçlar alıyordu ve ‘Ben robotik konuşuyorum artık’ diyordu.

Lütfen bu öyküyü Ergenekon, terör, suçlu gibi kavramları bir kenara kaldırarak okuyunuz. Kim olursa olsun bir insanın yaşam hakkı üzerine düşünerek değerlendiriniz. Öyle yaparsanız göreceksiniz ki kamplara bölünmüş ülkemizde birbirimizi suçlamaktan ortak kokuşmuşlukları göremez olmuşuz.

Bu hikayeden hepimiz sorumluyuz ve çok utanmalıyız!

# Eşiniz cezaevinde akciğer kanseri beynine ilerlediği için vefat etti. Girerken sağlıklı mıydı?

Evet, ne kalp ne şeker hiçbir şeyi yoktu. 60 yaşında olmasına rağmen tansiyon sorunu bile yoktu.

# Sigara kullanıyor muydu?

Hayır, hiç. Bir eve bir baca yeter derdi (Sabriye Hanım çok sigara içiyor). Benim için de üzüntü duyardı.

Sağlığının bozulduğuna dair ilk belirtileri ne zaman gördünüz?

Her hafta ziyaretine gidiyordum. Mart başında ani kilo kaybı başladı.

CEZAEVİNDE YAZDIĞI KİTAP ELİMİZDE

# Oradaki fiziki şartlardan şikayet ediyor muydu?

Hayır, eşim boğazına çok düşkündü. Yemek seçmezdi. Biz haftada iki gün balık yiyen bir aileydik. Bize ‘Siz balık sisteminizi aksatmayın, ben de burada bir formül buldum. Kendime ton balığı alıyorum’ diyordu. Kendini kısa süreli orada görüyordu. Cezaevindeki zamanı da değerlendirmek istiyordu. İçeride kitap yazdı.

# Nerede şimdi o kitap?

Dün elimize geçti (perşembe). Sanıyorum felsefe üzerine.

# Orada yaşadıkları üzerine de yazmış mı?

Defterleri henüz göremedim. Oğlumdalar. Ama yaşadıklarını kaleme geçirecekti. ‘Başlık atıyorum, sonra yazacağım’ diyordu.

# Siz çalışıyor musunuz?

Emekliyim. İstanbul İktisat Fakültesi mezunuyum. 10 yıl özel bir şirketin finansmanını yürüttüm sonra emekli oldum.

# Oğlunuz?

St. Benoit Lisesi’nin ardından Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gemi inşaat mühendisliği okudu. Fransa’da master yaptı. Şimdi İstanbul’da.

# Aile işlerinizle mi ilgileniyor?

Hayır, o kendi işleriyle ilgileniyor. Zaten askerden geleli çok olmadı. Babası tutuklandığında askerdeydi. Ekimde bitti görevi.

# Eşinizin işlerine ne olacak bundan sonra?

Ben işler konusunda hiçbir şey bilmem. Şirket durumuna sonra bakacağız. Daha oraya gelemedik.

# Eşiniz için örgütün kasası iddiası vardı borçlu olduğunuz ortaya çıktı.

Çok borçlu olduğumuzu söylüyorlar, doğru değil. Ödeyemediği

Bağ-Kur primleri vardı eşimin. Onları taksitlendirmişti. Tutuklanmasından sonra biz onları ödeyemedik.

# Eşiniz tutuklanmadan önce maddi durumunuz nasıldı?

Herkes gibi kendi yağıyla kavrulan bir aileydik. Evimiz, arabamız yoktu.

EŞİMDE PARA KAVRAMI YOKTU

# Nasıl bir aileydiniz? Mutlu mu, geçimsiz mi?

İnsanları çok seven bir aileydik. Biz fazla gidecek durumda olmazdık ama hep bize gelinsin isterdik. Eşim sürekli düşünce üretirdi. (Gözleri parlıyor anlatırken) Kendisinde hiç para kavramı yoktu. Hiçbir şeyi para için yapmazdı. Aslında matematik hocasıdır. Eskiden özel ders verirdi ama zengin ve hiçbir şeyden anlamayan çocuklardan sıkıldı, bıraktı. Bu işten büyük paralar kazanmasına rağmen.

# Kaç yıl evli kaldınız?

33 yıl. Ve o 33 yıl boyunca hep çok güzel bir diyaloğumuz oldu. Sırt sırta vermiştik. Birbirimize çok güvenirdik. Hep saygılıydık.

# Oğlunuz? Onunla da iyi anlaşır mısınız?

Çok. Oğlum belli etmemeye çalışsa da bana çok düşkündür.

# Birlikte mi yaşıyorsunuz?

Hayır, o İstanbul’da arkadaşlarıyla yaşıyor. Ben bu süreçte Yalova’ya taşındım biliyorsunuz.

# Neden taşındınız?

Maddi koşullar. Yalova’nın dışında bir tanıdığın boş duran bir evi vardı. Oraya geçtim. (Deprem konutlarını kastediyor.) Annem de Yalova’da. Alzheimer hastası. 12 yıl ona baktım. Sonra sinirlerim çok bozuldu, yanına bir bakıcı bulduk. Ona da daha yakın oldum böylece.

Kuddusi Okkır’ı nasıl öldürdüler

Eşim olduğunu bilmesem dönüp bakmazdım. Köşede, yerden dört parmak yükseklikte bir sedyede yatıyor. 20 yıl yaşlanmış. Çığlık atmamak için kendimi tuttum, yanımda oğlum var

HER ŞEY MARTTA BAŞLADI

Martta ani bir kilo kaybı ve şiddetli kusmalar başladı. Kusma olunca ben mide üzerinde durdum. Cezaevi onu o sıra Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne götürüyordu. Tedavi ediliyor diye çok fazla bir şey yapmadım. Sonra hareketleri yavaşlamaya başladı. En son açık yürüyüşünü 30 Mart’ta yaptık. Hareketleri epey ağırlaşmıştı. Nisan başındaki 10 dakikalık telefon görüşmemizde tek bir cümle kurabildi: ‘Ben iyiyim.’ O halinde bile iyi olduğunu söylüyor, bize moral veriyordu.

DEPRESYONDUR DEDİLER

KonuŞma güçlüğü çektiği için olayı depresyona bağladılar. Biz de inandık, çünkü sağlığı ve tedaviler hakkında bize en ufak bir bilgi verilmiyordu. Yalnızca cezaevi psikologlarından alıyorduk haberleri.

HASTANE PEŞİNDE

Bİr gün aradık ve Bakırköy Devlet Hastanesi’ne götürüldüğünü söylediler. Bize bu konuda bilgi vermemişlerdi. Bakırköy’ü aradım. ‘Ziyaret günü perşembe’ dediler. Perşembeyi bekledik, gittik. Fakat gittiğimizde eşimi orada bulamadık. Bayrampaşa’ya sevk edilmişti. ‘Ciğerlerinin rahatsızlığı yüzünden’ dendi. Bayrampaşa’ya gittik. Orada da ziyaretin çarşamba günü olduğunu söylediler. Bunun üzerine savcıya dilekçe yazdım, iki saat bekletip dilekçeme ret cevabı verdiler.

AVUKAT DA İLGİLENMEDİ

Çarşamba günü tekrar gittik Bayrampaşa’ya. Bu defa Haseki’de olduğu söylendi. Haseki’yi aradım, dışarı bilgi verilmez dendi. Gelip göreyim dedim, ‘Olmaz tutuklu’ dediler. Sonra Yedikule’ye gönderdiklerini söylediler. Bu üç hafta böyle sürdü. Yalova’dan bir avukat tutmuştum, Celal Şen isminde. O da pek ilgilenmedi.

ASTSUBAY PANİK İÇİNDE

Bu arada mayıs başı oldu. Biz cezaevi müdürlüğünden hastanın rahatsızlığı konusunda raporları talep ettik. Raporların hazır olduğu söylendi.

7 Mayıs’ta raporları almak için Bayrampaşa’ya gittik. Hastane ikinci müdürünün odasında otururken içeri aniden bir jandarma astsubayı girdi. Panik içindeydi ve hastayı ne yapacaklarını soruyordu. Bunun üzerine ben eşimi görmek istediğimi söyledim. ‘Kolay, gösteririz ama siz görmek istediğinizden emin misiniz?’ dediler.

BABACIĞIM, SENİ BULDUK!

O soru üzerine oğlum ayağa fırladı ve ‘Her şartta görmek istiyoruz’ dedi. Bunun üzerine aşağı telefon edip ‘Tutuklu hastayı koridora getirin’ dediler. Koridora geleceğini bilmesem eşim diye dönüp bakmazdım. Köşede, yerden dört parmak yükseklikte bir yer sedyesinde yatıyordu. Saçları ve bıyıkları kazınmış, en az 20 kilo zayıflamış, en az 20 yıl yaşlanmıştı. Bilinci yarı açıktı. Oğlum babasını görünce eğildi, kulağına haykırmaya başladı: “Babacım bak, biz seni bulduk. Gerekeni yapacağız! Kurtulacaksın!” Ben tabii çığlık atmamak için kendimi zor tutuyorum, yanımda oğlum var.

KENDİNE Mİ ZARAR VERDİN

O Şekilde çıktık oradan. Raporları alarak Cumhuriyet Savcılığı’na götürdük. Ertesi gün yine cezaevine gittim ve eşimin yanında kalmak istediğimi söyledim. ‘Mahkumun böyle bir hakkı olamaz’ dediler. Sonra eşimi orada görmem için tekrar getirdiler. Bu arada ben hâlâ majör depresyonda sanıyorum. ‘Ben 33 senede sana bu kadar zarar veremedim. Sen kendine nasıl bu kadar zarar verdin?’ dedim.

SEVK ÜSTÜNE SEVK

Sonra eşimi Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne götürdüler. Oraya gittim. Başhekim bana elinin tersini göstererek ‘Biz onu iade ettik’ dedi. O halde Tekirdağ Cezaevi’ne göndermişler. Cezaevi kabul etmemiş, Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne göndermiş. Orayı aradım, ‘Bize geldi ama çok ağırdı, Edirne Üniversite Hastanesi’ne sevk ettik’ dediler.

VE NİHAYET TEŞHİS

Edirne’yi aradım. Hastabakıcı bana ‘Eşiniz geldiğinde ateşler ve kusmuk içindeydi’ dedi. Edirne’de bana savcılıktan izin alırsam eşimi görebileceğimi hatta yanında kalabileceğimi söylediler. Bayrampaşa bundan hiç bahsetmemişti! Sonunda kocamın yanına refakate gittim. Ciğerleri tamamen su toplamış, bilinci kapanmıştı. Ultrason ve MR çekilince durum ortaya çıktı: Kanser ciğerlerinden kemik iliklerine oradan da beynine yayılmıştı. Beyni urlarla kaplıydı. 4’üncü aşamadaydı. Yapılacak fazla bir şey yoktu. Gerisini zaten biliyorsunuz...

Nagehan ALÇI / Akşam


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


FENERBAHÇE'DE ÇOK GİZLİ OPERASYON

POLİS KATİLLERİNİN DERİN BAĞLANTISI

ERGENEKON, SUBAYLARA UZANDI
»  ERGENEKON'UN AŞK GÜNLÜĞÜ
»  ÖZDEN ÖRNEK'İN EŞİ İLK KEZ KONUŞTU
»  KAYIP HAZİNE KİLİT BAHİR KALESİN'DE Mİ?
»  SİLOPİ'DE ÇATIŞMA, 1 ASSUBAY ŞEHİT
»  AYDIN DOĞAN'IN KURTULAMADIĞI ALIŞKANLIĞI
»  "ERGENEKON İÇİN SUSURLUK RAPORLARI İNCELENSİN"
»  TERÖRİSTİN CENAZESİNE ÜÇ KİŞİ KATILDI
»  KAZ DAĞINI ROKFOR PEYNİRİ GİBİ DELİK DEŞİK ETMİŞLER
»  "TURİSTLER İSRAF YAPMASIN" GENELGESİ
»  ERGENEKON ONUDA ADIM ADIM ÖLÜME GÖNDERİYOR
»  ÖZKÖK'E SUİKAST GİRİŞİMİ YALANLANDI
»  OKAY: "ERGENEKON İKTİDARIN ELİYLE BÜYÜTTÜĞÜ BEBEK"
»  ÜSKÜL'DEN OKKIR AÇIKLAMASI
»  ANAYASA MAHKEMESİ ESKİ BAŞKANINDAN TARİHİ AÇIKLAMA
»  "İNSAN HAKLARI KOMİSYONU LAĞVEDİLMELİ"
»  ÇATAL ÇUBUKLA SU VE PETROL BULUYOR
»  SARKOZY,ERDOĞAN'A KAPATMA DAVASINI SORDU
»  ADD'DEN ERUYGUR'A DESTEK MEKTUBU
»  CHP: EMEKLİ SUBAYLAR KUŞKU YARATMAMALI
»  'ÜLKEDE BİR DEĞİL, BİN YANLIŞ VAR'
»  'DEVLETİMİ ZORA SOKACAK EYLEMDE BULUNMADIM'
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.