Simdi kamuoyunda ne tartışılıyor? Aydın Doğan’ın Hilton arazisi iki gün konuşulur. Orada bir talep var, kabul edersin etmezsin o ayrı bir konu!
Asıl konuya gelelim? Deniz Feneri ne olacak?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Ben kimseden para almadım. O makbuzda başbakan diye yazmıyor, başbakanlık diye yazıyor” diyerek Aydın Doğan’ı suçlaması ile başlayan tartışma bu minval üzere devam ediyor.
Mesela AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Başbakan’a kimin, ne zaman, nerede, nasıl para verdiğini belgelendirmesi gerekir” diyor.
* * *
Diyor ama tartışma ne üzerine?
Başbakan’a para verildi mi verilmedi mi?
Başbakan’ın savunmasına bakarsanız, kendisine para verilmedi ama Başbakanlığa verilmiş olabilir.
İyi de para başbakanlığa teslim edildiyse mutlaka kayıt altına alınmıştır. Bu para ne kadardır ve felaketzedeler için harcanmış mıdır? Yoksa havuza mı atılmıştır?
Hani çocukken Topkapı Sarayı’nın havuzuna para atardık ya; işte öyle?
Veya böyle bir makbuz varsa para nerede? İnek mi içti?
Sonra nedir bu panik? “Sen de benim misketlerimi çalmıştın” diye ağlamalar feryat etmeler, sakin olun biraz.
* * *
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Deniz Feneri de dahil tüm yolsuzluk itham ve iddialarının bir an önce araştırılıp netleştirilmesini ve yargıya intikal ettirilmesini istedi. Sahi, yargı ne yapıyor?
Başbakan’ın, kendisi ve partisi hakkında soruşturma açtırmak için talimat vermesini beklemiyorlar herhalde?
İş yine Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’na düşüyor! Kanadoğlu, “Deniz Feneri vurgununda Başsavcılık Almanya’dan dosyayı temin etmeli. Yardım iddiası kanıtlanırsa Anayasa gereğince AKP hakkında temelli kapatma yaptırımı uygulanır” diyor.
Kanadoğlu’nun iddiaların ispatlanması halinde işletileceğini vurguladığı Anayasanın 69. maddesinin 10. fıkrası şöyle: “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.”
DSP Genel Sekreteri Masum Türker de “AKP’ye para aktarıldığı” iddiaları konusunda “Eğer böyle yardım alınmışsa sonu Anayasa Mahkemesidir” dedi.
CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu ve Okay ise “Yasa dışı bir işlem vardır, nakit paralar bavullarla gelmiştir. Eğer Türkiye’de bu olay sorgulanmaz, yargıya intikal ettirilmezse, Türkiye Cumhuriyeti Almanya’da, ’kara para aklayan bir iktidar vardır’kuşkusunu pekiştirecektir. Almanya’da bu olayın bütün ayrıntıları iddianamede, belgelerde yer alırken, hükümet acaba niçin üç maymunları oynuyor; görmüyor, duymuyor, konuşmuyor? Hükümet sessizliğini korursa, o zaman bu suçun ortağı demektir” diyorlar.
* * *
Almanya’daki banka hesaplarından çekilen nakit paraların kuryelerle başta Zekeriya Karaman olmak üzere Türkiye’deki Beyaz Holding, Kanal 7 ve Deniz Feneri yöneticilerine aktarıldığı bilgisini veren Firdevsi Ermiş’e ise “suçu üstlen” baskısı yapıldığı öğrenildi.
Bu panik, suçluların telaşına benziyor zaten! Yoksa ne diye sanıklara suçu üstlen baskısı yapılır?