Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, dün (23 Haziran 2015) Yeni Şafak'ta yayınlanan "Daha çok koalisyon daha az tekrar seçim" başlıklı yazısında Ankara'da esen koalisyon ve erken seçim rüzgarlarını değerlendirirken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sert eleştirilerde bulunmuştu. Buna karşılık, MHP'den Selvi'ye, çok ağır bir cevap geldi.
SELVİ BAHÇELİ'Yİ ELEŞTİRMİŞTİ
Selvi'nin "MHP lideri ortak hükümet kurmuyor adeta, AK Parti'yi dizayn etmeye kalkışıyor. Erdoğan'sız AK Parti, MHP liderinin görevi mi? Ne demek Erdoğan'sız AK Parti istemek. Bahçeli'nin haddine mi düşmüş" sözleri üzerine, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, Abdülkadir Selvi’ye mektup gönderdi.
ÇELİMSİZ HOROZ GİBİ KABARIYORSUN!
Yalçın, mektubunda, "Yandaş medyanın MHP’ye saldırı misyonunu üstlenen devşirilmiş kalemlerinden biri" olarak nitelediği Selvi için, “Ne demek Erdoğansız AK Parti istemek. Bahçeli'nin haddine mi düşmüş?” diyerek yemi fazla gelen çelimsiz horozlar gibi kabarıyorsun. Bu, peşinen AKP üzerinde Erdoğan’ın vesayetinin devamını istemek, partili cumhurbaşkanlığına onay vermek demektir. Senin açıklamalarından, Erdoğan’ın sadece AKP üzerinde değil, yandaş medya üzerinde de vesayetinin sürdüğü ve onun dikta özlemlerine şakşakçılığın sürdürüleceği anlaşılmaktadır. Sen ve senin gibi yemlenmeyi sevenler, 7 Haziran Seçimlerinden ders almamış olmalısınız ki seçim sonuçlarının ilk şaşkınlığını üzerinizden attıktan sonra kaldığınız yerden Erdoğan methiyesine ve kulluğuna devam etmeye başladınız." diye konuştu.
"SENİN EDERİN NE Kİ?"
Her satırında daha da sertleşen ifadeleriyle, Selvi'yi yerden yere vurarak 'Sen Abdültayyip Selvi'sin' diyen Yalçın, Selvi için "Senin ederin ne ki? Sen bizim gözümüzde gazeteci filan değilsin. Merhum Demirel’in dediği gibi, binaenaleyh sen adam bile değilsin. Sadece ağbabalarının paralı hizmetçisin. Bedava verseler seni kapıya koymayız, anlıyor musun?" dedi.
İşte Yalçın'ın Selvi'ye yazdığı mektubun tamamı:
Sayın Abdülkadir Selvi,
Yandaş medyanın MHP’ye saldırı misyonunu üstlenen devşirilmiş kalemlerinden biri olarak bir süredir bıraktığın görevine seçimlerden sonra döndüğünü ve AKP’nin fiilî lideri Erdoğan’ın enerji kaynağı tükenmiş değirmenini olanca gücünle çekmeye başladığını görüyoruz.
Seçimlerden sonra yandaş medyada partimize ilk dikkati çeken saldırının, Erdoğan’ın emir kullarından biri olarak senden gelmesi şaşırtıcı değildir. Çünkü sen, Abdültayyip Selvi’sin.
“Ne demek Erdoğansız AK Parti istemek. Bahçeli'nin haddine mi düşmüş?” diyerek yemi fazla gelen çelimsiz horozlar gibi kabarıyorsun. Bu, peşinen AKP üzerinde Erdoğan’ın vesayetinin devamını istemek, partili cumhurbaşkanlığına onay vermek demektir.
Senin açıklamalarından, Erdoğan’ın sadece AKP üzerinde değil, yandaş medya üzerinde de vesayetinin sürdüğü ve onun dikta özlemlerine şakşakçılığın sürdürüleceği anlaşılmaktadır.
Sen ve senin gibi yemlenmeyi sevenler, 7 Haziran Seçimlerinden ders almamış olmalısınız ki seçim sonuçlarının ilk şaşkınlığını üzerinizden attıktan sonra kaldığınız yerden Erdoğan methiyesine ve kulluğuna devam etmeye başladınız.
“AK Parti MHP'yi dizayn etmeye çalışsa, Bahçelisiz bir MHP talep etse Devlet Bey'in tavrı ne olurdu?” diye soruyorsun.
Yoksa Erdoğan Cumhurbaşkanlığını bırakıp AKP’nin başına döndü de bizim mi haberimiz yok?
AKP’nin siyasette sonunu Erdoğan’ın egolarını bir türlü kenara koyamaması ve bitip tükenmeyen hırslarına yenik düşmesi getirecektir. Senin gibiler, onunla el birliği içinde AKP’nin altını oyuyorsunuz.
Ayrıca bu “Haddine mi düşmüş?” tarzı horozlanmalar, bir gazeteciye yakışır üslup değildir.
Bir gazeteci, Anayasa’yı delen ve kendini hâlâ AKP’nin lideri ve başbakan farz eden bir adamı nasıl savunur?
Onu eleştiren siyasi partileri nasıl hizaya getirmeye cüret eder?
AKP sözcülerinden beklenen böylesi bir açıklamanın, senden gelmesi, AKP’yle yandaş medya arasındaki bağı ve ilişkiyi ortaya koymaktadır.
Hiçbir dönemde basın bu derece siyasete bulaşmamış, basın mensupları hiçbir dönemde siyasetçilerin bu ölçüde paralı askeri, taşeronu ve piyonu olmamıştır.
Senin yazdıkların, acınası bir gazeteci taslağının kendini ne kadar AKP’ye adadığının, onlarla ne derece hemhal olduğunun ve mesleğinin ilkelerini ne derece hiçe saydığının son numunesidir.
Ey Abdültayyip! MHP’nin liderine ayar vermek senin haddine mi düşmüş?
Senin ederin ne ki?
Sana AKP ne ulufeler bahşetti de meslek ahlakını ve hakikatleri bir parafa bırakıp Recep Tayyip’in önünde 90 derece eğiliyorsun?
AKP yavaş yavaş Türk siyasetinden silinirken sen hâlâ kuyruğunu dikip gemiyi terk etmediğine göre önüne Kaçak Saray peynirinin iyisi konmaktadır.
Bilesin ki senin sözlerinin halkın ve MHP camiasının nazarında toz kadar değeri yoktur.
Sen bizim gözümüzde gazeteci filan değilsin.
Merhum Demirel’in dediği gibi, binaenaleyh sen adam bile değilsin.
Sadece ağbabalarının paralı hizmetçisin.
Bedava verseler seni kapıya koymayız, anlıyor musun?
24.06.2015
Prof. Dr. E. Semih Yalçın
MHP Genel Başkan Yardımcısı