Taha Kıvanç/Yenişafak
Telâşa gerek yok
Kimseyi alarme etmek gibi bir niyetim yok elbette, ancak dikkatli olunması gereken bir dönemden geçildiğini kulak veren herkese duyurmak da isterim. PKK'nın tecrit edilmesi, terörün sona erme aşamasına girmesi, pek çok bakımdan mutlu etse de, olağanüstü dikkatli olmamızı gerektirecek bir gelişmedir de...
PKK'nın tarihi aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin 'karşı-PKK tarihi'dir... Terör örgütüyle mücadele edenler de kendi ellerini kirletmiş olabilir. İstihbarat dünyasının kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği bambaşka bir âlem olduğunu da hiç unutmayalım.
Gazeteci Uğur Mumcu bir siyasi cinayete kurban gitti. Kendisini öldürenler hangi sâikle hareket ettiler? Sanıkları yargılayıp mahkum eden mahkeme heyetine göre kâtiller 'irtica' ile irtibatlı kimselerdi; Cumhuriyet yazarını lâikliği savunduğu için öldürdüler.
Bu resmî teze inananlar vardır elbette, ancak konuları yakından izleyen kamuoyunun önemli bir bölümü gerekçeden de mahkum edilen tiplerden de tatmin olmadı. Sağda-solda çıkan yazılara bakılırsa, suikastı 'PKK' konusuyla irtibatlayanların sayısı az değil. "En son hangi konuyu araştırıyordu?" diye soruyor bu tezi savunanlar ve cevabı "PKK sorununu" diye veriyorlar. Uğur Mumcu konuyu araştırırken eski bir askeri savcıyla da konuşmuş ve ona PKK öncesine dair sorular yöneltmiş. "Öcalan Şafak dâvâsından yakalanmış ve içeri atılmıştı, diğer sanıkları uzun yıllar tuttunuz da onu neden bıraktınız?" sorusuna, muhatabı, "Bu sorunuza bir dahaki buluşmada cevap vereyim" demiş... İkinci buluşma hiç gerçekleşmedi.
İngiltere'de ayrılıkçı terör eylemleri yapan IRA (Irlanda Cumhuriyet Ordusu) silâh bırakmaya karar verdiğinde yaşananları biliyoruz. Örgütün 'iç güvenlik sorumlusu' Freddy Scappaticci İngiliz istihbaratının örgüt içindeki 'köstebeği' olduğu ilk ortaya çıkan IRA sorumlusuydu. Ardından 'en güvenilir' IRA lideri Denis Donaldson'un da 'İngiliz köstebeği' olduğu şoku yaşandı.
Donaldson dediğiniz kişi on yıl cezaevinde yatmış. Örgütün en simge ismi Bobby Sands açlık grevi sonucu cezaevinde onun kollarında can vermiş. IRA Donaldson'a İngiliz istihbaratına ait bir birimden belge çalma görevi vermiş; aynı dönemde İngiliz istihbaratına da IRA belgelerini taşıyormuş Donaldson... Independent gazetesi, "Vay be" diye yazmıştı o günlerde, "Ne güvenilir adammış Donaldson; devlet ondan IRA belgesi beklerken IRA da devlet belgelerine onun aracılığıyla dalma derdindeymiş"
Böyle bir dünya bu.
Türkiye'de durumun bundan farklı olduğunu herhalde düşünmüyoruz, değil mi? Bizde de 'köstebek' denilecek tipler vardır her iki tarafta da; hatta iki tarafa da aynı 'sadakat' duygusuyla çalışan kişilerin varlığından bile söz edebiliriz.
PKK'da vuruşurken asıl amacı Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet etmek olan, ya da PKK ile mücadele ediyor görünürken aklı karşı tarafta olan... Böyleleri de var mıdır?
Var mıdır, bilemem, ama böyleleri çıkarsa hiç şaşırmam...
Şu sıralarda PKK'nın kuruluş dönemlerine ait kuşkulu yönleri ön plana çıkaranlar oluyor. Kimi 'Pilot Necati' diye bilinen kişiye, kimi Öcalan'ın eşi Kesire'nin babası Ali Yıldırım'ın MİT irtibatına dikkat çekiyor. Sanki ilk kez bu bilgileri kendileri yazıyormuş gibi... Oysa aynı tipler, Abdullah Öcalan'ın ağzından da doğrulanan o bilgileri yazan bizlere olmadık hakaretler yağdırıyorlardı.
28 Şubat'ın ünlü 'andıç' belgesi içerisinde ismi 'gazeteci' diye anılan Mahir Sayın hakkında her türlü tezviratın yapılabileceği kişilerden biri olarak görülmesine çok şaşırmıştı; Mehmet Gündem'in kendisiyle yaptığı mülakat okunduğunda, şaşkınlığının bugün bile devam ettiği anlaşılıyor... Oysa, Abdullah Öcalan'la günler süren röportajlarını 'Erkeği Öldürmek' adıyla kitaplaştırmıştı ve daha önce ancak kulaktan kulağa fısıldanan PKK ile ilgili bazı iddiaları yaygınlaştırmıştı o.
Hiçbir istihbarat örgütü ardında parmak izi bıraktığının bilinmesinden hoşlanmaz; daha önce farklı amaçla yapılmış girişimlerin yıllar sonra değişik biçimde sunulmasındansa hiç... İyi ki yurtdışında yaşıyormuş Mahir Sayın...
Uğur Mumcu'nun 'kâtilleri' yargılanıp cezalandırıldıkları ve eşi de TBMM Başkan Vekili olduğu için o suikastın kapağı bir daha açılmaz herhalde. PKK'nın kuruluş yıllarına dair dedikoduların ortalığı sarmasından terörü bitirmeye azimli devlet birimlerinin yılacağını sanmam. İngilizler beceriksiz olduklarını Donaldson'la ispat ettiler, ama bizimkiler 1971'den bu yana çok akıllandı; geçmişte yaşanan utanç verici sakarlık bu defa tekerrür etmez sanırım.
Belirsizliklerle dolu yeni bir döneme giriliyor, ama siz yine de telâşlanmayın...