Can, dün tamamladığı raporunda iki seçeneği de ayrıntılı olarak değerlendirdi. İade seçeneğini irdelerken "Suçun sübûtuna ilişkin mutlak delil toplanamaması halinde iddianame iade edilebilir" diyen Can, CMK’nın iddianamenin iadesini düzenleyen 174. maddesindeki "Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenmesi" hükmüne dikkat çekti.

İADE KOŞULLARI VAR

Can, AKP’nin kapatılması davasında da iddianamenin iadesine sebep olacak koşullar bulunduğunu ifade etti. İddianamede adı geçen AKP’lilerin hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararları bulunmadığını vurgulayan Can, dava ekindeki 17 klasörde delil olarak gösterilen bazı konuların iddianamede hiç yer almadığına dikkat çekti. Can, "Demokratik sistemlerle parti kapatmanın örtüşmeyeceği" görüşünü dile getirdi.

İKİNCİ SEÇENEK

Raportör Can, iddianamenin kabulüne ilişkin koşulları değerlendirdiği ikinci seçenekte ise "CMK’daki iddianamenin iadesini düzenleyen hükmün gerek anayasa gerekse Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş kanununda yer almamaktadır. Bu çerçevede iddianame Anayasa Mahkemesi’ne sunulduğu andan itibaren kabul edilmesi gibi bir sonuç da doğabilir" dedi. Tamamlanan rapor, dün akşam saatlerinde incelemeleri için üyelere dağıtıldı. Yüksek Mahkemenin davanın ilk incelemesini önümüzdeki pazartesi günü yapması bekleniyor. Raportör Can’ın seçenekli raporunun üyeler için bağlayıcılığı bulunmuyor.

İddianamenin iadesi halinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, mahkemenin kararında göstereceği eksiklikleri gidererek, iddianameyi geri gönderebilecek. İddianamenin kabulü halinde ise dava süreci işlemeye başlayacak. Anayasa Mahkemesi heyeti AKP davasının kabulü ya da reddine salt çoğunlukla karar verecek. 11 üyenin 6’sının oyuyla karar oluşturulacak.