Banknotlarımız nihayet hoş bir görünüme kavuştu. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tanıttıkları altı adet yeni banknotun ön yüzlerinde Atatürk’ün, arka yüzlerinde de kültür tarihimizde önemli yerler edinmiş olan altı kişinin, bilim tarihçisi Ord. Prof. Aydın Sayılı’nın, matematikçi Ord. Prof. Cahit Arf’ın, Mimar Kemaleddin’in, romancı Fatma Aliye Hanım’ın, bestekâr Buhurizade Mustafa Itrî’nin ve hepimizin bildiği Yunus Emre’nin resimleri yeralıyor.
Yeni paralarımız, Euro öncesi dönemde Avrupa memleketlerinin rengârenk banknotlarının arka yüzlerine bakıp “Acaba bizim paramız da günün birinde böyle olacak mı?” diye benim gibi yıllar yılı iç çekenleri gayet memnun etti. İç çekmemizin sebebi yabancı banknotların değeri değil, görüntüleriydi. Ben ve birçok arkadaşım, o memleketlerin önemli kişilerinin fotoğraflarıyla bezeli paralarını görüp kendi banknotlarımızla mukayese eder, “Adamlar meşhurlarının resimlerini paraya basarlarken, biz paramızı dağ, taş, baraj, üzüm yahut kötü çizilmiş turistik mekân resimleriyle neden doldururuz ki?” diye düşünürdük..
Hele, Fransa’nın o rengârenk, kâğıdı da bir hoş olan, felsefeci Decartes, kimyager Madam Curie, besteci Claude Debussy, ressam Paul Cezanne yahut “Küçük Prens”in yazarı Antoine de Saint-Exupérygibi Fransız kültürünün önemli isimlerinin bulunduğu frangı, hepimizi hayran bırakırdı.
Paraya bizde de bir ara Mevlânâ yahut Mimar Sinan gibi bazı meşhurlarımızın resimlerinin basıldığı oldu ama sonradan vazgeçildi ve banknotlarımızın arka yüzleri yeniden genellikle tatsız, görene pek bir şey ifade etmez manzaralarla dolduruldu.
Yakında tedavüle çıkacak olan banknotlarımızın tanıtımını görünce, hem paramızın çağdaş bir görünüm kazanmış olmasından dolayı memnun oldum, hem de bir tabuyu yıkıp bu toprakların yetiştirdiği önemli insanların resimlerini paraya basacak anlayışa ve seviyeye gelebilmiş olmamıza sevindim.
Yeni banknotlarda yeralacak altı kişiden ikisi, özellikle dikkatimi çekti: Fatma Âliye Hanım ve Itrî...
Tanıtım sırasında, resmi 50 liralık banknotların arka yüzünde yeralacak olan Fatma Âliye Hanım hakkında verilen bilgiler onun 1862 ile 1936 yılları arasında yaşadığı, Türk edebiyatının ilk kadın yazarlarından biri ve ilk Türk kadın felsefeci olduğu, eserlerinde genellikle kadının toplumdaki yerini işlediği, kadın haklarını savunduğu ve bazı kadın derneklerini kurduğu ile sınırlı kaldı.
Söylenen bütün bunlar doğruydu ama Fatma Âliye Hanım hakkında mutlaka hatırlatılması gereken bir başka husus daha vardı: Babası...
Fatma Âliye Hanım, Osmanlı tarihinin çok önemli bir âliminin, kendi adıyla anılan meşhur tarihin, Kısas-ı Enbiya’nın ve daha birçok eserin sahibi olan ve Medenî Kanun öncesinde kullandığmız Mecelle’yi yazan, 1822 ile 1895 yılları arasında yaşamış Cevdet Paşa’nın kızıydı. Cevdet Paşa, Osmanlı Devleti’nin 19. asırda yetiştirdiği en seçkin entellektüeliydi ve Fatma Âliye Hanım’ın bol eser vermesiyle ve girişkenliğiyle o devir hanımları arasında önemli bir yer edinmesinin gerisinde, Cevdet Paşa’nın kızına sağladığı tahsil ve imkânlar vardı.
Bilenler bilir, o yüzden yazmamda bir beis yok: İmparatorluğun entelektüel kesiminde bir dönem Fatma Âliye’den sık bahsedilmesinin bir diğer sebebi de, kızlarından İsmet Hanım idi. İsmet Hanım, Dame de Sion’da yani İstanbul’daki Fransız kız lisesinde okuyordu ama Fransa’nın kültürü ile ilgilenmekle yetinmeyecek, dinine de merak salacak ve nihayet okuldaki rahibelerin teşvikiyle din değiştirecek, Müslümanlığı bırakıp Katolik, üstelik rahibe olacak ve Fransa’ya yerleşerek annesiyle ilişkisini kesecekti. Fatma Âliye Hanım ise kızını bulabilmek için bir servet harcayacak ama hiçbir netice elde edemeyecekti...
İsmet Hanım, aydın kesim mensuplarının çocukları arasında din değiştiren ikinci kişiydi. Tevfik Fikret’in ismini kitaplarına verdiği oğlu Haluk da Müslümanlığı bırakıp Protestan olmuş ve Amerika’da senelerce papazlık yapmıştı. Ama, İsmet Hanım’ın dininden vazgeçmesi Haluk’un hareketinden daha yıkıcıydı, zira İsmet Hanım, İslam düşünce tarihinin çok önemli bir isminin, Cevdet Paşa’nın torunuydu.
100 liralık banknotta yeralan Itrî’nin resmi konusunu, daha doğrusu yeni banknotta Itrî ile ilgili olarak yapılan büyük hatayı da bir sonraki yazıda söyleyeceğim.
[email protected]