Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği Genel Sekreteri Mehmet Ali Dinç, 3 bin 600 kayıtlı firma ve 200 bin civarında çalışanı bulunan Türkiye deri sektörünün, 2009 yılı verilerine göre Rusya'ya yaptığı yıllık 3 milyar dolar civarındaki ihracatın, 1 milyar dolarının beyannameli ihracat, 1 milyar dolarının özel faturalı ihracat (bavul ticareti), 1 milyar dolarının Antalya'daki perakende satışlardan oluştuğunu kaydetti.
Rusya'nın, deri ve tekstil sektörü açısından ihracatta ilk sırada geldiğini dile getiren Dinç, Rusya ile yapılan bavul ticareti konusunda firmaların ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti.
Dinç, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından devletin insanlarına iş yaratmak ve hafif sanayinin önünü açmak amacıyla, 10 bin dolara kadar olan ürünlerin vergilendirilmeden ülkeye girişine izin verdiğini ancak zamanla miktarı düşürüp, ardından da sistemi ortadan kaldırdığını belirterek, "Laleli, Beyazıt, Osmanbey'deki deri, tekstil, ayakkabı gibi sektörler, markalarımız dahil bu sistemle çalışıyorlardı. Önümüzdeki tek yol beyannameli ihracat. Bir deri ceket, bavul ticaretiyle Rusya'ya girdiğinde bir 30 dolar maliyeti vardı. Beyannameli ihracatla bu ürünün maliyeti 250 dolar oluyor. İstanbul'da milyonlarca dolarlık sipariş vardı. Rus alıcı, daha önce 30 dolar ödeyerek ülkesine götürüp sattığı bir ürüne, bugün 250 dolar öderse, bu ürünü satamayacağını düşünerek, kaporalarını yakmaya, siparişlerini iptal etmeye başladı. Çünkü ürünün Rusya'da mağazalarda 10-15 yıldır oturmuş bir fiyatı var" dedi.
Kürk süetin referans fiyatının yükselmesi maliyeti artırdı Mehmet Ali Dinç, şu anda milyonlarca dolarlık malın kolilerde beklediğinin ve üretimin yavaşladığının altını çizerek, soruna çözüm bulunmaması halinde ihracatın, 200 bin kişinin işinin tehlikeye gireceğini, 3 bin 600 firmanın yüzde 50'sinin kapanacağını düşündüklerini ifade etti.
1998 yılında Rusya'daki devalüasyonun ardından Türkiye'de deri sektörünün "yok olduğunu" hatırlatan Dinç, "Rusya'da gümrük vergileri yüzde 10'a düşürülmesine rağmen, Rusya pazarının tamamına sahip olduğumuz kürk süete 300 avroluk yüksek bir referans fiyatı koydular. Oysa bu ürünün olması gereken referans fiyatı 100-150 avrodur. Zig deride Rusya pazarın yüzde 10'una hitap ediyoruz, yüzde 90'ı Çin'in elinde. İkili görüşmelerle bu ürünün referans fiyatını 70 avroya düşürdüler. Bu iki ürün arasında fiyat farkı normalde yüzde 50'dir. Bu durumda kürk süetin referans fiyatının da 100-150 avro civarında olması gerekir" dedi.
Hükümet nezdinde çeşitli girişimlerde bulunduklarını ifade eden Dinç, sundukları önerileri, uzun vadede "Rusya ile bir serbest ticaret anlaşması imzalanması", orta vadede ,"Rusya'da bir Türk ticaret merkezi kurulması", kısa vadede "İhracatta Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu'ndan (DFİF) beyannameli ihracatı desteklemek ve geçiş sürecini kırmak için 2-3 yıllığına destek sağlanması", "acil bir toplantı yapılarak 300 avroluk referans fiyatına müdahale edilmesi" olarak sıraladı.
Dinç, Dış Ticaret Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı Ziya Altunyaldız ile görüştüklerini ve kendisinin konuya olumlu yaklaştığını kaydetti. Kış sezonu için gönderilerin başlamış olması gerekirken, bunların 2 ay ertelendiğini vurgulayan Dinç, "9'uncu ayda Rusya'da bu ürünlerin satışları başlar. O zamana kadar çözüm üretilemezse, firmalar alternatif mallara gideceklerdir. Zaten şu anda siparişlerin yüzde 50'si iptal edildi" dedi.
Dinç, bavul ticaretinde daha çok orta ölçekli firmaların çalıştığını ve bu firmaların birçoğunun beyannameli ihracat yapabilme kapasitesine sahip olmadığını anlatırken, "Sektör kış sezonunu kapatırsa 200 bin kişi işsiz kalacak, 3 bin firmanın büyük kısmı kapanacak" diye konuştu.
Piyasada, "malları kaçak yollarla götüreceğiz", "Rusya'da gümrük memuru tanıdığım var" diyerek, illegal yollardan ürünleri Rusya'ya götürebileceğini iddia eden insanların türediğini söyleyen Dinç, firmaları da bu konuda uyardı.