Dışişleri Bakanı Ali Babacan, 'Başörtüsü problemini şöyle ya da böyle aşmamız gerekiyordu. Er geç gündeme gelecekti, bugün olmasa yarın, yarın olmasa öbür gün, böyle bir yasakla Türkiye devam edemezdi' dedi.
Bakan, esas karşı çıkılan sıkmabaş örtü olduğu halde bunu çarpıtarak başörtüsü diye yutturmaya kalkıyor. İşte Babacan'ın sıkmabaş için söylediği laflar ancak başörtüsü ile ilgili yazının devamındaki açıklamayı okursa aradaki onlarca farkı anlar ve bir daha da böyle çam devirmez.
Resmi ziyaret için gittiği Umman'dan dönüşü sırasında uçakta bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Babacan, başörtüsü tartışmaları ile AKP hakkında açılan kapatma davasını değerlendirdi.
Babacan, konuşmasında mağdur edebiyatı yaparak ve magduriyete sığınarak bakın konuyu nesıl çarpıtıyor. "Üniversitelerdeki bazı öğrencilerin okuyup bazılarının okuyamaması, bunun sebebinin de sadece giyim kuşam tarzları olması... 21'inci yüzyıl Türkiye'sinde böyle bir yasağın devam etmesini kimsenin düşünmemesi lazım" dedi. Türkiye ya artık bazı önyargıları ve bazı klişe olmuş yaklaşımları geride bırakacak ya da bunlarla yıllarca yaşamaya devam edecek" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Madrid'deyken gazetecilerle yaptığı bir sohbet sırasında bir soruya verdiği cevapla konunun gündeme geldiğini anımsatan Babacan, "Sonra muhalefet partisi MHP, 'hemen getirin yardımcı oluruz, bu işi çözeriz' dedi. O noktadan sonra bunun daha ertelenmesi çok da mümkün değildi. Er geç gündeme gelecekti, bugün olmasa yarın, yarın olmasa öbür gün, böyle bir yasakla Türkiye devam edemezdi" dedi.
Babacan, Türkiye'nin bir şeyi doğru mu, yanlış mı yaptığını mukayese edecek ölçütler ve standartların bulunduğunu yineleyerek, Kopenhag siyasi kriterlerini ve Venedik Komisyonu'nun çalışmalarını örnek verdi.
"TÜRKİYE'DE BU İŞLER BÖYLE OLUR DİYEMEYİZ"
"Türkiye'nin kendine özel şartları vardır, Türkiye'de bu işler böyle olur, Avrupa'da ne olursa olsun" diyemeyeceklerini ifade eden Babacan, "O zaman adeta üçüncü sınıf uygulamasını kendimize layık görmüş oluruz diye düşünüyorum. Türkiye her açıdan her şeyin birinci sınıfına layık. Son birkaç ayda yaşanan gelişmeler; parti kapatma davası, hangi şartlarda kapatılır, hangi şartlarda kapatılmaz, bunlar çok açık, AB'de uygulamaları, standartları belli. Dolayısıyla bizim burada mutlaka bu ölçütleri de dikkate alarak yürümemiz gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
İşte Ahmet Hakan'ın Hürriyet'teki köşesinde 05 Aralık 2007 'de yazığı sıkmabaşla, baş örtüsünün karşılaştırması. Türkiye gibi ülkenin dışişleri bakanı bunu bilmiyorsa kendisi açısından büyük bir eksiklik, ayıp ve çarpıtmadır.
Okuda öğren ey Babacan
5 Aralık 2007 |
[email protected]
Türban ile başörtüsü arasındaki 12 fark
BİR Türban eğitimli, genç ve şehirlidir. Başörtüsü ise kırsal, yaşlı ve eğitimsizdir...
İKİ Başörtüsü gevşektir; bazen yarım olur, bazen tamamen çıkar... Türban ise katıdır; bir takılır, bir daha asla çıkmaz.
ÜÇ Türban geçişken özelliklidir; türbanlı annenin kızı da türbanlı olur... Başörtüsü ise geçişken değildir; başörtülü annenin kızı başını örtmeyebilir.
DÖRT Türban bir bilincin eseridir. Başörtüsünde ise bilinçten ziyade bir alışkanlık rol oynar.
BEŞ Türban modernleşmenin göstergesidir... Anneannesi gibi örtünmek istemeyenlerin bulduğu modern bir formdur... Başörtüsü ise anneannelere özgü bir formdur ve bu açıdan gelenekseldir.
ALTI Başörtüsü biraz yaşlı işidir... Türban ise genç işi...
YEDİ Türban bir ısrarın ifadesidir... Bir türbanlı, türban takarak, "Eğitimli de olsam, şehirli de olsam, zengin de olsam başımı örteceğim" demektedir... Başörtüsünün ise bu türden ısrarlarla hiç işi olmaz.
SEKİZ Türban, politik bir tercihe de gönderme yapar... Başörtüsü ise politikayla pek ilgilenmez.
DOKUZ Türban eğitimli bir insanın dine yaptığı vurgudur... Başörtüsü ise "Biz anadan atadan böyle gördük kardeş" vurgusu taşır.
ON Başörtüsünün "şık olmak" gibi bir derdi yoktur. Türban ise bir tür "şıklaşma" çabasının ürünüdür.
ON BİR Başörtüsü takmak teknik olarak çok kolaydır. Eşarbı çene altından şöyle bir bağlamak yeterlidir. Türban takmak ise zordur. Bir sürü toplu iğne ile şekil yapmayı gerektirir.
ON İKİ Türban formundan fantezi çeşitler üretmek mümkündür... Başörtüsü ise fanteziye uygun değildir.
Türban cesaret kazandı
BİR kamuoyu araştırmasıyla memleketimizdeki türbanlı kadınların sayısındaki artış oranını saptamak mümkün müdür?
Bana göre değildir...
Çünkü...
"Türban" ve "başörtüsü" ayrımını biz yapıyoruz.
Oysa...
Başını örtenlerin büyük bir kısmı açısından böyle bir ayrım söz konusu değil.
Başını "türban" formunda örtüp de, "başörtülüyüm" diyen çok kadın var.
Bu durumda...
Yapılan bir araştırmada...
"Siz başınızı nasıl örtüyorsunuz? A- Türban... B- Başörtüsü" şeklinde sorulan bir soruya...
Başını "türban" şeklinde örttüğü halde "B" seçeneğini tercih ederek yanıt verenler çıkar.
Yani...
Tarhan Erdem’in araştırma yöntemiyle, "türbanlıların sayısı"nı saptamak mümkün değildir...
Bu yöntemle olsa olsa "Ben başımı türban formunda örtüyorum" diyenlerin sayısı saptanabilir.
Tamam, bu da sonuçtur ama bu sonucun yorumu farklı olur...
O zaman, "Eyvah! Türbanlıların sayısı amma da artmış" demek yerine...
"Eyvah! Türbanlılar amma da cesaret kazanmış" denir...
Sonuçta ikisi de kaygıdır ama arada mahiyet farkı vardır.
|