15 Temmuz Derneği, Marmara Üniversitesi ve Üsküdar Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen 6. Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, darbenin vesayet sisteminin bir aracı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 15 Temmuz'da çok büyük bir işi başardığını ifade eden Soylu, "Herkes ertesi sabahın hesabını yapıyordu. Herkes, Allah muhafaza katledilen bir Tayyip Erdoğan, gözaltına alınmış veya öldürülmüş onlarca veya yüzlerce siyasi ve kamu görevlisinin hesabını ve ondan sonra Avrupa'nın ve Amerika'nın özellikle yeni yönetime demokrasiye bir an önce geçmeleri çağrısında bulunacağı deklarasyonları bekliyordu. Hikaye buydu." diye konuştu.
Bakan Soylu, bu hikayeyi hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği hem de milletin "artık yeter" dediği bir anlayışla beraber onların boğazlarına tıkadıklarını belirtti.
15 Temmuz'u sulandırmaya çalışanlara fırsat vermeyeceklerini kaydeden Soylu, "15 Temmuz'daki KHK'lıları geri döndürebilmek için, yeniden devlete FETÖ'yü yuvalandırabilmek için bir çağrı ortaya koymaya çalışıyorlar. Onun için bir tahliye kararıyla beraber sevindirik olup kucaklaşmalarını FETÖ dilinden başka bir dil bilmeyenlerle gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Buna fırsat verir miyiz? Bu can bu bedende, Cumhurbaşkanımızın canı bu bedende, bu milletin canı bu bedende olduğu müddetçe ne FETÖ'ye ne PKK'ya ne DEAŞ'a ne herhangi bir terör örgütüne ne de kurgulanan dışarıdan hiçbir oyunun artık Türkiye'de oynanmasına artık müsaade etmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Cezaevlerinde halen 19 bin 252 FETÖ tutuklusu ve hükümlüsü var"
Süleyman Soylu, FETÖ'nün sadece bir terör örgütü olmadığını, aynı zamanda bir istihbarat örgütü olduğunu, bu örgüte hem Türkiye hem de dünyanın her noktasında müdahale ettiklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"15 Temmuz 2016 tarihinden 20 Haziran 2022 tarihine kadar sadece bizim kapsamımızda 332 bin 884 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişilerden 1101 kişi tutuklandı, 104 bin şahıs hakkında adli kontrol kararı uygulandı. Cezaevlerinde halen 19 bin 252 FETÖ tutuklusu ve hükümlüsü var. Yaklaşık 24 bin kişi de firari olarak aranmaktadır.
Büfe-ankesör soruşturmaları kapsamında günümüze kadar 1713 operasyon gerçekleştirdik. Önemi şuradadır: Bu operasyonlar neticesinde 8 bin 818 kişi tutuklandı. 9 bin 83 kişi etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ifade verdi. Yani tutuklananların dışında yüzde 37'si 'Biz bunu kabul ediyoruz, biz bu işin içerisindeyiz' dedi. Bu sayının toplam sayıya oranı yüzde 37 ve bu oran FETÖ/PDY gibi kripto bir terör örgütü içerisinde oldukça yüksektir."
Soylu, örgütün sözde güvenli ev olarak tabir ettiği örgüt evlerine yönelik olarak toplam 300 operasyon yapıldığını, bunun sonucunda 2 bin 601 kişinin tutuklandığını, 1545 kişi hakkında adli kontrol kararı uygulandığını bildirdi.
Mahrem yapılanmalara yönelik olarak 3 bin 51 operasyon yapıldığının altını çizen Soylu, 19 bin 21 kişinin tutuklandığını, 27 bin 254 kişiye adli kontrol uygulandığını, firari olan 10 bin 195 kişinin de halen arandığını aktardı.
Bakan Soylu, "2022 yılında örgütün sözde güncel yapılanmalarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda bir önceki yıla göre operasyon sayısı yüzde 175, gözaltına alınan şahıs sayısı yüzde 139, tutuklanan sayısı ise yüzde 133 artmıştır. Neticede bu örgütün somut varlığı ciddiyeti ve tehlikesi net bir şekilde ortadadır. İkincisi de devletin bu örgütle olan mücadelesi nefes almadan ve nefes aldırmadan devam etmektedir." ifadesini kullandı.
Siyasetin bir kısmının bugün FETÖ üzerinden illegal alana taşınmaya çalışıldığını vurgulayan Soylu, "Buradan muhalefeti uyarmak istiyorum. Terör örgütlerinin, organize suç çetelerinin devlet karşıtı pozisyonlarını muhalefet olmakla karıştırmakla hata edersiniz. Onların illegal imkanlarının tahrikine kapılırsanız yine hata edersiniz ama kapılıyorsunuz, hata ediyorsunuz. Onların oyuncağı ve aparatı olursanız hata edersiniz." sözlerini sarf etti.
"Sen değil feriştahın gelse o rövanşist mesajı sana yedirmeyi biz biliriz"
Soylu, siyasetin terörle ve kanun dışılıkla kucaklaşmayacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"HDP'liler PKK'lılarla kucaklaşıyor. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz darbe girişimi davasında tahliye olan, dikkat edin beraat değil, ailesi de FETÖ yanlısı açıklamalarına devam eden askeri lise öğrencileriyle kucaklaşmaya devam ediyor. Yine dikkat edin. Genel merkezdeki odasında kucaklaşmıyor. 15 Temmuz'da FETÖ'nün bombaladığı Gazi Meclis'teki odasında kucaklaşmayı gerçekleştiriyor. Biz bu rövanşist mesajı anlıyoruz ama Kılıçdaroğlu, sen değil feriştahın gelse o rövanşist mesajı sana yedirmeyi biz biliriz. Güya annesi de kendisine teşekkür edip mücadeleye devam diye açıklamada bulunuyor. Bunu da gözünüzden kaçmadığını burada ifade etmek istiyorum. Kazanmış çünkü. Kılıçdaroğlu bununla da kalmıyor. Altılı masayı da peşinden sürükleyip tam da büyükelçilerin talimatına uygun bir şekilde FETÖ iltisakı sebebiyle memuriyetten ihraç edilmiş KHK'lıları yeniden devlete taşımaya söz veriyor. PKK'dan hapis yatan Demirtaş'a yeşil ışık, darbe planlayıcısı Kavala'ya yeşil ışık, KHK'lılara yeşil ışık, terör iltisakı sebebiyle görevden alınan belediye başkanlarına yeşil ışık."
"Efendileriyle muhatap olamıyorlar. Sadece büyükelçilerine paçayı kaptırmışlar"
Kılıçdaroğlu'na bir tavsiyede bulunmak istediğini söyleyen Soylu, şu görüşleri paylaştı:
"Eğer kucaklayacak terörist sıkıntısı çekerse yurt dışına gitsin, Avrupa'da PKK'lı ve FETÖ'cü kaynıyor. Onlarla beraber orada çok rahat bir şekilde kucaklaşma imkanına sahip olur. Hani altılı masadan sonra kendi mahiyetindeki bir büyükelçiyi, büyükelçiye gönderiyor ya. Oradaki konuşmaların nasıl olduğu, nasıl pazarlıklar yapıldığı, neler ortaya konulduğu, nasıl bir süreç takip edildiği, anayasasından, milletvekili sayılarına kadar, aday profilinden o imzaladıkları mutabakat metninin detaylarına kadar neler konuşulduğu... Paçayı kaptırmışlar. Kime kaptırmışlar? Büyükelçilere paçayı kaptırmışlar. Efendileriyle muhatap olamıyorlar. Sadece büyükelçilerine paçayı kaptırmışlar. Gerisini siz düşünün. Ya bu büyükelçi seni oraya oturtturur da senin getirdiğin metni, senin bütün konuşmanı orada kendi cebine koymaz mı? Yarın sen bu ülkenin geleceğiyle ilgili bir adım atmaya çalışırsan bırak muhalefet olarak da sana bunun hesabını ve bedelini ödettirmez mi? Ben buna vatana ihanet derken, ihaneti vataniye derken farklı bir şey söylüyor değilim. Tekrar aynı şeyi söylüyorum."
Bakan Soylu, kendilerine ikide bir "yargılanacaksınız" diyenlere bir şey söylemek istediğini belirterek, "Sakın siz kendi tezgahınızda kendiniz düşüp de kendi kendinizi yargılayacak pozisyona gelmeyiz. Sakın. Bu ülkeye, Batı ile iş birliği yapıp, tezgah kurarak bu milletin yüzüne çıkamayacak bir hale gelmeyiniz. Onun için burada kimse kusura bakmasın. Bunu siyasetle izah edemezsiniz. Bunu bir tek izahı vardır. Talimattır, bir talimat alınmıştır. O talimatın gereği yapılmaktadır. Üstü de muhalefet kisvesiyle örtülmektedir. 1963'ten 1982'ye kadar tam 19 yıl bu millete 27 Mayıs'ı 'Hürriyet ve Anayasa Bayramı' diye kutlatan zihniyetle bugün de aynı damara, CHP'ye 15 Temmuz'u sulandırmak ve FETÖ'yü yeniden devlette yuvalandırma görevi vermiştir, nettir. Bu halin muhalefetle falan da izahı mümkün değildir." diye konuştu.