Suriye’deki iç savaştan kaçanların ilk adresi Türkiye oldu. Özellikle büyükşehirler, mültecilerin akınına uğruyor.

Park, bahçe, inşaat ve barakalarda yatıp kalkanlar gündeme geldi. Peki ülkenin zenginleri nerede? Türkiye gazetesinden Sırrı Önür, Nişantaşı, Şişli, Bakırköy, Taksim gibi İstanbul’un lüks semtlerinde “Beyaz Suriyeliler”in izini sürdük.

Zengin mülteciler, hayatlarına kaldığı yerden devam ediyor. Tekstilci, turizmci İstanbul’da iş kovalıyor. Lüks semtlerde kalıyorlar, aileleri de vakitlerini büyük alışveriş merkezlerinde geçiriyor. Kimisi de kiraladıkları villalarda hayatını sürdürüyor. İstanbul’un kadim semtlerinden eski Roman mahallesi Sulukule de bu adreslerden biri.

Bir zamanlar Romanların darbuka ve klarnet seslerinin yükseldiği semtte, şimdilerde Suriyeli çocukların cıvıltısı hakim. Semtin yeni sakinlerinden Ümmü Hatumi, bir villada iki gelini ve 9 torunuyla birlikte yaşıyor. Halep’te ticaret yapan iki oğlundan biri tutuklanmış. 4 torunu da kendilerine emanet kalmış. Diğer oğluyla birlikte binbir zorlukla Kilis’ten Türkiye’ye geçmişler. Daha sonra ver elini İstanbul…

“Vatanımızı çok seviyoruz, ancak kaçmak zorunda kaldık. Çünkü küçük çocuklarımız var” diyor ve anlatmaya devam ediyor: “İmkânımız diğer mültecilere göre daha iyi. Kalabalık bir aileyiz ve büyük bir eve ihtiyacımız vardı. O yüzden buraya yerleştik. 30 yaşındaki oğlum Fizan durmadan çalışıyor. Aylık 1500 lira kira ödüyoruz.Elimizdeki birikimlerimiz tükenmek üzere. Evimiz olsa da eşyamız yok. Ama burada huzurlu ve güvendeyiz. Bazı evlerde 3-4 aile kalıyor. Birlikte yaşamaya ve hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz.”Ahmet ve Muhammed adındaki iki göçmen kardeş ise işsizlik sebebiyle birikimlerinin yok olacağından korktuklarını belirtiyor ve “Kendi mesleğimizle ilgili ticari alanlarda faaliyet verebilirsek, hem Türkiye’ye hem de kendi soydaşlarımıza da faydamız olur” diyor. Muhammed’in babası Mustafa ise kameraları görünce, “Bizi fotoğraflayıp, tehlikeye atıyorsunuz” diyerek Esat’ın zulmünden ve tehdidinden çekindiklerini gözler önüne seriyor.

Halep’te turizm, ithalat ve ihracat alanlarında çalışan Ebu Bekir ise Türkiye’de ticari alanlarda faaliyet vermenin bürokratik olarak hiçbir zorluğu olmadığını anlatıyor. Genç adam, “Önemli olan iyi bir sektör tercih edebilmek. Şu anda turizm sektörü ve ithalat ve ihracat alanında Türkiye çevre ülkelerden daha avantajlı durumda” diye konuşuyor.