Sözcü gazetesinde yer alan haber şöyle:
"Yazarımız Uğur Dündar, gazetemizin 5 Nisan 2014 tarihli nüshasında yazdığı köşe yazısında dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a hakaret ettiği iddiasıyla Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından ‘hakaret' suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Karar Yargıtay tarafından bozuldu. Yeniden görülen davada mahkeme, Dündar'a verilen hapis cezasını, kitap okuma cezasına çevirdi. Avukatımız İsmail Yılmaz, kararın hukuka aykırı olduğunu ifade ederek yeniden temyize başvurdu. Davacı Yıldırım da avukatı aracılığıyla şikayetini geri çekti. Temyiz talebini kabul eden Yargıtay, kararı bozdu. Dosya yeniden Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Yazarımız Uğur Dündar, duruşmaya Avukatımız İsmail Yılmaz ile katıldı. Yılmaz, verilen cezanın basın özgürlüğü ve AİHM kararlarına aykırı olduğunu belirtti.
Dün görülen duruşmada savcı, mütalaasını yineleyerek, “Allah’tan soyadı Binali! Milyonali de olabilirdi!” ifadesinin hakaret olduğunu gerekçe gösterdi ve 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası talep etti. Yeniden hakim karşısına çıkan Dündar, yarım asrı aşkın süredir sürdürdüğü gazetecilik mesleğinde ilkelerinin tüm kamuoyu tarafından bilindiğini, Binali Yıldırım'ın İstanbul seçimleri sırasında güvenilir, tarafsız, adil moderatör adayı olarak kendi ismini söylediğini anımsatıp suçlamaları reddetti.
Cezada ısrar eden Mahkeme, Dündar'ı 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum etti. Hapis cezası 350 gün karşılığı olan 10 bin 500 TL adli para cezasına çevrildi.
HAKARET SONUCUNU ÇIKARMAK VİCDANA VE HUKUKA AYKIRI
Avukat İsmail Yılmaz da savunmasında, AİHM ve Yargıtay'ın basın özgürlüğü için belirlemiş olduğu; görünür gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve illiyet bağı ilkelerini hatırlatarak şunları söyledi; “Görünür gerçekliğe uygun olan güncel bir tape söz konusudur ve bu tape haberleşmiştir. Müvekkilin yazı ve paylaşımları kamusal yarar içerir. Müvekkilimin Binali Yıldırım'a hakaret ettiği sonucunu çıkarmak ne vicdana ne de hukuka uygundur”
TAPELERİN GERÇEKLİĞİNİ ARAŞTIRMAK YARGININ GÖREVİ
Tapelerin gerçekliğinin ve hukuka uygun olup olmadığının araştırılmasının müvekkiline ait bir görev olmadığını belirten Yılmaz, “Bu sorumluluk savcılığın, hakimliğin ve kolluk kuvvetinin görevidir. Müvekkile bunun sorumluluğu yüklenerek, gerçek dışı haber yaptığı iddia edilemez” dedi.
Yılmaz, ‘Binali, Milyonali' ifadelerinin de espri mahiyetinde olduğunu, bakan olarak siyasi yaşamda aktif olarak yer alan müştekinin normal bir vatandaşa nazaran eleştirilere daha fazla katlanması gerektiğini belirtti. Yılmaz, Binali Yıldırım’ın şikayetinden vazgeçtiğini de dikkat çekerek, “Müştekinin feragat iradesinin karşısında durarak aksi yönde mütalaa verilmesi hukuka uygun olmamıştır” dedi.