Yargıtay'ın kararının gerekçeleri şöyle:
İlker Başbuğ Yüce Divan'da yargılanmalıydı.
Danıştay saldırısı davası Ergenekon ile birleşmemeliydi.
Soruşturmada 147 ve 148 ihlal edildi. Gece ifade alındı. Bu hukuksuzdur.
Sanık ve avukatlara süre sınırı konularak savunma izni verilmesi, sözlü beyana izin verilmemesi hukusuzdur.
“Bir koyundab 3 post çıkarılmış”
Kararda “Sebepsiz yere davalar birleştirildi ve yargılama uzatıldı” denirken Danıştay saldırısı sanığı ve savcıların “Osmanım” diye seslendiği Osman Yıldırım için “Bir koyundan 3 post çıkarılmış” ifadesi kullanıldı.
Yargıtay'daki duruşmaya Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Orgeneral Nusret Taşdeler, emekli Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, Prof. Dr. Yalçın Küçük, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Albay Dursun Çiçek ve kızı Avukat İrem Çiçek, emekli Albay Fuat Selvi, emekli Albay Ziya İlker Göktaş, Mehmet Cengiz, Yaşar Okuyan, Nusret Senem, Hüseyin Buzoğlu, Serdar Öztürk, Oktay Yıldırım, Hikmet Çiçek, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol'un katıldığı görüldü.
Yargıtay'da mübaşir sanıkların isimlerini okuyarak duruşmaya davet etti. Duruşma salonuna mahkeme heyeti geldi. Sanık ve avukatların ardından ziyaretçiler ve gazeteciler de duruşma salonuna alındı. Duruşma salonunda ziyaretçi bölümü doldu.
Yargıtay’ın yeni terör dairesi olan 16. Ceza Dairesi, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, gazeteci Tuncay Özkan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 274 sanık hakkında son sözünü söyledi.
Dursun Çiçek: Ergenekon'da çektiğimiz acıları devlete sızan örgüt temizlenirse helal ederiz
Ergenekon davasında 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hükmünün Yargıtay tarafından bozulmasını değerlendiren emekli Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, "Çektiğimiz acıların, işkencelerin bedelini bir şartla helal ediyoruz. O şart da bu suç örgütünden milletimizin, devletimizin temizlenmesidir" dedi.
'İrticayla mücadele eylem planı' belgesinde ıslak imzası bulunduğu gerekçesiyle Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan, 13 Ağustos 2013'te ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin verdiği hak ihlali kararıyla tahliye edilen Dursun Çiçek şunları söyledi:
"Çektiğimiz acıların, işkencelerin bedelini bir şartla helal ediyoruz. O şart da bu suç örgütünden milletimizin, devletimizin temizlenmesidir. Örgüt yok dedi, esastan davayı bozdu. Böyle karar yazılmaz dedi, mahkemeyi tanımadı. Usulden bir sürü gerekçe var. İşin özeti, yargılama adı altında masum insanlara işkence yapılmıştır. Bir kuzudan 3 post çıkarılmaya çalışıldı. Bu tarihi bir gün. Bütün vatandaşlarımızı hukuka, yasalara uygun davet etmeye davet ediyoruz."
İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Seze: Başbakan Davutoğlu izin verirse Yüce Divan'da yargılanacak
26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, Yargıtay'ın 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hükmünü bozmasıyla ilgili olarak, "Şu saatten sonra olması gereken şudur; Sayın Başbuğ’la ilgili ve Andıç iddianamesinin sanıkları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmeli yerel mahkeme tarafından. Sayın Başbuğ için yasal olarak Başbakan’ın iznini istemeli. İzin verilirse Yüce Divan'da yargılanır, verilmezse Sayın Başbuğ açısından dosya kapanır" dedi.
CNN Türk canlı yayınında konuşan İlkay Sezer şunları söyledi:
15 dakikalık savunma süreleri veriliyordu. İtirazların uygun şekilde incelenmemesi, değerlendirilmemesi, dijital veriler ki bunlar aslında uydurma, düzmece deliller... Bilirkişi raporuyla önlerine koyduk. Ayrılacak bazı dosyalar. Bunun için de ilk başta müvekkilimiz Sayın Başbuğ hakkındaki dosyaların ayrılması gerektiğini söylediler.
Şu saatten sonra olması gereken şudur; Sayın Başbuğ’la ilgili ve Andıç iddianamesinin sanıkları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmeli yerel mahkeme tarafından. Sayın Başbuğ için yasal olarak Başbakan’ın iznini istemeli. İzin verilmezse Sayın Başbuğ açısından dosya kapanır. Her bir sanıkla ilgili ayrı değerlendirme gerekir. İlgili, ilgisiz dosyalar birleştirilmişti. Danıştay saldırısında asli faile yardım eden kişilere beraat vermişti. O da eleştiri konusu yapıldı. Hukuki bir karar aldık. Yıllarca mağdur edilen insanların daha fazla mağdur edilmeyeceği bir hızda kapanacak.
Burada sadece usulden değil, esasa etkili çok ciddi bozma noktaları var. Derinlemesini yazılı nüshayı alınca göreceğiz. Daire ne diyor, “Bizim örgüt kabulumuzle, yerel mahkemeninki aynı değil. Sen MİT Müsteşarlığı’nın duyumunu hükme esas almışsın. 1971’de kuruldu demişsin ama kimin kurduğunu, nerede kurulduğunu tespit edemediğin, Genelkurmay Başkanı’nın beyanını esas almamışsın” diyor. Mahkeme mahkeme değildir, karar da karar değildir. Taşıması gereken niteliklere sahip olmayan niteliklere sahip bir kağıt parçası. Hukuka uygun bir yargılama yapılırsa, beraat beklentimiz.
Doğu Perinçek: Hukuk tarihine geçecek
Ergenekon Davası'nın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Doğu Perinçek, "Mükemmel bir karar" dedi.
Perinçek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’yi bölme davasıydı, bu tertip yerle bir oldu. Yargıtay haksız ve hukuksuzluğu hendeklere gömdü. Olağanüstü bir karar. Mükemmel, dünya tarihine geçecek bir karardır. Bundan sonra Türkiye’nin önü aydınlanacaktır."
İrem Çiçek: Mahkeme doğru bir karar verdi
Dursun Çiçek'in kızı ve avukatı İrem Çiçek kararı değerlendi. Çiçek, "Mahkeme usulden bozdu, esasa girmedi. Yargılamanın ihlal edildiğini söyledi. Bu dava ne gizli tanıklar gördü. Herkes bu davanın tanığı yapıldı. Yüksek mahkeme doğru bir karar verdi" dedi.