Avam Kamarası Dış İlişkiler Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, İngiltere ve ABD'nin "neyin işkence olduğu" konusundaki tanımlarında ciddi farklılıklar bulunduğu uyarısına yer verildi.
Raporda "İngiltere hükümeti, ABD'nin bu konudaki iddialarını bizzat araştırıp işkence yapılıp yapılmadığına karar vermeli" denildi.
Raporda, hükümete ABD'nin sorgulama teknikleri konusunda kapsamlı bir analiz yapması tavsiyesinde de bulunuldu.
Dış İlişkiler Komisyonu üyesi milletvekilleri, hükümetin ABD'nin sorgulama uçakları konusunda ABD tarafından "kullanılıp kullanılmadığı" konusunda da bir araştırma yapması gerektiğini bildirdi.
Raporlarında belli işkence tekniklerinin detayına da giren İngiliz milletvekilleri, özellikle sorgulanan kişide boğulma hissi uyandıran teknik üzerinde durdu.
Amerikalı yetkililerin bu yöntemi belli şartlarda uygulanan hukuki bir teknik olarak tanımladığına işaret edilen raporda, ABD'nin bu tekniğin kullanımını yasaklamayı reddettiği belirtildi.
Milletvekilleri, İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'ın da bu tekniği "işkence" olarak tanımladığına ve İngiltere'nin "kayıtsız-şartsız bütün işkence yöntemlerini kınadığına" dikkat çekti.
Raporda, ABD'nin sorgulama uçakları konusunda İngiltere'yi kullanıp kullanmadığı konusunda da ciddi bir araştırma yapılması istendi.
ABD'nin bu konuda İngiltere'yi kullanmadığı garantileri verdikten kısa bir süre sonra CIA'ya ait bu nitelikteki bir uçağın İngiltere'nin Hint Okyanusu üzerindeki Diego Garcia üssüne indiğinin ortaya çıktığı hatırlatıldı.
Raporda, İngiltere'nin bu konuda hukuki ve ahlaki bir sorumluluğu bulunduğuna işaret edilirken, daha fazla sayıda uçağın CIA tarafından İngiliz topraklarına indirilip indirilmediğinin açıklığa kavuşturulmasının şart olduğu vurgulandı.
Uluslararası Af Örgütü de raporun ardından yayımladığı açıklamada, Dış İlişikler Komisyonu üyesi milletvekillerinin, ABD'nin terör teknikleri ve CIA'nın sorgulama uçakları konusunda örgütün tavrını desteklediğini görmekten memnuniyet duyulduğu bildirildi.
BBC