DEĞİŞEN GÖRÜŞLER

İŞTE size on numara sözler, buyurun!.. “Dayatmalar kapıda... Sevr’den beri yapılmak istenen budur. İtalya da bunun öncülüğünü yapmaktadır. Batı, Lozan’daki azınlık statüsünü değiştirerek yeniden tarif etmek istiyor... Avrupa, Kürt meselesini kaşıyarak Türkiye üzerinde daha fazla baskı kurmaya çalışacak...”
Tam isabet!..
Geçtiğimiz günlerde MHP Lideri Devlet Bahçeli “Yaklaşan tehlike”yi işaret ederken şöyle demişti...
“Bugün, terörden beslenerek masumane istekler olarak meşrulaşma eğilimi gösteren bölücü talepler olan federasyon, ayrı bayrak, ayrı eğitim dili, ortak kurucu halk, çokluklar devleti ve hatta ayrılma tehditleri gibi ihanet kavramları, karşımızdaki tehlikenin boyutlarını algılamak açısından yeterlidir...”
Bu çok önemli teşhisleri pekiştirecek açıklamalarda şimdi sunduklarımız...
Yazının girişindeki net teşhisler de çok önemli bir politikacıya ait... Bu politikacının kim olduğunu belirtmeden, yaptığı değerlendirmeleri aktarmayı sürdürelim...
“Azınlık statüsü değiştirilmek isteniyor...”
Kim istiyor?.. Batı!.. Ünlü politikacı öyle diyor...
“Sevr’den beri yapılmak istenen budur. Türkiye’ye dayatmada bulunulacak... İtalya da bunun öncülüğünü yapmaktadır...”
Bu değerli politikacının, çok yerinde teşhislerini şöyle bir toparlayacak olursak, şu açıklamalarda bulunduğunu görürüz...
“Gerçek şudur ki Apo, belli bir plan ve program çerçevesinde Roma’ya gitmiştir. PKK terör örgütünde yeni bir dönem başlamakta, PKK siyasallaşmaktadır. Bölücülük yeni bir safhaya geçmektedir.
* Türkiye’ye karşı yeni bir kampanya başlatılacak. Türkiye dalga dalga bir dayatma ile karşı karşıya kalacaktır.
* Türkiye’deki azınlık statüsü Batı tarafından değiştirilmek istenmektedir. Sevr’den beri yapılmak istenen budur...”
Var mı itirazı olan!?..
Şimdi bu çok yerinde tespitlerin kim tarafından yapıldığını yazalım... Bu görüşler Abdullah Gül’e aittir!..
Yıl 1988... Dönemin Fazilet Partisi Yöneticisi Abdullah Gül bir gazeteye demeç veriyor... Haber, gazetenin manşeti ile onbirinci sayfasında yer alıyor, Gül yukarıdaki görüşlerini yansıtıyor... Ve bu sözlerinin şimde ne kadar gerçek olduğu ortadadır... Gerçekleşen vahim durumun önünün nasıl ve kimler tarafından açıldığı da malumdur!..
Bu durumun meali için Demirel’in ünlü “Dün dündür” sözünün politikadakı geçerliliğini hatırlamak yeterlidir! Biz gene de Gül’ün 1988 yılındaki teşhislerine dönelim, şöyle diyordu; “Dayatmalar kapıda... Sevr’den beri yapılmak istenen budur. İtalya da bunun öncülüğünü yapmaktadır. Batı, Lozan’daki azınlık statüsünü değiştirerek yeniden tarif etmek istiyor... Avrupa, Kürt meselesini kaşıyarak Türkiye üzerinde daha fazla baskı kurmaya çalışacak...”
Ve soralım...
Şimdi, terör unsuru olarak sayılan bu ulusalcı görüşleri sürseydi, kendileri bu gün oturduğu yere bu kadar rahat tırmanabilir miydi?!..
O zamanki lideri Erbakan Hoca’nın bu kocamış yaşında başına gelenlere bakıp, karar verebilirsiniz!..

BEHİÇ KILIÇ