İmamoğlu, kentin “deprem” ve “mülteci sorunu” ile birlikte en önemli 3 probleminden biri olarak sıraladığı Kanal İstanbul projesiyle ilgili siyasileri bilgilendirmeye, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile devam etti. Akşener ile telekonferans yöntemiyle bir araya gelen İmamoğlu, Kanal İstanbul’un bir emlak projesi olduğunu vurguladı. Akşener’e yaptığı sunumda, Kanal İstanbul için 5 bin hektar ormanlık alanın kesilmesinin planlandığını aktaran İmamoğlu, “Bu, 400 bin ağaç demek. Bu, 1 milyon 200 bin kişinin bir yıllık oksijeni demek. Kanal İstanbul, hiçbir ekolojik duyarlılık taşımayan bir projedir” dedi.
'Yaklaşık 11 ton dinamitle kanal açılımı yapılacak'
Planın, kamulaştırma sorunu çözülmeden uygulamaya konulmasını eleştiren İmamoğlu, “Bölge halkını gerçekten mağdur edecek bir konu bu. Bir nevi, ‘Kamu eline geçmeden uygulama yapılamaz’ maddesini tümüyle yok ediyor. Bu, önemli bir travma” diye konuştu. Hafriyat süreçlerinin patlamalarla yönetileceğine dikkat çeken İmamoğlu, “Yaklaşık 11 ton dinamitle kanal açılımı yapılacak. Bu, neredeyse 4 yıl boyunca, 4 şiddetine yakın bir depremi her gün hissetmek gibi bir şey. Dolayısıyla bu, ciddi bir doğa tahribatı” bilgilerini paylaştı.
AK Parti yönetimindeki İBB’nin 2009 yılında hazırladığı çevre düzeni planında, “İstanbul için hayati önemi var, kesinlikle yapılmamalı” denilen her şeyin kanal projesinde olduğunu vurgulayan İmamoğlu, bunları şöyle sıraladı:
İstanbul’un kuzeye doğru gelişmesine neden olacak yerleşim kararlarından kaçınılması.
Tarım ve mera alanlarının amacı dışında kullanımının engellenmesi.
İstanbul ormanlarının daha iyi korunabilmesi için muhafaza ormanı statüsüne alınması.
İçme suyu havzalarındaki kentsel gelişme baskılarını engelleyecek tedbirlerin alınması; kıyı alanlarını tehdit eden kullanımlara izin verilmemesi.
İstanbul’un doğal eşik sınırı olan 16 milyon nüfusun aşılmaması.
'Maliyet hesapları çelişkili'
“Katılımda şeffaflık yok” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Kamu yararı yok. Kurum görüşleri hiç yok. İlkeler yok. Burada plana herkes itiraz ediyor. Yapılan tek bir toplantı var. Onda da katılımcıları içeri almıyorlar o bölgede. Komik bir ÇED toplantısı. İBB’nin içine katılması gereken sürecin hiçbirine dahil edilmiyoruz. Bu yetkililere, ‘Gelin bize anlatın’ dememize rağmen, yazılı davetimize rağmen, gelip bunu bize, çalıştayımızda ya da toplantılarda anlatma ihtiyacı bile duymuyorlar. Baktığınızda, ortaya ekonomik olarak bir para koyuyorlar, ‘Kamu yararı açısından burası değerli’ diyorlar. Bir kere maliyet hesabı çelişkilidir ve geçerli değildir. 65 milyar dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Ardından 75 milyar dediler. Sonra 100 milyar dediler. Şimdi 145 milyar diyorlar. Ben, 140 milyarı yeterli olacağı bir proje olduğunu asla düşünmüyorum. Kendileri de MPIM’de bu işi 100 milyar dolarlık yatırım olarak tanıttılar. Ben hep söylüyorum: Bunu yapacaklarına, Samsun-Ceyhan Boru Hattı’nı yapsınlar ya da başka bir usul oluştursunlar; zaten tanker taşımacılığı sona erer diye ifade etmiş olalım.”
Akşener: Üzerime ne düşüyorsa yapmaya hazırım
İmamoğlu, Akşener’e, “Sizin bu konudaki çabalarınızı biliyorum. İstanbul halkı adına da yürekten teşekkürlerimi sunuyorum; minnet duyuyorum. Bayramdan sonra bu süreci tümüyle kamuoyu önüne serme konusunda ciddi bir kampanya başlatacağız. Çünkü bu tehdidi bertaraf etmemiz lazım” sözleriyle seslendi.
Sunum için İmamoğlu’na teşekkür eden Akşener, “Söylediklerinize yüzde 100 katılıyorum. İhanet bu İstanbul’a. Nasıl engellenecek? Tamamen kamuoyu baskısıyla engellenebilir. Korku unsuru, insanların üzerinden kalkıyor. İstersek yapabilirmişiz gibi bir ümit var. İstanbul’da ikamet eden bir şahıs olarak üzerime ne düşüyorsa yapmaya hazırım” sözleriyle İmamoğlu’na destek verdi.