İstanbul Beylikdüzü’nde TÜYAP’ın açtığı kitap fuarı büyük ilgi odağı oldu.
 
Fuara her gün okumaya merakla on binlerce insan akın ediyor.
 
Peki, kitap fuarlarının kitap okuma alışkanlığına olumlu etkisi var mı?
 
Evet, fuarlar gerçekten önemli. Kitap fuarlarının insanların yaşamında ayrı bir yeri var. Okuyucu, kitaplara olan tutkusunu bu fuarlarda gideriyor. Satın alıp okuduğu kitabın yazarıyla tanışmak, onunla tokalaşmak, fırsat olursa onunla buluştuğu zamanı, bir anı fotoğrafıyla ölümsüzleştirmek istiyor.
 
Yıllardır, ülkemizde en çok tartışılan konu kitap okuma alışkanlığı. Bu alışkanlığın zayıf olduğu ortada. Çocuk, ailede annesinin, babasının kitap okuma konusunda tutkulu olduğunu görürse, o da kitap okumaya başlıyor, bu giderek bir alışkanlık halini alıyor.
 
İnsanlara  “Kitap okuyor musunuz?” diye sorulduğunda, “Pek vakit bulamıyorum” diyorlar. Bir başka savunma mekanizması ise kitap fiyatlarının yüksekliği oluyor. Bu iki yaklaşım da “bahane” anlamına geliyor. İsteyen, parayı da zamanı da buluyor.
 
Aslında, kitap fuarları, binlerce, hatta on binlerce kitaba, çok uygun fiyatlara ulaşma imkanı sağlıyor. O nedenle fuarların işlevi çok önemli.
…
 
Sözü okumaktan açmışken, Türkiye’den bazı bilgileri de paylaşalım. En çok kitapçısı olan ve kitap satışı en çok olan iller arasında, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya ve İçel başı çekiyor. Ege’den Marmara’ya doğru ilerlediğimizde Çanakkale, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli ön plana çıkıyor. Anadolu’nun ortasında Eskişehir dikkati çekerken, Karadeniz sahilinde ise Zonguldak, Sinop, Ordu, Giresun ve Artvin çok kitap okuyanlar arasında ilk sıralarda.
 
Türkiye’nin en kalabalık nüfusuna sahip İstanbul, başkent Ankara da, en çok kitap satışı olan iller sıralamasında öne çıkamıyor. Bu iki ilin kimi bölgeleri en çok kitap satışında öne çıkarken, kimi bölgeleri bazen ikinci bazen de üçüncü sıralara geriliyor.
 
Hani merak edenler olabilir diye bir önemli not daha düşelim… Kitapçısı olmayan ve internette kitap alımında alt sıralarda kalan iller ise şunlar: Çankırı, Gümüşhane, Bayburt, Mardin, Batman, Siirt, Şırnak, Hakkari, Iğdır ve Ardahan.
…
 
Yazıyı kaleme alırken birisi Gümüşhane, diğeri Bayburt doğumlu olan deneyimli, iki bürokratla sohbet etme imkânım oldu. Anlattıklarını şaşkınlıkla izledim. Çok üst düzey görevler üstlenmiş Gümüşhaneli dostum, “ 1940-1945’li yıllarda Gümüşhane’de Halkevinin
Kütüphanesi vardı. Zamanın tüm klasiklerini orada okuma fırsatım oldu. Şimdi, o kütüphanenin yerinde yeller esiyor” dedi.
 
Bayburt’lu üst düzey bürokrat dostum da, aynı şekilde Bayburt’ta eskiden büyük bir kütüphane olduğunu söyledi, “Şimdi de ilde kütüphane var, ama gidene rastlamak zordur” yanıtını verdi.
 
Sonuç; kitap fuarlarının çok daha sık açılması için devletimiz teşvikler vermeli. Kitap okuma alışkanlığının yaygınlaşması için televizyonlarda kitaplar ile ilgili kültür programların sayısı artmalı. İlk ve orta dereceli okullarda kitap okuma ile ilgili ödüllü yarışmalar düzenlenmeli. Yayınevleri, yılın belirli döneminde uyguladıkları indirimli kitap satışı kampanyalarının sayısını ve süresini arttırmalı. Çünkü, kitap özgür düşünen, sorgulayan insanlar yaratır. Ve kitaplar insanın en sadık dostudur.
 
Okurlara not:
15 Kasım Cumartesi Günü İstanbul’daki TÜYAP Kitap Fuarında yeni yayımlanan dört fıkra kitabımı imzalayacağım. Beni tanıyan tüm dostları olduğu gibi, benimle tanışmak isteyen tüm çocukları da davet ediyorum. Çünkü, imzalayacağım kitaplar arasında çocukların çok seveceklerini umduğum MIHLAKKAS da var. Hepiniz sağlıkla kalın, sevgiyle ve tutkuyla yaşayın.