Çizgi filmler kanalıyla çocuklarımız ve gençlerimiz zehirleniyor. Buna toplum olarak
ya seyirci kalacağız ya da gereğini yerine getirmek için uyarıcı mesajlarla tehlikenin
boyutlarını hiç abartmadan çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız.
“Bu nereden çıktı?” diye sorguladığınızı hissediyorum.
Anlatayım...
Genç bir yazar olan Ömür Kurt, küresel çizgi film ve bilgisayar oyunlarının çocuk
ve gençleri nasıl şekillendirdiğini ve çocukların bilinçaltında nasıl bir gizli algı
operasyonunun yapıldığını somut örnekleriyle kitap haline getirdi. Kitabın adı; Küçük
Adamlara Büyük Oyunlar.
Kitabı okudukça, çocuklarımızın ne büyük tehlikelerle karşı karşıya olduklarını görüp
irkildim.
İşte kitaptan tespit ettiğim bazı önemli alıntılar...
Örümcek Adam, Batman, Süpermen, BenTen, Actionman, Bakugan, Ninja
Kampumbağaları gibi çizgi filmlerin hepsinin ortak yönü kötülere karşı savaşan(!)
kahraman olmaları. İşin ilginç tarafı, kötülük hep Amerika’ya karşı yapılıyor, çizgi
kahraman Amerika’yı, yani dünyayı kurtarıyor.
Örneğin BenTen, çocuklara savaş, büyü ve şiddet içeriği olan mesajlar veriyor. BenTen
çizgi filminde “6 milyar insanımız” söylemi, yeni dünya düzeni içinde çizgi filmin
üretildiği ABD bütün dünya nüfusunu sahipleniyor! Amerika, konuya çok kurnaz ve
stratejik yaklaşıyor. Bu hiç de masum görünmüyor
Simpsonlar çizgi filminin İngiltere’de yayımlanan bölümlerinden birinde ailenin babası
Homer Simpson, yana tarafa taşınan Müslüman aileyi terörist olarak nitelendiriyor.
2010 yılında America’s Army 3 adı ile yenilenerek tüketime sunulan oyunu oynayan
farklı insanlar hep birlikte Amerikan askeri oluyorlar, hayali gerillalara karşı Amerika
adına savaşıyorlar.
Bringing Down A Dictator (Diktatörü İndirin) adlı bilgisayar oyununun
hazırlanmasından dokuz yıl sonra Libya işgali gerçekleşti ve Libya Lideri Kaddafi
öldürüldü. İşgalin demokrasi adına yapıldığı açıklandı. Ancak, Libya’da sadece anarşi
ve kaos var.
Küçük yaşta çocuklar için üretilen Deil (Şeytan) Devil’s Leap (Şeytan Sıçraması) Priests
and Devils (Rahipler ve Şeytanlar) gibi oyunlarda açıkça Hıristiyanlık ve Satanizm
kavramları işleniyor.
Kitapta, çizgi filmlerle mesaj vermenin kolay olduğu, resimlerin aralarına sıkıştırılmış,
ilk anda dikkati çekmeyen, ama bilinçaltına yollanan çok sayıda mesaj bulunduğu da
aktarılıyor.
Daha küçük yaştaki çocuklar için tasarlanan ve masum görünen Öpüşme Oyunları,
Kıyafet Giydirme Oyunları, Doktorculuk Oyunları, Manken Oyunları, Şeytan Oyunları
ve benzeri oyunlar internet yolu ile kolaylıkla milyonlarca çocuğa ulaşabiliyor. Parkta
Öpüşme, Komşu Kızını Öpme Oyunu, Okul Otobüsünde Öpüşme ve benzeri bir çok
oyun doğrudan cinsel mesajlar içeriyor.
Oyun oynayarak vaktini öldüren genç nesil, aynı zamanda saldırganlaşıyor. Yapılan
araştırmalar, bu oyunların çocuk ve gençleri hantal, saygısız ve saldırgan yaptığını
ortaya koyuyor. Genç nesil, sanal ile gerçek dünyayı algılamakta da zorlanıyor.
Yazar Ömür Kurt, kitabını şu mesajla sonlandırmış:
“Uyanık olanlar uyuyormuş gibi yapabilir, ama uyuyanlar uyanıkmış gibi yapamaz.
Gözümüzün üzerinde duran hipnoz halkaları bizi geçici bir uykuya yatırdı. Artık
uyanma zamanı.”
Sevgili okurlar,
Kitapçılara giderek ısrarla bu kitabı isteyin, mutlaka alıp dikkatle, sindirerek okuyun.
Çocuklarınızın nasıl bir gizli algı operasyonu ile karşı karşıya olduğunu görünce
gerçekten çok şaşıracaksınız. Korkacak ve çocuklarınızın geleceğiyle ilgili endişeye
kapılacak ve önlem alma ihtiyacı hissedeceksiniz.
Bu kitabı, Türkiye’de eğitim sistemine yön veren yetkili mercilerin de okuyup, tüm
ayrıntıları ile incelemesinde yarar görüyorum.
Çünkü, çocuklarımız ülkemizin geleceği.
“Ağaç yaşken eğilir” sözünden hareketle çocuklarımıza sahip çıkmak hepimizin
boynumuzun borcu.
Son sözüm ise yazar Ömür Kurt’a. Mesajları çok güçlü olan kitabı için onu içtenlikle
kutluyorum.
xxxxx