Milliyetçi Hareket Partisi’nin geleceği bilinmiyor.
Şu an “Araf” da duruyor gibi…
Yakın gelecekte ise genel başkan sorunu netlik kazanacak.
MHP’nin yarım asırlık parti serüveni her zaman dalgalanmalara, zikzaklara, gel-gitlere sahne olmuştur
nedense.
Ve hiçbir zaman tek başına iktidara oynama gücü ve performansı görülmemiştir bu partide...
Tabi 1982 yılında çıkan Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları değişmediği için de, bu parti “ tek ses-tek
nefes” parolasıyla yönetilmiştir.
Yani demokratik teamüller, modern demokrasideki partiler için kazanılmış haklar, partililerin seçme
ve seçilme konularındaki özgürlükleri, yok mesabesindedir ve milletvekilleri adayları ve tüm
partililerin liderlerin kararına “ram” olmaları kaçınılmazdır.
“Ya lidere biat edeceksin, ya da takımda yer almayacaksın” ilkesi, liderler için geçerli olsa da,
demokrasi açısından bunun “ilkesizlik” olduğu, hatta daha da ileriye gidilerek bu yönetimin “parti
diktatoryası” olduğu rahatlıkta söylenebilir.
Her partide olduğu gibi, MHP’de de genel başkan Devlet Bahçeli mutlak hakim.
Ancak MHP’nin son hali hiç de iç açıcı değil.
Son seçimlerde aldığı sonuç haklı olarak partide harekete ve kaynaşmalara neden oldu.
Olağanüstü oldu olacak.
Devlet Bahçeli ise son konuşmasında (10 mayıs 2016) AKP ile koalisyon hükümetine göz kırptı. Açıkca
hukuki anlamda sorumluluk almaya hazır olduklarını belirtti.
Ama şartı var.
“Terörizmle mücadeleye destek vermek amacıyla…”
Yani PKK’ya yönelik verilen mücadelede varız diyir Bahçeli.
Diğer sorunlarda yokuz demek istiyor.
Tabii bu durumda AKP’nin bu yeşil ışık yakılmasına olumlu yanıt vermesi beklenmiyor olmalı.
En azından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buna yanaşmayacağı açık.
Sayın Erdoğan’ın destek istediği tek sorun “Başkanlık Sistemi”.
Bu yoksa sayın Erdoğan da yok.
Üstelik AKP’nin başkanlık konusunda tek bir planı yok.
Bu açıdan bakılınca MHP tam bir çıkmazda.
Bir yandan seçimli kongrede, (Önce tüzük kongresi yapılacak) Devlet Bahçeli’nin en kıza zamanda
tasfiyesi söz konusu olabilir.
Bir yandan da AKP ‘nin desteğini almak isterken, nasıl bir strateji izleyeceği ortaya çıkabilecektir.
AKP’nin kendisine fırlattığı halata sarılmayı bekleyen Devlet beyin işi gerçekten zor.
Me-Ha- Pe siyasi hayatının “sırat köprüsü” sayılabilecek engeli aşması mucizelere bağlı dense yeridir.
Eğer bu partide bir genel başkan değişikliği olacaksa, o da belli sayılır.
Güçlü bir siyasetçinin, eski bir bakan olan Meral Akşener’in topuk sesleri duyulmaya başladı bile.
Yüksek ökçeli ayakkabı sesi MHP’nin yeni patroniçesine hedefine ulaştırabilir.
Ancak ileride MHP’nin başarıya ulaşacağı anlamına gelmeyebilir de.
Çünkü MHP, 2002’den beri devamlı kan kaybederek yoluna devam etti.
AKP’nin tökezlemesi gerçekleşmediği sürece MHP’ye siyaset kapısında pek parlak bir gelecek yok gibi.
Bu sadece bir tahmin.
Bana göre, son durum böyle.