Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,4244
EURO
36,3775
IMKB
9.475,000
ALTIN
2.836,790
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
VUVUZELA ve BU NE SEVGİ AHHH, BU NE IZDIRAP…
 Ercan Deva 6 Ekim 2011 Perşembe  


Başbakan Erdoğan hangi ülkeyi ziyaret etse, orada mutlaka bir iz bırakıyor. Başbakan’ın son ziyareti  Güney Afrika Cumhuriyeti’ne oldu. Başbakan, dünyanın Afrika’ya borçlu olduğunu söyleyerek gönülleri kazandı. Bu arada, Başbakan’a “tekdüze” zırıltılı, kulakları tırmalayan sesiyle izleyenlere Dünya Kupası’nı “zehir eden” vuvuzela hediye edildi.
 Bu geziden geriye genellikle vuvuzela ile ilgili yapılan espriler kaldı. Ekonomi Bakanı Çağlayan, vuvuzela’yı çalmayı denedi, önce başaramadı. Sonra kararlılıkla devam edince Türkiye’ye dönerken uçakta çalmayı başardı. Mustafa Elitaş’ın denemesi de pek yeterli sonuç vermedi. Çağlayan, kendisinin “do” dan, Elitaş’ın ise “mi” den çaldığını söyledi. Çağlayan’ın müzik aletlerine yakınlığını ve yatkınlığını bildiğim için biraz onu yadırgadım, ama “espri işte” diye üzerinde durmadım.
 Bilmeyenler için kısaca açıklamakta yarar var. Vuvuzela bir Afrika çalgısı. 60 santim uzunluğunda ve 120 gram ağırlığında, kulakları tırmalayan ses çıkaran bir alet. Dikkatinize çekerim, müzik aleti demeye dilim de elim de varmıyor! Arı vızıldaması, sivrisineklerin gecenin sessizliğinde bitmeyen vızıldaması gibi kulakları tırmalayan bir ses çıkarıyor. Bir çok vuvuzela aynı anda çaldığında fillerin sesi gibi, beyinde hasara yol açabilecek kadar rahatsız edici olabiliyor. 
 Orkestralarda akort işlemi için “la” sesi “obua”dan alınıyor. Obua derinlemesine bir ses veriyor. Ağız ve hava basıncı ile çalışıyor. Obua, şekil olarak güzel durmasa da, ses olarak derin bir huzur ve sakinlik veriyor. Ancak, ilk obua çalmaya başlayanlar sanki bir kaz boğazlanıyormuş gibi ürkütücü ses çıkarabiliyorlar. Obuanın atası kim? Onun adı, zurna.
 Vuvuzela ise korna ile zurna kırması, sözüm oma, üflemeli bir çalgı. Zırıltısına kafa dayanmaz. Dünya kupası maçlarından sonra, kafayı tırlatanlar oldu mu bilmiyoruz, inşallah olmamıştır, diyoruz. Ama, vuvuzela’nın bir dörtlüğe konu olduğunu öğrendik. O dörtlük şöyle:
 Vuvuzela gümüşten
Maça geldim varoştan
Ben Afrika çocuğuyum
30 santim doğuştan.
 Şimdi, gelelim on puanlık uzman sorusuna: Vuvuzela da olur mu, bilmiyoruz, ama zurnada peşrev olmaz! Ne demek şimdi bu? Açıklayayım; plansız, programsız işlerde kural aranmaz anlamı taşıyor bu deyiş. Sonucun rastlantıya bırakıldığını özetleyen bir söz.
 Bu arada Fuat İlbey’in zurnasından Refik Fersan’ın “hicaz peşrevi” ni dinleyince “Zurnada peşrev olmaz” deyişi de anlamını yitiriyor. Bunu da belirtmekte yarar var.
 Neticeye gelince… Hani 1995’te vefat eden bestekar- şarkıcı, “damardan şarkı söyleme” üstadı  Abdullah Yüce’nin unutulmaz Türk Sanat Müziği bestesinde olduğu gibi:  “Bu ne sevgi ahh, bu ne ızdırap…”
                     6 Ekim 2011                         ****

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.