Tarhan, özel yetkili mahkemelere ilişkin tartışmaya ilişkin de, "Makyajla uğraşmak istiyorlarsa biz bunu kabul edemeyiz. Biz çünkü özel yetkili mahkemeler tüm uzantılarıyla tüm yargılama yöntemlerinden tutun tutuklama sürelerine kadar tüm cüzleriyle birlikte tüm fikri yapıyla birlikte kaldırılmalıdır diyoruz. Öyle makyajla uğraşmaktan esası gizlemekten vazgeçsinler artık. Bu bir tür sahtecilik çünkü" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, partisine mensup bir grup milletvekiliyle birlikte kapatılan adliyelere ilişkin TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
KAPATILAN ADLİYELER
Tarhan, "HSYK'nın son uygulaması, adliyelerin kapatılması ve arkasından bir kısmının yeniden açılmasına ilişkin uygulaması aslında yargının göbekten yürütmeye ne kadar bağlı olduğunun da açık göstergesi olmuştur diye düşünüyoruz. Hangi kriterler değişmiştir ki bir hafta içerisinde hangi kriterler değişmiştir ki bir hafta içinde karar değiştirmiştir HSYK" diye sordu.
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan da, HSYK'nın 44 adliye ile ilgili tasarrufunu geri aldığını belirterek, "Diğer 102 adliyeye ilişkin niye işlem yapmadı?" sorusunu yöneltti.
ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER
Bir basın mensubunun, "Özel yetkili mahkemelerin terör mahkemelerine dönüştürülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Tarhan, "Bu konudaki rivayet muhtelif aslında. Neyle karşılaşacağımızı bizde bilmiyoruz" dedi. Tarhan, şöyle devam etti:
"Şu soruyu sormaya hakkımız olduğunu düşünüyorum. Tabi ki özel yetkili mahkemeler kaldırılmalıdır. Buna ilişkin yasa teklifimiz çok uzun süre önce verdiğimiz yasa teklifi ortada. Ancak ne oldu da bugün özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusu iktidar tarafından gündeme taşındı bunu sormaya hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ demiş ki "özel yetkili mahkemeler normal bir hukuk devletinde olmaması gereken mahkemelerdir' böyle bir açıklaması var. Özel yetkili mahkemeleri kullanıp nasıl hukuk devletini polis rozeti takıp polis devletine dönüştürdüklerinin de aslında itirafıdır bu Bekir Bozdağ'ın söyledikleri."
"MAKYAJLA UĞRAŞMAK İSTİYORLARSA BİZ BUNU KABUL EDEMEYİZ"
"Makyajla uğraşmak istiyorlarsa biz bunu kabul edemeyiz" diyen Tarhan, şöyle dedi:
"Biz çünkü özel yetkili mahkemeler tüm uzantılarıyla tüm yargılama yöntemlerinden tutun tutuklama sürelerine kadar tüm cüzleriyle birlikte tüm fikri yapıyla birlikte kaldırılmalıdır diyoruz. Öyle makyajla uğraşmaktan esası gizlemekten vazgeçsinler artık. Bu bir tür sahtecilik çünkü. Yani siz yapmak istediğiniz şeyi birtakım reformlarla yapıyormuş gibi göstererek aslında bir tür sahtecilik yapıyorsunuz. Bunların hepsinin neler olabileceğinin farkında olduğumuzu bilmelerini istiyorum öncelikle. Böyle bir sahteciliğe gerek yok. DGM'leri kaldırmışlardı da ne oldu? Peki özel yetkili mahkemeleri kaldırdıklarında da DGM'leri kaldırdıkları gibi bir sonuçla karşılaşacaksak bunun kabul edilemez olduğunu baştan söylemeliyiz. Hiçbir anlamı yoktur. Sadece kendi yolsuzluklarını onları kapatacak ve kendi sır küplerini dokunulmaz hale getirecek bir yapıyı muhafaza ederek özel yetkili mahkemeleri kaldırıyoruz kandırmacasına bizi inandıracaklarını zannediyorlarsa bundan vazgeçsinler. Hiçbir anlamı yok çünkü.
Yurt dışında olmasına rağmen bir çağrı nedeniyle gemiden inip ifade vermeye gelenleri kaçma tehlikesi gibi komik bir gerekçeyle tutuklamaya devam edeceklerse hiçbir anlamı yok. Milletvekillerini, seçilmişleri, yüzlerce öğrenciyi ve askeri, gazeteciyi sırf gözdağı vermek için keyfi olarak zindanlarda tutmaya devam edeceklerse hiçbir anlamı yok."
"TAHAKKÜM ZİHNİYETİ DEĞİŞMEDİKÇE SADECE MAHKEMELERİN İSMİ DEĞİŞİR"
DGM'leri özelleştirip bir özel yetkili mahkeme haline getirdiklerini savunan Tarhan, "İstediğiniz kadar yetkisini sınırlandırın istediğiniz kadar kapatın ceberut zihniyetinizi değiştirmediğiniz takdirde aslında tüm mahkemeler size özel mahkemeler olarak görev yapacaktır ve emrinize amade olacaktır zaten. Hak edenleri hakettikleri caydırıcı cezalarla cezalandırmak yerine yargı yetkisini kendi düşmanlarını etkisiz hale getirmek için bir silah olarak kullanmaya devam edecekleri hissediliyor, biz bunu hissediyoruz. Tahakküm zihniyetini ve susturma odaklı zihniyetlerini değiştirmedikleri sürece tutukluluk süresi insanlık dışı cezaevi koşulları antidemokratik darbe yasaları değişmedikçe inanın değişen sadece mahkemelerin isimleri olacaktır" dedi.
ANNELERE SESLENDİ
"Suriye ile yaşanan krizi bir anne olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Tarhan, şu yanıtı verdi:
"Son derece kaygı verici buluyorum gelişmeleri, şunu söylemek istiyorum hem bir kadın olarak hem bir siyasetçi olarak anne olarak kimseyi savaş gibi bir suça ortak etmesinler istiyorum bizi yönetenler. Her türlü savaş kışkırtıcılığına karşı onurluca direnmemiz gerektiğini düşünüyorum bu ülkede. Hele hele kırmızı çizgileri Amerika Birleşik Devletleri'nin Dışişleri Bakanı tarafından açıklanan bir devletseniz ve dış politikası kendisi tarafından değil başka devletler tarafından çizilen bir devletseniz o zaman sadece gelmekte olan bir savaş değil gerçekten kirli bir oyundur diye düşünüyorum. Bu oyunun içinde olmamalıyız, buna karşı direnmeliyiz. Türkiye emperyalistlerin sırtını sıvazlayıp her işini alet edeceği bir ülke olmaktan çıkmalıdır. Böyle olmamalıdır bizim bir onurumuz var. Kaldı ki ben bir anne olarak tüm annelere sesleniyorum buradan. Yeterince oğul verdik diyorum topraklara ve daha fazla vermek istemiyoruz daha fazla oğullarımızı topraklara vermek istemiyoruz. Bizi yönetenler arkadaşlar yargıda olduğu gibi dış politikada da ruhlarını şeytana satmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlık ruhunu şeytana satmasınlar. Bu oyuna gelmeyelim. Hep birlikte savaşa hayır diyelim. Bir anne olarak sonuna kadar savaşa hayır diyorum" dedi.
"Başbakan ile Leyla Zana'nın görüşeceği ifade ediliyor, ne diyorsunuz" sorusuna Tarhan, "Görüşmelerden sonra bir değerlendirme yapmayı uygun buluyorum" dedi.
Kaynak: anka