Erdoğan, "Meydan Larousse göre, türban, her çeşit yumuşak kumaştan, kenarsız kadın başlığı. Tülbent, Fransızca türban; başörtüsü. Kadının saçlarını kapamak için başlarını örttükleri, işlemeli veya düz bez, eşarp... Bunları ben söylemiyorum, meydan Larousse söylüyor" dedi. Başbakan Erdoğan, İspanya dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı basın toplantısında özellikle CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın eleştirilerini yanıtladı.
Türkiye'ye döndüğünde konuyla ilgili bir soruyla karşılaşacağını bildiği için uluslararası bilinen ansiklopedilerde türbanın ve başörtüsünün tanımını çıkarttığını belirten Erdoğan şunları söyledi: "Ana muhalefetin lideri Sayın Baykal, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın kafasının karışık olduğundan bahsediyor. Ben Sayın Baykal'a diyorum ki, 'bilgi açısından çok ciddi bir bunalımın içindesiniz. Önce bu ansiklopediyi aç, türban nedir, başörtüsü nedir, bunu bir öğren.' Eğer, buna fırsatı yoksa ben burada kendisine okuyayım, belki o da şu anda dinliyordur, bu fırsatı kaçırmamasında fayda vardır diye düşünüyorum. Meydan Larousse göre, türban, her çeşit yumuşak kumaştan, kenarsız kadın başlığı. Tülbent, Fransızca türban; başörtüsü, kadının saçlarını kapamak için başlarını örttükleri, işlemeli veya düz bez, eşarp... Bunları ben söylemiyorum, Meydan Larousse söylüyor" dedi.
-TÜRKÇE'DE TÜLBENT FRANSIZDA'DA TÜRBAN-
Açıklamasında Türk Dil Kurumu ve Dil Derneği'nin sözlüklerine göre türbanın, 'ince kumaştan yapılmış, başı sıkıca kavrayan bir başörtüsü' olarak tanımlandığını belirten Erdoğan şöyle konuştu: "Ayrıca, Oxford İngilizce Sözlük ve Britannica İngilizce ile paralel Wikipedia'ya göre ise türban, Farsça 'dülbent' kökenli, Türkçeye 'tülbent' Fransızcaya 'türban' olarak geçmiş... Türkçe'de, tülbent veya başörtüsü anlamlarında kullanılıyor. Türban, genellikle pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, başa veya fes, kavuk gibi iç şapkaların üzerine sarılan uzun başörtüsü. Etimolojik kökenine bakıldığında, 'türbanın' Fransızca olduğu, Türkçe'de 'tülbent' dendiği görülmüştür. Eşarp, tülbent, başörtüsü, uzunluk ve kumaş ile birbirinden ayrılan aslında aynı şeylerdir."
-İSTİSMARI KİMİN YAPTIĞI ÇOK AÇIK-
"Biz damdan düşerek bu alana gelmedik. Bizim kafamız gayet nettir. 'Karmaşıktır' diyenler kendi kafalarının durumunu düşünsünler" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkede, istismarı da kimlerin yaptığı çok açık ortaya koymam lazım. İstismar, bir şeyi yaşamıyor da yaşıyor gibi görünmeye çalışıyorsan, veyahut da bunu yaşayanlardan bir şey elde etmek için bunu kullanmaya çalışıyorsanız, buna denir. Eğer yaşıyorsanız, kimse buna 'siz bunu istismar ediyorsunuz' diyemez. Bunun için, bize kimse, bu konuyu istismar ediyorsunuz ifadesini kullanamaz. Böyle bir hakkı yok." Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili toplumsal değil kurumlar arasında bir sıkıntının olduğunu belirterek, bu sorunun çözülmesi için gerekirse muhalefet partileriyle randevu talebinde bulunarak bu sorunu çözmeye kararlı olduklarını dile getirdi.
-CHP YOKSA YOK-
Başbakan Erdoğan, türban konusunun bir özgürlük konusu olduğunu belirterek, "Bugün, özgürlüklerin tartışıldığı bir dünyada, dünyanın neresine giderseniz gidin, herkesin istediği gibi giyindiği bir dünyada, kalkıp Türkiye hala böyle bir sorunu çözemiyorsa, özgürlükler noktasında ciddi bir sıkıntıdır" diye konuştu. Bu konunun hep beraber aşılabileceğini kaydeden Erdoğan, "Biz bu noktada varız. MHP, ben de varım diyor. Mesele yok zaten. CHP yoksa yok. Olanlarla beraber biz yola devam ederiz" dedi.
-"YENİ ANAYASAYI BEKLEMEYE GEREK YOK"-
"Bu çok zor bir şey değil, kolay" diyen Başbakan Erdoğan, yeni anayasayı beklemeye gerek olmadığını ifade etti. Erdoğan, "Bunun otururuz beraberce, mutabık kaldığımız bir cümleyle beraber bu çözülür" diye konuştu.
-"HER PARTİ ÇATISI ALTINDA VAR"-
Erdoğan, türbanın siyasi simge olması için sadece AKP çatısı altında olması gerektiğini belirtti. Erdoğan, şunları söyledi: "Şimdi, acaba CHP çatısı altında veya CHP'ye oy verenlerin arasında başörtüsü, türbanlı olan yok mu? MHP'de yok mu? DP'sinde ANAP'ında yok mu? DTP'sinde yok mu? Hepsinde var. Dolayısıyla kimse kalkıp da burada birbirine çamur atmaya kalkmasın. Her vatandaş, siyasi iradesini ortaya koydu. Başörtülüsü de koyuyor, başörtüsüzü de koyuyor. Ama başörtülüler içinde çok değişik partilere bir idare var. Biz kalkıp da başörtülünün içinden AKP'ye oy verenleri cezalandırmak hakkını kim kendinde bulur. Veyahut da başı açık olan vatandaşlarımın değişik partilere oy kullanması, kimleri niçin rahatsız eder. Bunu anlamakta biz zorluk çekiyoruz. Böyle bir şey olamaz. Herkesin buna saygı duyması gerekir. Biz vatandaşlarımızın tümünü ayırt etmeksizin saygı duyduğumuz gibi." |