Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin müttefikleriyle ilişkilerine sadık ve birlikte çalışmaya önem veren bir ülke olduğunu belirterek, "Doğru gördüklerimizi izin alarak yapan bir ülke değiliz. Türkiye’yi ’muz cumhuriyeti’ gibi gören bir zihniyet var" dedi.
Gül, Ankara’dan Bakü’ye giderken uçakta gazetecilerle yaptığı sohbette Ermenistan ve Azerbaycan ziyaretleri ile Kafkaslardaki durumu değerlendirdi.
Kafkaslarda birden bire yeni bir durum ortaya çıktığını, donmuş problemlerin derin dondurucudan çıkarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin tıpkı komşusu olan Balkanlar gibi Kafkasya’da ortaya çıkan durumla da yakından ilgilendiğini söyledi.
Kafkasların problemli ve istikrarsız olmasının Türkiye için bölgeyi bir "duvar" haline getirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "Orta Asya, Türk Cumhuriyetleri ve dünya ile aramızda duvar oluyor. Barış ve istikrar olursa güven ortamı, işbirliği ve dayanışma ortamı ortaya çıkıyor. O zamanda Kafkasya Türkiye için bir geçit, otoban oluyor. Kafkasya ile yakından ilgilenmemiz, gücümüzü iyi niyetle ortaya koymamız gerekiyor" diye konuştu.
Bölgedeki problemlerin 17 yıldır sürdüğünü, patlama potansiyelinin de olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Gürcistan ve Rusya arasındaki savaşın da taşları yerinden oynattığını belirtti. Sorunların bölgede kalmadığına küresel sonuçlar da doğurabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, yardım gemilerinin Karadeniz’e girmesi konusu gibi tehlikeli durumların ortaya çıkabileceğini ifade etti. Bu konudaki talepleri sıraya koyduklarını, Karadeniz’de bir "it dalaşı" gibi tehlikeli durumları engellediklerini söyleyen Gül, problemleri cesaretle ele almak gerektiğini bunun da fırsatlar doğuracağını vurguladı.
Türkiye ile Ermenistan’ın Dünya Kupası elemelerinde karşılaşmasının bir tesadüf olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, kendisinin de Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın davetini kabul ederek Ermenistan’a gittiğini hatırlattı. Ziyaretten memnun kaldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "Konuşmazsak neyi nasıl halledeceğiz. Açık, şeffaf ve net bir şekilde konuştuk. Hem ikili konuları hem de daha çok Kafkasları konuştuk" dedi.

"TÜM ÜLKELER DOĞAN İKLİMDEN NASİBİNİ ALIR" 

Gürcistan ile Rusya arasındaki savaşın yalnızca bu iki ülkeyi değil Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye’yi de etkilediğini, tedirgin ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, olası olumlu gelişmelerin de sadece Azerbaycan ve Ermenistan’ı değil bölgedeki tüm ülkeleri etkileyeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:
"Bölgedeki tüm ülkeler doğan iklimden nasibini alır. İşbirliği, dayanışma ortaya çıkar. Sarkisyan da aynı yaklaşımı gösterdi. Sorunları çözme arzularını, daha büyük gayret sarf etme zamanı geldiğini anlattı. ’Aliyev ile de konuşacağım, destek olmak istiyoruz. Olumlu hava bizi de etkiler’ dedim. O da memnuniyetle karşıladı. Sıcaklığı geçmeden Azerbaycan ile istişare etmek için, yeni bir dönemin başlaması gerektiğini istişare etmek için Bakü’ye gidiyorum."

"MESELELERİN ÇÖZÜMÜ, AZERBAYCAN’A YAPILACAK EN BÜYÜK HİZMET"

Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan ziyaretinin Azerilerde bir rahatsızlık yaratıp yaratmadığı sorusuna karşılık olarak da şunları söyledi:
"Olmaması lazım. Böyle bir şey haksızlık olur. Türkiye çıkarlarını feda edip Azerbaycan davasına en güçlü desteği verdi. Biz tek milletin parçalarıyız. Bu görüşümde bir zayıflama yok. Ama Türkiye’nin içinde olduğu gibi Azerbaycan’da da lehte ve aleyhte düşünenler olabilir. Onların görüşlerini de saygıyla karşılayacağız. Meselelerin çözümü, Azerbaycan’a yapılacak en büyük hizmet değil midir?"
ABD gemilerinin boğazlardan geçişiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine de Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin müttefikleriyle olan ilişkilerine önem verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Biz müttefiklerimizle ilişkilerimize sadığız ve birlikte çalışmaya önem veriyoruz. Ama inandığımız şeyler için de izin almıyoruz. Doğru gördüklerimizi izin alarak yapan bir ülke değiliz. Türkiye’yi ’muz cumhuriyeti’ gibi gören bir zihniyet var. ABD söyledi (yapıyor ya da yapmıyoruz) diye bir şey yok. Ermenistan ziyareti konusunda da hiç bir telkin söz konusu değil, ABD ve Avrupa dahil... Yaptığımız güzel işler takdir edilirse bundan mutlu oluruz."