Kılıçdaroğlu, Antalya'ya yaptığı ziyaret kapsamında Kaş ilçesi Emin Erdem Meydanı'nda vatandaşlarla sohbet etti, daha sonra halk pazarının temel atma törenine katıldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, geleceğe umutla, hoşgörüyle bakacaklarını, insanları seveceklerini söyledi. Umutlarını asla yitirmeyeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, koşullar ne kadar zor olursa olsun umutlarının yüreklerinin bir köşesinde kalacağını kaydetti.
Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda yapıldığını, hangi zorluklarla mücadele edildiğinin bilindiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Hiç umudumuzu kaybetmedik. Bağımsız, çağdaş Türkiye'yi ellerimizle kurduk. Türkiye iyi yönetilmiyor, kimsenin geleceğe umutla bakmasını sağlamak istemiyorlar, önlerine engeller konuluyor. En son Adana'da valiliği şikayet ediyor, milletvekillerine isimsiz şikayet gönderiyor, vali bir vatandaştan şüpheleniyor, gece yarısı evi basılıyor, götürülüyor.
Bakıyorlar ki bu vatandaşın hiçbir kabahati yok. Böyle bir anlayış olabilir mi- Varsa bir şüphen çağırırsın, ifadesini alırsın. Baskıyla, şiddetle baskılamak istiyorlar, toplumu korkutmak istiyorlar'' diye konuştu.
''Sizin adınıza yürüyecek olan tek bir parti vardır, o da CHP'dir'' diyen Kılıçdaroğlu, ''O nedenle umudumuzu yitirmeyeceğiz. İstedikleri kadar baskı yapsınlar, telefonlarımızı dinliyorlarmış, dinlemezlerse namertlerdir. Telefonla ihale mi dağıtıyoruz. Bir yerde haksızlık varsa onu duyarlar, çiftçinin sorununu dile getirdiğimizi duyarlar, esnafın sorunu varsa onu dile getirdiğimizi duyarlar. O nedenle bizim telefonlarımızı dinlemelerinde yarar var. Belki vatandaşın dertlerini öğrenmiş olurlar'' dedi.
-2B arazileri konusu-
Kılıçdaroğlu, 2B konusunun Antalya'nın en yaygın konularından biri olduğunu ifade ederek, 2 gündür bunu işlediklerini, düşüncelerini seçimlerden çok daha önce açıkladıklarını, yasa tekliflerini verdiklerini anlattı.
Daha sonra bir teklif getirildiğini ve yüksek rayiç bedeller belirlediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Faturayı yine vatandaşa kestiler. Biz itiraz ettik. 'Rakamlar yüksektir, köylü bunları ödeyemez' dedik. 'Bu arsalar köylünün dedesinden kalan mirastır, şimdi onun kullandığı araziyi satıyorsun. Makul fiyatla ver' dedik. Emlak vergisinde bedel neyse o bedel tespit edilsin, o bedel üzerinden çiftçi ödesin ve bu iş de bitmiş olsun. Bizim görüşümüz bu. Onlar rayiç bedel belirlemişler, yüzde 90'ını ödeyeceksiniz. İtiraz ettik, komisyondaki milletvekillerine telefon etmişler, 'acele toplanıyoruz, yüzde 50'ye düşüreceğiz' diyorlar. Bu da yüksek, emlak vergisi değerini alıncaya kadar CHP bunun takipçisi olacak. Herkes bunu iyi bilsin.''
-''Hepimiz bu toprakların insanıyız''-
Kemal Kılıçdaroğlu, Kaş'ın turizm cennetine dönüştürülmesi, merkezi yönetimin de buna destek vermesi gerektiğini söyledi. Bu konuda CHP olarak işin takipçisi olacaklarını ve mücadelesini vereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Başbakan Mardin'e gitti, bir konuşma yaptı. Dedi ki 'Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına alıp eziyoruz'. Biz ülkeyi ayrılık gayrılık olmadan, beraber mücadele ederek özgürlüğe, bağımsızlığa kavuşturduk. Çanakkale'de yatan şehitler içinde Diyarbakırlı, Edirneli, İzmirli var. Beraber mücadele ettik. Hiçbir kimseye diğer vatandaşın etnik kimliğin nedir diye sormadık. Huzur içinde yaşamak, barış içinde yaşamak istedik.
Etnik kimliklerin çok fazla olduğunu biliyoruz, her birimizin kimliği olabilir, farklı olabilir. Ama hepimiz bu toprakların insanıyız. Bu topraklarda mücadele ediyoruz. Türkiye'nin bağımsızlığı, özgürlüğü için mücadele ediyoruz. Deniyor ya, 'bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır'. İşte biz bu vatan için mücadele ediyoruz. Ayrılık gayrilik bizde yok, ben ülkemi seviyorum, burada yaşıyorum, bayrağımı seviyorum, Misak-ı Milli'ye bağlıyım. Sevr'i bir köşeye atıp, Lozan'da Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusunu şehitlerin kanlarıyla 7 düvele kabul ettirdim mi, ettirdim. Mesele bitmiştir. Bizim milliyetçilik anlayışımız budur. Buna Atatürk milliyetçiliği diyoruz.''
Her etnik kimlikten farklı yurttaşlar olduğunu, ne kadar mücadele ederlerse etsinler halkı birbirine düşüremeyeceklerine işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Halkımızın sağduyusu yüksektir. Kafatası milliyetçiliği değildir, vatanseverlik, yurtseverliktir. Kim kime diyebilir ayaklar altına alıyorum. Bu kez sandığa giderken şu cümleyi, 'Ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım' diyen kişiyi unutmayın. Kendisine söyledim, 'Git bakalım kullandığın cümleyi Rize'de kullanabiliyor musun, merak ediyorum'' dedi.
Sinop'ta çıkan kavgada ilk suçladıkları partinin CHP olduğunu, belediye başkanını suçladıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Eşi kanser, Samsun'da tedavi görüyor. Kendisi de orada. Çıktı Tayyip Erdoğan, CHP'yi suçladı. BDP'liler özür dilediler. Şimdi de Tayyip Erdoğan'dan özür bekliyorum. CHP'den özür dileyeceksin sen. Siyasette bir anlayışımız var, bu güzel ülkede barışı ve huzuru sağlamak, hep beraber çalışmak, herkesin iş, aş sahibi olduğu Türkiye'yi ayağa kaldırmak. Ayrılık gayrılık bizim kitabımızda yok.
İkincisi uçakta gazetecilere 'CHP'li belediyeler ihale yapıyorlar, yaptıkları ihalelerde PKK'ya para aktarıyorlar' diyor. 'Sen Başbakansın, hangi CHP'li belediye bunu yaptıysa ortaya çıkar demiştim. Çıkardı mı, çıkaramadı. Niye iftira atıyorsun. İkinci özür alacağım var. Vatandaştan, CHP'den özür dileyecek. Bizim belediye başkanlarımız halka hizmet ederler. Eksiği olabilir, ama hesap vermekten korkmazlar. Önce de halkına verirler. Akaydın'ın üzerinde de sistemli baskı var, soruşturma açıyorlar, sanıyorlar ki bunlardan korkacağız. Korksaydık siyasete girmezdik. Ne kadar baskı yaparsanız yapın korkmayız. Bu ülkenin çıkarları için her türlü bedeli ödemeye hazır olarak yola çıktık.''
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından butona basarak halk pazarına ilk harcı döktü.