Çiçek, Memur Konfederasyonu Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de ciddi bir demokrasi açığı bulunduğunu belirterek, göreve geldikleri günden beri bu açığı kapatmaya çalıştıklarını söyledi. Açığın 180 derecelik bir düzlem içinde olduğu için açığı kapatmanın zor olduğuna işaret eden Çiçek, bu açığı asgari seviyeye indirmek için 5.5 yıldır gayret gösterdiklerini ifade etti. Türkiye'de demokrasi kültürü oluşmamış bir toplumda köklü reformlar yapmanın zorluğuna dikkat çeken Çiçek, Türkiye'de Anayasa reformu yapmak Ağrı dağını yerinden oynatmak gibi olduğunu söyledi Çiçek, "5.5 senedir ne çektiğimizi biz biliyoruz. Kolay değil. Kutuplaşmanın üzerinden siyaset yapılan bir toplumda her mesele rejim meselesi haline geliyor. Anayasada değişmez maddenin dışında hangi maddeyi gündeme getirseniz 'eyvah rejim gidiyor', 'laiklik elden gidiyor' 'devlet elden gidiyor', nerde gidiyor, ne zaman gidiyor, nasıl gidiyor. Niye bu millete haksızlık yapıyorsunuz." dedi. Türkiye'de bir reform çalışması olduğu zaman ortaklığın Yozgat'ın tabiriyle "Kel Ali'nin bağına' döndüğünü belirtti.
Türkiye'de en önemli problemin ana muhalefet problemi olduğunu vurgulayan Çiçek, "Ana muhalefet partisi bir Çernobil santrali gibi, Meclis'te de söyledim, çevresine devamlı radyoaktif sızıntı veriyor." dedi. "1950 yılından bu yana iktidara gelen partiler 'yobazdır, gericidir. çağdışıdır, cumhuriyet ve laiklik düşmanıdır. Böyle bir anlayış olur mu? Sadece bu lafları söylemek üzerine siyaset yapılır mı?" diyen Çiçek, CHP kongresini kast ederek, "Allah bilir orada nasıl Türkiye'ye radyoaktif sızıntı veriliyor "dedi.
Çiçek, reform meselesinin yasal düzenleme meselesi olmadığını belirterek, Anayasa'nın 90. maddesinde yapılan uluslararası sözleşmelerle iç yasaların çatışması durumunda uluslararası sözleşmelerin geçerli olmasını kabul edildiğini belirterek, "Bu düzenlemenin Türkiye'de ne kadar antidemokratik uygulama varsa bunların ortadan kaldırmaya yetecek bir temel düzenlemedir. Türkiye'de sıkıntı yasalardan daha çok zihinlerde kaynaklanıyor. "dedi.
Türkiye'de en çok takıldığı noktanın sivil toplum meselesi olduğunu ifade eden Çiçek, "Türkiye'de sivilliği kendinden menkul bir alay kuruluşu var. Sivil toplumun olduğu yerde iktidarlar seçimle değiştirilir. Seçim dışı yollara destek veren, buna arka veren kim olursa olsun bunu sivil toplum kabul etmek mümkün değil. Kendilerinin benimsediği tarzda bunların adı 'bizim cephe' olur. Sivil toplum kuruluşu mebus pazarlığı kurulmasına itibar eder mi? "dedi.
Türkiye'de temel meselenin zihniyet meselesi olduğunu, bununda değiştirilmesinin kolay olmadığını ifade eden Çiçek, yaptıkları yasal düzenlemelerin uygulamaya bakıldığında tam olarak yansımadığını belirtti. Yasayı çıkarmalarına rağmen zihinsel dönüşümü tamamlayamadıklarını ifade eden Çiçek, "Küreselleşen bir dünyada burada yaptığınız yanlış bir iş fiyakanızı, imajınızı bozuyor. "dedi. Türkiye'nin son 5-6 yılda dünya genelinde kazandığı itibarın son bir kaç ay içerisinde bozulduğunu söyleyen Çiçek, "Bunun sorumlusu kim? Herkes buna kendi vicdanında karar verecek." diye konuştu.
Çiçek, iktidarlarında insanlar gibi hata yapabileceğini, yapılan hataların giderilmesini sağlayacak tedbirlerin olduğunu hatırlatarak, konuşmasına şöyle devam etti: "Bütün bunları devreden çıkararak, kısa devre yaparsanız, o takdirde bu ülkenin geleceği karanlık olur. Türkiye bugün kısa devre yapıyor. Onun içinde zaman zamanda antidemokratik karanlık bir döneme giriyor, sokulmak isteniyor."
Başörtüsüyle ilgili anayasal düzenlemeyi hatırlatan Çiçek, hukuk devletin bir kısım insanların mağduriyetlerinin giderilmesinin gerekli olduğunu belirterek, şunları söyledi: " Gelin bu mağduriyeti giderelim. Bir kısım insanların endişeleri varsa bunları da giderelim dediğimiz anda 'istemezükün' dışında bazı dostlarımız dışında katkı ve destek veren olmadı."
Çiçek, Türkiye'nin içeride ve dışarıda çok büyük zorluklarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye kendi asli gündemine dönmeli. Kısa devre Türkiye'yi karanlığa sokacak tavırlardan, eylemlere karşı herkesin biraz daha dikkatli davranması gerekir" dedi.