İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:
-Nisa Suresi'nin 58'inci ayeti diyor ki; “Allah size, mutlaka emanetleri, ehil olanlara vermenizi, ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emreder.” Sözlerdeki hikmete bakar mısınız? Liyakatle adalet arasında kurulan o muhteşem bağa bakar mısınız? Böyle kutlu bir dine mensup olmamıza rağmen, Ak Parti iktidarının elinde Türkiye, tarihinin en büyük yönetim krizlerinden birini yaşıyor.
-Milletimiz Ak Parti’ye güvendi, yetkiyi verdi. Ama onlar öyle bir makam hırsına düştüler ki, öyle bir koltuk sevdasına kapıldılar ki, saraylara kapanıp, paranın ve gücün öylesine esiri oldular ki, Ne maneviyat kaldı, ne takva kaldı, ne de ahlak kaldı…Ve bugün, bu ahlaki çöküşün sonuçlarını,ekonomiden eğitime, dış politikadan pandemiye kadar her alanda,tüm gerçekliğiyle yaşıyoruz.Onlar sarayda sefa sürerken, bu yönetim krizinin faturasını, maalesef milletçe biz ödüyoruz.
-Sayın Erdoğan'ın 23 Nisan'da 83 milyon vatandaşımızın gözlerine bakarak yaptığı vatan tarifi için önce acaba yanlış mı duydum dedim. Toprak kan dökülmemişse vatan olmaz. Araziyi arsaya dönüştürmek için bir bedel ödemek gerekiyor. Aynen böyle dedi.
-Buradan Erdoğan ve şürekasına sesleniyorum. Vatan yabancılara parsel parsel satabileceğiniz arsa değildir. Vatan Malazgirt ile kapı açan Alparslan'dır. Vatan Çanakkale'de ölüme koşan mehmetçiktir. Vatan Mustafa Kemal Atatürk'tür.
-İktidarın sergilediği bu cahillik yüzünden Türkiye sürekli kaybediyor. Nitekim Joe Biden'ın 24 Nisan açıklaması sonrasında da böyle oldu. Sözde soykırım açıklaması varandaşlarımızı derinden yaraladı.
-Herkesin gözü Erdoğan'a çevrildi. Ama bir baktık ki posta koymakta uzman dünya lideri gitmiş pek minnoş Mr. Erdogan gelmiş. Oysa Türk milleti tarihine atılan bu çamura karşı devletin başından dirayetli bir duruş bekliyor.
-Ülkeyi karanlık bir cendereye soktu bir çift laf edecek yüz bulamadı.
-Türk Milleti senden bir adım bekliyor. Makamına yakışan bir şekilde cevap vermeni bekliyor.
-AKP iktidarı Türkiye'yi yönetimiyor. Türkiye bu ucube sistemi taşıyamıyor. Pazartesi akşamı Erdoğan tam kapanmayı açıkladı.
-Pandeminin başından beri herkes uyardı. 3 haftalık tam kapanmayı herkes söyledi. Öneriler getirdik, kulak asmadılar. 2021'in başından beri vaka sayıları patladı, umursamadılar. Yoğun bakım yatakları doldu umursamadılar. Lebaleb kongreler yapana kadar kısmi kapanma kararı bile almadılar. Kongreler bitti kısmi kapanmaya geçtiler.
-Tam kapanma dediler ama tam mı yarım mı kapanıyoruz belli değil. Sayın Erdoğan gecikmiş olsa da bu kararı önemli buluyoruz. Ama sadece kapanıyoruz demekle olmaz, vatandaşın yanında olacaksın. Makamının sorumluluğu bunu gerektirir. Bu nedenle bir an önce çıkıp destek paketi açıklayın. Kapanma mücbir sebebp sayılsın. Esnaf için kira spotajlarını sıfırlayın. Çek ve senetler Mayıs ayına kadar yazılmasın.
-Düşük gelirli vatandaşlarımızın evleri ile küçük esnafın elektirik faturalarını tashil edin. Hane halkına kişi başı 500 lira hibe desteği verin. Gelin önerilerimize bu kez kulak verin. Bari kapanma sürecinde milletin yanında olun, devlet ciddiyetinde hareket edin.
-Pandeminin başında her akşam alkışlattıkları sağlık ordumuz artık tek başına. Sağlık çalışanlarımızın sağlığı risk altında. Çalışma saatleri belli değil. Bu büyük mücadeledeki özverilerini ek göstergeyle alkışlayın. Sosyal haklarını tek çatı altında toplayın. Bir an önce sağlık çalışanlarımızın için gerekli adımları atın.
-Eğitim ordumuzda sağlık ordumuz gibi sıkıntı çekiyor. Her bir öğretminimizi ek iş yapma zorunda bıraktılar. Bakın haftada 30 saat ders veren ücretli öğretmenin evine ayda 2.300 lira para geçiyor. İktidar ücretli öğretmene asgari ücretin altındaki ücreti reva görüyor. İşte size Erdoğan'ın millet sevgisi.
-Mesela atanamayan öğretmenlerimiz var. Şüyuu vukuundan beter. Artık maalesef, böyle de bir meslek kolumuz oldu. Hayaldi, Ak Parti iktidarında, bir rezalet daha gerçek oldu. Allah aşkına, bir ülkede, “atanamayan öğretmen” diye bir sorun olabilir mi? Atamayacaksan, neden öğretmen yetiştiriyorsun? Öğretmen yetiştiriyorsan, neden göreve atamıyorsun?
-Türkiye’de öğretmen fazlası mı var? Özel okullarda, her 8 öğrenciye bir öğretmen düşerken, devlet okullarında, her 16 öğrenciye bir öğretmen düşüyor. Devlet okullarındaki öğretmen sayısını, özel okul seviyesine çıkarmak için, Türkiye’nin 800 bin yeni öğretmene ihtiyacı var. Yani, kaliteli eğitim sağlamak için, çok büyük bir öğretmen açığımız var. Bu kadar büyük bir açığın olduğu bir ülkede, atanamayan öğretmen diye bir sorun olabilir mi? Elbette olamaz.
-800 bin yeni öğretmen kulağa fazla geliyor değil mi? “Kaynak nerede?” diye soracak olan Ak Partilileri şimdiden duyar gibiyim… Oysa her 100 bin öğretmenin devlete maliyeti, sadece 8 milyar lira. Bunun 2 milyarını da, vergi olarak geri alıyor, yani 100 bin öğretmenin, devlete net maliyeti, 6 milyar lira. Bindiği uçağı satsa 50 bin öğretmene iş olur. Suriyeli sığınmacılara harcanan parayla, 800 bin öğretmenin 10 yıllık gideri karşılanır. Kanal İstanbul’a harcayacağı parayla, Türkiye’deki her devlet okulu yıkılıp baştan yapılır, öğretmeniyle, atölyeleriyle, özel okullardan daha iyi seviyede eğitim verilir. Ez cümle; mesele, kaynak meselesi değil, mesele, öncelik meselesi. 100 bin öğretmenin maaşını, tek kalemde müteahhidinin cebine koyan bu anlayış, Türkiye’yi geleceğe taşıyamaz. Ülkenin kaynağı, imkanı ve daha da önemlisi ihtiyacı varken,
-Sırf canı istemediği için, 800 bin öğretmenimizi atamayan bu iktidar, çocuklarımıza hak ettikleri gibi bir gelecek sunamaz. “Milletine nankör, yandaşına bonkör.” olanların, milletimize yokluk ve çileden başka vereceği bir şey olamaz. Bu kadar açık, bu kadar basit, bu kadar net!
.-Aç gezerken insanlar, umutsuz gezerken gençler, bankamatik memurlarının o parayı alma durumu yoktur, günahtır. Ve bunun vebalini Cenab-ı Hak hepimizin gözü önünde ortaya koyacaktır.