Kendisine saldıranları, halkın da izleyeceği bir tartışmaya davet eden Eygi, “Temiz Müslümanların Amerika ve İsrail’le iş birliği yapması mümkün müdür?” diye yazdı.
Eygi, diyalogculara şöyle seslendi: “BOP, bir Müslüman’ın kabul edip destekleyeceği bir proje midir? Amerikan ve Yahudi parasıyla İslâm’a hizmet edilebilir mi?”
İşte atıfda bulunduğu ayetler
Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar... Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.
(Bakara Suresi 120)
Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır.
(Maide Suresi 51)
Diyalogcuları kızdırdı
Kur’an-ı Kerim’den yola çıkarak, kafirleri dost edinenleri eleştirdiği için diyalogcuların hedefi haline gelen Milli Gazete yazarı Eygi, kendisine kızanları yerden yere vurdu.
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in Türkiye ziyareti esnasında, Kur’an-ı Kerim’den yola çıkarak, “kafirleri dost edinenler” ile “dinde reform sapıklığına düşenleri” eleştirdiği için diyalog yanlısı Ilımlı İslamcıları fena kızdırdı. Eygi, “Bana Niçin Öfkeleniyorsunuz?” başlıklı dünkü yazısında, “Bana kızıp köpürmekle, sövüp saymakla yanlış inançları doğrulamak mümkün mü” diye sordu. İşte Eygi’nin yazısından önemli satırbaşları:
“Siz Müslüman, ben Müslüman ve siz bana çok kızıyor, köpürüyorsunuz. Acaba bu öfkenin sebepleri, gerekçeleri nedir? Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata, fıkha, ahlâk-ı İslâmiyeye aykırı bir şeyler mi yazmışım?.. Hayır, böyle bir şey yok... Olursa ve uyarılırsam hemen hatâmı kabul ederim.
”...Bana şu sebeplerden dolayı kızıyormuşsunuz:
* Siz, Hz. Muhammed Aleyhisselamı, Kur’ân-ı Kerim’i, İslâm dinini inkar eden kafirlerin ehl-i necat (kurtuluş ehli) ve ehl-i cennet olduğuna inanıyormuşsunuz; ben ise bu inançların İslâm ile, Kur’ân ile, Sünnet ile bağdaşmadığını yazıyormuşum. Böylece size ve “dostlarınıza” zarar veriyormuşum...
* Para, madde, dünya konusunda yazdıklarım dolaylı olarak sizi rahatsız ediyormuş...
Bu sebeplerden ve gerekçelerden dolayı rahatsız olup bana düşmanlık ediyorsanız ben ne yapabilirim?
Sapık inançlara vurgu
Doğrudan doğruya yapmadığım, isim vermediğim, şahsîleştirmediğim anonim tenkitlerim dolayısıyla kimseden korkacak ve çekinecek değilim. Bunları iyilik için, salâh için yapıyorum.
Yanlışım varsa açık imza ve adres, telefon numarası vererek gerekçeli şekilde yazın, çok uzun olmamak şartıyla bu sütunlarda basayım. Lütfen şu sorularıma cevap veriniz:
* Siz, Teslis’e inananlarla, Müslümanların Allah inancı birdir diyorsunuz. Bu görüşünüz ve inancınız İslâm’a tamamen zıttır. Kur’an-ı Kerim’de Teslis inancının yanlış olduğu sarih şekilde beyan buyrulmuştur.
* Bir kimse, Peygamberimizin risâletini, davetini, Kitabını, dinini duysa, öğrense, bilse ve bunlara iman etmese, İslâm’ın öğretilerine göre o kişi ehl-i necat ve ehl-i cennet olmaz.
Bana kızıp köpürmekle, sövüp saymakla yukarıda açıkladığım yanlış inançları doğrulamak mümkün müdür?
Bu konularda yanlış düşünmediğinizi, sapık inançlar sergilemediğinizi, gücünüz yetiyorsa ispat edin. Mümkün değil ispat edemezsiniz. Çünkü bunlar Yüce İslâm dinine zıt bozuk inançlardır.
Yarın, ahiret aleminde Yüce Huzurda ne cevap vereceksiniz.
Açıkoturum çağrısı
Allah, Kitabı’nda tek hak dinin İslâm olduğunu beyan buyuruyor, siz ise üç hak İbrahimî din bulunduğunu söylüyorsunuz. İslâm dünyasının icazetli büyük fakihlerine, müftülerine, allamelerine sorunuz. Bakalım ne diyecekler?
Bozuk inançlar sergileyen Diyalogcular niçin, bütün milletin seyredeceği bir açık oturuma katılmıyorlar? Böyle bir toplantı yapılmasını defalarca teklif ettim. Gündemi daha önceden belli olacak. İhtilâflı/tartışmalı konular açık seçik yazılacak. Öyle mugalata yapmak, havanda su dövmek, lastikli konuşmak yok.
Dinde reform isteyenleri eleştirmişti
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, 15 Mayıs 2008’de, “Kur’an, sünnet ve icma yolundan ayrılmayalım dinde yenilik ve reform tuzağına düşmeyelim” başlıklı yazısında, “ılımlı İslam” projesine öfke yağdırmıştı. İşte Eygi’nin, AB’cileri tenkit ettiği o yazısından bazı önemli satırbaşları:“... Zındıklık komiteleri dini bozmak, yeni bir İslâm türetmek için seferber oldular. Sapıklıklar, bid’atler aldı yürüdü. ...Sapıklık o derecelere vardı ki:
* Tevhid ile Teslis birdir diyenler çıktı. * Resûlullah Efendimizin risaletini, dinini, Allah katından getirdiği Kitabı inkar edenler ehl-i necat ve ehl-i cennet ilan edildi. * Din kardeşlerine düşmanlık edenler, kafirleri dost ve velî edindiler. * Kafir rüesasının ayaklarına, huzurlarına gidilip arz-ı ubudiyet edildi. * Kur’an-ı Kerim’in kesin hükmüyle, Allah katında tek geçerli ve makbul din İslâm iken, ’ibrahimî dinler’safsatası ile üç hak din bulunduğunu iddia edenler çıktı. * İslâm mukaddesatı dünyevî ve nefsanî şehvet ve ihtiraslara alet edildi. Din ticareti, mukaddesat bezirganlığı yapıldı.... Böyle bir fesat zamanında akıllı ve vicdanlı Müslüman ne yapacaktır? Yapılacak şeyler şunlardır: Kâfirleri dost ve velî (idareci) olarak kabul etmemek. Dinde reform sapıklığına ve küfrüne asla iltifat etmemek...”
Haber : Fatih ERBOZ