Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7 - Ülke TV ortak canlı yayınında gündemi değerlendirdi.
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'nin İdlib kentinde rejimin kimyasal silah saldırısına dair açıklamasına ilişkin şunları kaydetti:
"Teşekkür ederim ama lafta kalmasın. Eğer bu hakikaten icraat ortaya konulursa, biz de Türkiye olarak, bize ne düşüyorsa, biz bunu yapmaya hazırız. Biz bundan asla çekinmeyiz, kim olursa olsun çekinmeyiz. Biz Amerika başta olmak üzere, tüm koalisyon güçleri bir araya gelelim. Ben Sayın Putin'le de konuştum ama Sayın Putin hala 'bu işin arkasında Esed var mı yok mu?' Bunu hala iki gündür, üç gündür anlamıyorsa bu bizim için de üzücüdür. Bunları süratle bizim aşmamız lazım, kararımızı vermemiz lazım. Dost kimdir, düşman kimdir, bölgedeki virüs kimdir, bunu artık lütfen öğrenelim, ona göre de artık adımımızı atalım."
"BU CİNAYETLER DEVAM EDECEK"
Konuyu ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'a da ilettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ben geçenlerde ABD Dışişleri Bakanı geldiğinde de kendisine söyledim. 'Siz henüz Suriye'de yoksunuz' dedim. 'Rusya Suriye'de var. Ha siz şöyle Suriye'de varsınız, PYD'ye, YPG'ye silah, mühimmat bu tür yardımları yapmakla varsınız. Eğer bu böyle devam edecek olursa bilesiniz ki, buradaki bu cinayetler, bu terör esintileri devam edecek.' Çünkü şöyle bir zihniyet var. Önce ABD'nin bunu değiştirmesi lazım. Yani 'bir terör örgütünü, biz başka bir terör örgütüyle yok edelim, elimizde sıcaktan soğuğa değmesin.' Bu olmaz."
"BERABER YAPALIM AMA MÜNBİÇ'İ GERÇEK SAHİPLERİNE VERELİM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tamamlanan Fırat Kalkanı Harekatının devamıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Orada Özgür Suriye Ordusu'yla birlikte El Bab halledildi. Şimdi güneydoğuya doğru, Münbiç'e yönelmemiz gerekiyor, hedef bu. Şimdi bakıyoruz ki bazıları orada bayrak dalgalandırma gayreti içinde. Zaten Sayın Obama'yla bu işi çözemedik biz. Çünkü Obama maalesef orada PYD'yi ve YPG'yi korumak gayreti içerisinde oldu, bunlara silah yardımı yaptı, çok ciddi silah yardımı yaptı. Kim ne derse desin, elimizde belgeleri var. Biz şimdi bunları Trump yönetimine de söyledik, yani 'bizi ikna edemezsiniz' dedik. 'Elimizde bu belgeler var. Siz PYD terör örgütüne, YPG terör örgütüne bu silahları verdiniz ve onlara bu silah yardımını yaparken bunlardan aynı zamanda DEAŞ da istifade etti.' Şimdi aynı tuzağa yeniden düşmek istemiyoruz. Eğer insani yardım adı altında bir şeyler yapacaksanız gelin bunu beraber yapalım. Rusya da bayrak dalgalandırmak istiyor. Tamam, beraber yapalım ama Münbiç'i gerçek sahiplerine verelim. Münbiç'in gerçek sahibi kim? Araplar, orada Kürt yok."
"ESED 911 KİLOMETRELİK SINIRDA TEHDİT OLUŞTURUYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Esed'i biz kenara attık. Niye? O zaman böyle değildi ama şimdi artık bizim indimizde devlet terörünü estiren Esed var ve bu bizim için de 911 kilometrelik sınırda tehdit oluşturuyor." dedi.
"TÜRKİYE'Yİ 4 TEMEL ÜZERİNDE YÜKSELTME HEDEFİYLE YOLA ÇIKTIK"
Türkiye'yi 4 temel direk üzerinde yükseltme hedefiyle yola çıktıklarına anlatan Erdoğan, "Eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Bu 4 temel direk üzerinde yükselen Türkiye'nin, ardından ulaşım, enerji, gıda, tarım, bunlarla da bu işi yaygınlaştırmalıyız. Ve bu alanda biz ilk adımı attık. Eğitimde bunu başardık. Sağlıkta yaptığımız dev reformla bunu başardık. SSK, Emekli Sandığı, her bakanlığın kendine ait hastaneleri. Hepsini bunların birleştirdik. Yönetmek başka bir şey." diye konuştu.
"KILIÇDAROĞLU KESİN İHRAÇ İSTEMİYLE PARTİSİNDEN UZAKLAŞTIRMALI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un açıklamalarıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bir defa bu adam, gerçekten dört dörtlük cahil bir adam. Hiç mi hiç ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Bir defa bu ülkede 'Evet' diyeni sen Yunan'a benzetemezsin. Biz bununla ilgili davayı açıyoruz zaten, belki de arkadaşlar açtılar. Bu, böyle peşi bırakılacak bir şey değil. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yapması gereken, bunu kesin ihraç istemiyle partisinden uzaklaştırmasıdır. İkide bir, zırt pırt, afedersin kalkıp, işte 'Partimiz bizim, Atatürk'ün partisidir, şöyledir, böyledir.' Sen Atatürk'ün partisinde nasıl bu ülkeyi bölme gayreti içerisinde olan insanları topluyorsun ya? Seni Samsun'a sokmazlar. Bu adamı Samsun'a sokmazlar. Sen böyle bir yolculuğa çıkacaksın, Samsun'a geleceksin, benim o Samsunlu kardeşlerim seni Samsun'a sokmaz, seni Amasya'ya sokmaz. Seni kalkıp da oralardan Sakarya'ya... Sakarya'ya giremezsin bile. İzmir'den dökecekmiş, neyi döküyorsun ya?"