Arınç, Çankaya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencilerini Başbakanlık yeni binada kabul etti. Ekonomiyi düzeltmeden vatan, millet, Sakarya'nın bir anlamı olmayacağını dile getiren Arınç, toplumsal barışı korumaya çalıştıklarını söyledi. Partiyi kurarken muhafazakar demokrat kimlik olmasını istediklerini belirten Arınç, Batı'da yapılan işlere bakılarak herkesin farklı yerlere benzetebileceğini ifade etti.
Vatandaşın cebine girene, aldığı hizmete, gördüğü iyiliklere baktığını dile getiren Arınç, ilkeli dürüst siyaset yapanların seçildiğini ve bunu AK Parti'nin yaptığını vurguladı. Toplumla iç içe olduklarını anlatan Arınç, vatandaşlarla yaptığı telefon diyaloglarını aktardı.
Bir öğrencinin 'Devletin dindar nesil yetiştirme gibi bir görevi olmalı mı?' şeklindeki bir soruya ise Arınç, "Herhalde bu sorunun cevabını Tayyip Bey duymasa daha iyi olacak. Saat 19.00'dan sonra sorsaydın o Güney Kore'ye gitmiş olurdu, ben de rahatlıkla konuşurdum." diyerek espri yaptı.
AK Parti hükümetleri döneminde en fazla payı Milli Eğitimin aldığını dile getiren Arınç, daha önce ise Milli Savunma Bakanlığının aldığını hatırlattı. Arınç, "Sayın Başbakanımızın dindar neslinden kastının inançlı bir nesil yetiştirmek olduğunu düşünüyorum. Dindarlık sadece Müslümanlara ait bir vasıf değildir. Herkes kendi inancında dindar olabilir. Ben dindarlığı samimiyet anlamında düşünüyorum. İnançlı bir gençliğin ülkesine, vatanına, kendi ailesine, kendisine daha faydalı bir takım argümanlarla desteklenmesi bir amaç olabilir. Sayın Başbakan bu konuda samimidir ve bence de masumdur." şeklinde konuştu.
Arınç, öğrencinin birine de "Eyvah bu nutuk atacak galiba, elindeki kağıtlara bakılırsa" diyerek şaka yaptı. Öğrenci de "Genelde siyasetçilere soru sorduğumuz zaman yarım saatte cevap verirler. Bu istisnadır. Hep lafı dolandırırlar, ama siz olsun, Sayın Başbakanımız olsun bazen tam lafı gediğine oturtuyor. Bu yetenek mi, yoksa daha önce bu sorular size geliyor mu, böyle mi başarıyorsunuz?" şeklinde Arınç'a soru sordu. Arınç ise kendi yöntemlerinin bu olduğunu ifade etti. Bu diyalog gülüşmelere yol açtı.
AK Parti'nin üç dönem seçilme şartına ilişkin bir soruya da Arınç, buna inanarak altına imza attıklarını belirterek, bildiği kadarıyla bundan geriye dönüş olmadığını vurguladı. Kişiye dayalı bir siyasi partinin mümkün olmadığının altını çizen Arınç, kurumsallaştıklarına inandıklarını ve gelen herkesin partiyi daha ileriye götüreceğini inanmamaları halinde siyaseti bu kadar güçlü yapamayacaklarını söyledi. Simge isimlerin bulunduğunu anlatan Arınç, "Recep Tayyip Erdoğan adeta bir halk kahramanıdır. Çok sevilen, her sözüne güvenilen, inanılan insandır. Ama o da nihayetinde bir insandır. Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür. Yani atasözlerimizi de düşünmemiz lazım. Biz bugün varız, belki bir gün sonra olmayabiliriz. Ben varsam her şey var, bu parti o zaman ayakta durur; öyle düşünseydik bu partiyi kurmazdık. Biz gelip geçici bir heves uğruna değil Türkiye'ye hizmet eden bir siyaset kurumu diye kurduk. Herkes kafasından ne geçiriyor yazabilir, söyleyebilir. Bizim hesaplarımız ancak o gün gerçekleştiğinde mevcut reel duruma göre bu konuda bir karar alarak bunun icabını yerine getiririz. Bugünden hesap yapmak, siyasette çok doğru şeyler değildir." ifadelerini kullandı.
Siyasete bundan sonra nasıl devam edeceğine yönelik bir soruya Arınç, "Benim bütün ümidim, ömrüm olursa bu dönemin sonunu görmek. Ondan sonra da artık yeter deyip hem üç dönemki yasak hem de artık 5 dönemimi tamamladım, yapacağım her şeyi yaptım, söyleyeceğim her şeyi söyledim. Bundan sonra biraz daha kendimize ve topluma karşı görevlerimizi yerine getirelim diye şahsen siyasetten uzak kalmayı tercih ederim." karşılığını verdi.ZAMAN