ANKA
Türkiye üç ayda Çin’den 191 milyon dolarlık giyim eşyası, 116 milyon dolarlık ayakkabı, 89 milyon dolarlık oyuncak, 57 milyon dolarlık mobilya, 42 milyon dolarlık çanta, 35 milyon dolarlık çanak çömlek satın aldı. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Çin kabusunun hortladığını vurgulayarak, "İşsizliğin nedenini başka yerde aramayın. İstihdam Paketi’nde ucuz ithalata karşı teknik engellere mutlaka yer verilmeli" dedi.
Ankara Ticaret Odası, yaptığı yazılı açıklamada Çin, Hindistan ve Kore’den yapılan ithalatlara dikkat çekti. İç talepte yaşanan canlanmayla birlikte Türkiye’nin Çin, Hindistan, Kore gibi ülkelerden yaptığı ithalatta bu yıl yüzde 50’ye yakın artış yaşandığı vurgulandı. ATO’nun TÜİK’in verilerinden yaptığı belirlemelerine göre Türkiye’nin toplam ithalatının 32,7, dış ticaret açığının da yüzde 175,3 oranında bu yıl Ocak-Mart döneminde Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalat yüzde 45.7, Güney Kore’den yaptığı ithalat yüzde 43.5, Tayvan’dan yaptığı ithalat yüzde 84.5, Hindistan’dan yaptığı ithalat yüzde 76.4 oranında artış kaydetti. Türkiye’nin genellikle dayanıklı ya da yarı dayanıklı tüketim malları ile aramalı ithal ettiği söz konusu ülkelerden yılın ilk çeyreğinde yapılan ithalattaki toplam artış ise yüzde 50.9 olarak gerçekleşti. Aynı ülkelerden yapılan ithalat 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında azalmıştı.
-DAYANIKLI VE YARI DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI İTHAL EDİLİYOR-
ATO’nun raporuna göre Türkiye’ye özellikle ucuz işgücü açısından rekabet üstünlüğü bulunan söz konusu ülkelerden önemli ölçüde dayanıklı ve yarı-dayanıklı tüketim malları ile aramaları ithal ediliyor. Bu ülkelerden yapılan ithalatta yaşanan büyüme Türkiye’de aynı üretimi yapan iş yerlerinin üretimini ve dolayısıyla istihdamını doğrudan etkiliyor. Ekonomide kaydedilen büyümenin istihdama tam olarak yansımamasının altında yatan nedenler arasında söz konusu ithalat da önemli bir yer buluyor.
-DIŞ TİCARET AÇIĞININ DÖRTTE BİRİ ÇİN’E-
Örneğin Türkiye’nin bu yılın ilk üç aylık döneminde Çin’den yaptığı 3.6 milyar dolarlık ithalatın, 116 milyon dolarlık kısmını ayakkabı ithalatı oluşturuyor. Türkiye yine 3 aylık dönemde Çin’den 89 milyon dolarlık oyuncak ithal etti. Çin’den ithal edilen buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve televizyon için üç aylık dönemde ödenen para 139 milyon doları buluyor. Bu ülkeden yapılan telli ya da telsiz telefon cihazı ithalatına üç ayda ödenen para ise 260 milyon doları aşıyor. Dünyanın önemli bir konfeksiyon üreticisi olan Türkiye’nin yılın ilk üç aylık döneminde Çin’den yaptığı giyim eşyası ithalatı ise 191 milyon dolara ulaşıyor. Çanta-bavul ithalatı için üç ayda 42 milyon dolar, çanak-çömlek ithalatı için 35 milyon doları buluyor. 2009 yılında iç talepte yaşanan hızlı daralma nedeniyle Türkiye’nin Çin ve benzeri ülkelerden yaptığı ithalatta yüzde 20 oranında azalma yaşanmıştı. Bu yılla birlikte söz konusu ülkelerden ithal edilen ürünler yeniden vitrinleri süslemeye başladı.
Dünyada irili ufaklı 180’den fazla ülkeyle dış ticaret yapan Türkiye’nin Ocak-Mart 2010 döneminde verdiği 12.1 milyar dolarlık dış ticaret açığının 3.2 milyar doları, diğer bir ifadeyle dörtte biri sadece Çin’le yapılan dış ticaretten kaynaklandı. Çin, Güney Kore, Hindistan, Tayvan gibi ülkeler birlikte değerlendirildiğinde ise bu ülkelere karşı verilen 4.8 milyar dolarlık dış ticaret açığı aynı dönemdeki toplam açığın yaklaşık yüzde 40’ını oluşturmaya başladı.
-TÜKETİM MALI İTHALATI YÜZDE 37 BÜYÜDÜ-
Bu arada Türkiye’nin sadece Uzakdoğu ülkelerinden değir diğer ülkelerden yaptığı tüketim malı ithalatı da hızlı bir şekilde artmaya başladı. Ocak-Mart 2010 döneminde yapılan tüketim malı ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37 büyüdü. Aramalı ithalatındaki büyüme ise yüzde 34,6’yı buldu. Tüketim malları kapsamındaki otomobil ithalatında geçen yıla göre yüzde 68, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 61,3, yarı dayanıklı tüketim mallarının ithalatında yüzde 16,9, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 20,2, işlenmemiş yiyecek-içecek ithalatında yüzde 42,6, işlenmiş yiyecek ve içecek ithalatında yüzde 48 artış kaydedildi. Aramalı ithalatının büyük bölümünü oluşturan sanayi için işlem görmüş hammadde ithalatı ise yüzde 50,6 oranında a artış gösteriyor.
-AYGÜN: UCUZ İTHALAT İŞSİZLİĞİ KÖRÜKLÜYOR-
ATO Başkanı Sinan Aygün konuya ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye ekonomisinde büyümenin yeniden başlamasıyla birlikte, "Çin kâbusunun" da geri döndüğünü belirtti. Aygün ithalatta da yeni bir patlama yaşanmasının, işsizlik sorununun çözümünü güçleştirdiğini belirtti. Aygün, Türk limanlarına Uzakdoğu ülkelerinin tüketim mallarını boşaltan her bir geminin Türkiye’de bir fabrikanın kapanmasına, yüzlerce kişinin işsiz kalmasına yol açtığını ifade ederek şunları söyledi:
"Türkiye, hükümetiyle, muhalefetiyle, iş adamlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, sendikalarıyla son zamanlarda işsizlik sorununu nasıl çözeceğini tartışıyor. Hükümet, istihdamı artırmak için yeni bir paket hazırlığı yapıyor. Elbette işsizliğin, ekonomideki büyümenin istihdama tam olarak yansımamasının birçok nedeni var, ama dışarıdan yapılan ucuz ithalat bu nedenlerin başında yer alıyor. Son aylarda yeniden uzak doğu ürünleri vitrinleri doldurmaya başladı. Adeta Çin pazarına nur yağıyor. Türkiye bu ithalatla Uzakdoğu ülkelerinin istihdamını desteklerken, kendi işsizleri kahvede tespih çekiyor. Eğer istihdamı artırmak, fabrikalarımızın atıl kapasitesini üretime sokmak istiyorsak, yerli üreticinin rekabet edemediği bu ucuz ithalata dur demenin yollarını aramalıyız."
-"TEKNİK ENGELLER KONULMALI"-
Sinan Aygün, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmeden bu tür ithalata karşı teknik engeller koyarak, yerli üretimi ve dolayısıyla istihdamı koruyabileceğini savunarak, hazırlanacak istihdam paketine mutlaka bu yönde önlemler konulması gerektiğini vurguladı. Aygün, istihdam paketi kapsamında yerli aramalı kullanımının da teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti