"Hiç kuşku yok ki, Türkiye siyasetinin en karizmatik liderlerinden biriydi Alparslan Türkeş... Bu karizma, örgüt disipliniyle de birleşince ortaya çok etkileyici bir otorite çıkıyor ve o otorite, partiyi birarada tutuyordu." Türkeş’in ölümüyle MHP'de başka bir "Başbuğ" olmadı, sadece "yeni bir genel başkan" seçildi. Türk siyaset hayatı ve MHP için Türkeş'siz yeni bir dönem başladı.

HAYATI

Yıl 1860, Orta Anadolu'da, Kayseri'nin, Pınarbaşı ilçesi'nin Yukarı Köşkerli Köyünde meskun Avşar Obalarından Koyunoğlu ailesi bir toprak meselesi yüzünden kavgaya girişince Sultan Abdülaziz'in fermanıyla Kıbrıs'a sürgün edildi.

Yıl 1917 ve Kasım'ın 25'i, öğle vakti. Yer, Lefkoşe. Haydarpaşa Mahallesi Kirlizade sokağı 13 numaralı mütevazi evde, Kıbrıs'a yerleşen Koyunoğlu soyuna mensup Tuzlalı Ahmet Hamdi Bey ve eşi Fatma Zehra Hanımın Ali Arslan adını verdikleri oğulları dünyaya geldi.

1878 yılında Kıbrıs Osmanlı yönetiminden alınarak İngilizlere verildi. 1920'li yıllarda ilkokula başlayan Ali Aslan 'anavatandan uzakta esaret altında yaşayan Türkler' fikriyle Kıbrıs'ta ilk ve ortaokul yıllarında tanıştı. Hocası Osman Zeki Bey'in tavsiye ve telkinleriyle Ali Aslan olan adını Alparslan olarak değiştirdi.

TÜRKİYE'YE GELİŞ VE ASKERİ KARİYER

1933 yılında aile Türkiye'ye göç etti ve 16 yaşındaki Alparslan aynı yıl Kuleli Askeri Lisesi'ne kayıt oldu. Türkeş, 1936'da Kuleli Askeri Lisesi ve 1938'de Harp Okulu'nu bitirdikten sonra 1939'da piyade asteğmeni olarak girdiği atış okulundan teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1940'ta evlendi.

1944'te Harp Akademisi öğrencisi Yüzbaşı Alparslan Türkeş (Nihal Atsız'la birlikte) 'Irkçılık-Turancılık' suçlamasıyla yargılandı ve 9 ay 10 gün hapis cezası aldı. 1945 yılında Askeri Yargıtay kararıyla tahliye edildi ve 1947'de beraat etti ve orduya geri dönerek 1948'de Harp Akademisi'ni bitirdi.

İkinci Dünya Savaşı'nın sona erip soğuk savaşın başladığı bu dönemde Türkeş ABD'ye gönderildi ve burada Amerikan Harp Akademisi'ni ve piyade okulunu bitirdi. 1955-1957 yılları arasında Washington'da NATO Daimi Komitesi'nde bulundu. Bu dönemde 'komünizmle mücadele' konularında Amerika'da eğitim gördü. 1959'da Almanya'da Atom ve Nükleer Okulu'na gönderildi ve buradaki eğitiminden sonra albaylığa terfi ederek Kara Kuvvetleri Komutanlığı NATO şube müdürü olarak atandı.

27 MAYISZ İHTİLALİ

27 Mayıs 1960'tan kısa süre önce Elazığ'daki birliğinden Ankara'ya atanan Kurmay Albay Alparslan Türkeş, Korgeneral Talat Aydemir'in önerisiyle Milli Birlik Komitesi'ne alındı. 27 Mayıs ihtilalini bu komite planlayıp yürütecekti.

27 Mayıs 1960 günü Türkiye ihtilal bildirisini radyoda Alparslan Türkeş'in sesinden dinledi. İhtilalin kudretli Albayı artık herkesin tanıdığı bir isim olmuştu.

27 Mayıs sonrası Başbakanlık müsteşarlığı yaptı. Bu dönemde Milli Birlik Komitesi içindeki görüş ayrılığı sonucu 1960 sonbaharında MBK'dan çıkarılan 14'ler grubu içindeydi. İktidarın sivil hükümete devredilmesine karşı çıktığı için MBK'nın diğer üyeleri tarafından emekliye ayrılıp tasfiye edilen bu grubun lideri konumundaki Alparslan Türkeş, Yeni Delhi büyükelçilik müşaviri olarak apar topar Hindistan'a gönderildi.

Hindistan sürgünü sırasında MBK Başkanı Cemal Gürsel 'e, Yüksek Adalet Divanı 'nda yargılanan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmelerinin doğru olmayacağını vurgulayan bir mektup da gönderdi.

İki yılı aşkın bir süre yurda dönemeyecek ancak 1963'de Türkiye'ye geldiğinde kalabalık bir kitle tarafından karşılanacaktı.

SİYASİ HAYATA GİRİŞİ

Türkiye'ye döndükten kısa bir süre sonra Gökhan Evliyaoğlu'nun Adalet Partisi'ne katılma yolundaki teklifini reddeden Türkeş 2 Mayıs 1963'te Türkiye Huzur ve Yükselme Derneği'ni kurdu.

Darbe hazırlığı yapan Talat Aydemir-Fethi Gürcan ikilisiyle ilişkiye girdi. Ancak Talat Aydemir'le anlaşmazlığa düştü. Bunun üzerine darbeyi hükümete haber verdi. Kendisi de darbe girişimi nedeniyle yargılandı. Mamak Askeri Cezaevi'nde dört ay hapis yattıktan sonra 'darbeyi önceden hükümete duyurduğu' için beraat etti.

Alparslan Türkeş, sürgünde olduğu dönemde 14'lerden çoğu ile sık sık bir araya gelerek dönüşten sonraki stratejisini belirleyici toplantılar yapmıştı. Nitekim 31 Mart 1965'te, 14'lerden Dündar Taşer, Ahmet Er, Muzaffer Özdağ, Rıfat Baykal, Mustafa Kaplan gibi eski MBK üyeleri ile birlikte Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) katılarak fiilen siyasi hayata girmiş oldu.

Ağustos 1965'teki kongrede parti başkanlığına seçilen Türkeş'e bu dönemde kendisini sevenler tarafından 'Başbuğ' denilmeye başlandı. 1965 seçimlerinde Ankara milletvekili olan Türkeş, 1966 yılında cumhurbaşkanlığına aday oldu ama yalnızca 11 oy aldığı seçimde cumhurbaşkanlığına Cevdet Sunay seçildi.

1969 seçimleri yaklaşırken 6-8 Şubat 1969'da Adana il kongresinde CKMP adı Milliyetçi Hareket Partisi; ve terazi olan amblemi de üç hilâl olarak değiştirildi.. Alparslan Türkeş 1969 ve 1973 seçimlerinde Adana milletvekili olarak parlamentoya girdi. Bu dönemlerde Ülkü Ocakları, Büyük Ülkü Derneği ve diğer mesleki örgütlenmeler başlar.

1968 yılından üniversitelerde başlayan hareketlenmeleri 'komünist devrimin hazırlıkları' olarak değerlendiren Milliyetçi çevreler 'komünizmle mücadele' amacıyla ülkücü örgütlenmeler içinde yer alırlar. Bu dönemde Türkeş'e atfedilen "Davadan döneni vurun" sözü Milliyetçi hareketin sloganı olarak hatırlanır.

MC HÜKÜMETLERİ DÖNEMİ

Alparslan Türkeş, 31 Mart 1975-13 Haziran 1977 ve 1 Ağustos-31 Aralık 1977 tarihleri arasında Süleyman Demirel başkanlığında kurulan I. ve II. Milliyetçi Cephe koalisyon hükümetlerinde MHP Genel Başkanı olarak, Başbakan Yardımcılığı ve Devlet Bakanlığı yaptı.

12 EYLÜL VE SONRASI DÖNEM

12 Eylül'ün ilk günlerinde sıkıyönetim tarafından aranan Alparslan Türkeş bir süre MHP'li Halil Şıvgın'ın evinde saklandıktan sonra güvenlik güçlerine teslim oldu. 29 Nisan 1981'de başlayan MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasında idam istemiyle yargılandı. Ankara Askeri Dil Okulu'nda ve hastalandığı dönemde de Mevki Hastahanesi'nde geçen ve yaklaşık dört buçuk yıl süren tutukluluğun ardından Türkeş 9 Nisan 1985'de tahliye oldu ve beraat etti.

6 Eylül 1987'de yapılan referandum sonucu siyaset yasağının kalkmasıyla Milliyetçi Çalışma Partisi'ne girdi ve aynı yıl yapılan olağanüstü kongrede genel başkanlığa seçildi. 1991 genel seçimlerinde RP ile seçim ittifakı yapan MÇP lideri Türkeş, Yozgat milletvekili olarak yeniden parlamentoya girdi.

1992'de Siyasi Partiler Kanunu'nda yapılan değişiklikle, 12 Eylül'de kapatılmış olan partilerin eski adlarını almasına izin verilince MÇP'nin ismi de 1993 yılında MHP olarak değiştirildi.

Alparslan Türkeş 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan genel seçimlerde Adana'dan milletvekilli adayı oldu ancak MHP yüzde 10'luk barajın altında kaldığı için Türkeş hayatının son seçiminde parlemento dışı kaldı.

Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997'de geçirdiği kalp krizi sonucu Ankara'da vefat etti. Cenazesi, devlet töreni ile kaldırıldı.(GÜNCEL.NET)